ABD' de Yüksek Mahkeme Üyelerinin Atanması

ABD Anayasası’na göre Yüksek Mahkeme üyeleri Başkan tarafından aday gösterilir;

Senato’nun görüş ve onayı alındıktan sonra yine Başkan tarafından

atanır.

Anayasa, adaylarda aranacak şartlar konusunda ayrıntıya girmemiş;

Yüksek Mahkeme’ye “nitelikli hukukçuların” atanmasını, Başkan ve Senato’nun sağduyusuna emanet etmiştir.

Uygulamada,

Adaylık için Amerikan Barolar Birliği’nce “nitelikli hukukçu” olarak kabul edilme şartı aranmaktadır.

Başkan’ın göstereceği adayın Senato’dan onay alması için en az

tam sayının salt çoğunluğu olan 51 oy gerekir.

Başkan ve Senato çoğunluğunun aynı siyasi görüşten olması halinde,

Yüksek Mahkeme’ye ideolojik olarak kendilerine yakın kişileri atamaları mümkündür.

Yüksek Mahkeme üyelerinin ölüm ve kendiliğinden çekilme dışında ölünceye kadar bu görevde kaldığı düşünülürse,

Aynı siyasi görüşü paylaşan bir Başkan ve Senato,

Yapacakları atamalarla Yüksek Mahkeme’nin yapısını kalıcı biçimde

değiştirebileceklerdir.

Bu durum, belirli bir andaki siyasi çoğunluğa kendi ideolojik görüşlerini Yüksek Mahkeme’ye taşımakla kalmayıp,

Bu görüşlere siyasi çoğunluk değişse bile uzun bir süre için kalıcı etki kazandırma olanağı sunmaktadır.

Bununla birlikte;

Uç örneklerde, ideolojik yönden aşırılığıyla tanınan adayların atanmasını önlemek için Senato İçtüzüğünde yer alan bir “filtreleme” olanağından yararlanılmaktadır.

İçtüzüğe göre, yargı atamalarındaki oylamaların yapılması ancak 60 Senatör tarafından bu yönde bir istem gelmesi halinde mümkündür;

Yani, 60 Senatör tarafından talep edilmedikçe yargı atamaları için oylamaya geçilemez.

ABD Yüksek Mahkemesi’nin kuruluşundan bu yana geçen 200 yılı aşkın sürede,

Başkanlar Yüksek Mahkeme üyelerinin kendi siyasi görüşleri yönünde belirlenmesi konusunda ancak kısmî bir başarı elde edebilmişlerdir.

Senato’daki onay sürecinde, adayla günler süren bir mülakat

yapılmaktadır.

Adalet Komisyonu’nda kamuoyuna açık olarak

yapılan bu mülakatta,

Adayın karakterinden tutun da bilgi düzeyine ve “yargı felsefesi”ne kadar pek çok konu derinlemesine irdelenmektedir.

Bu mülakatın atama sürecinin şeffaflığına büyük katkı yaptığı açıktır.

Ancak, Adalet Komisyonu’ndaki mülakat kimi zaman, siyasi muhaliflerin elinde çirkin bir “karalama ve yıpratma” aracına dönüşme riski taşımaktadır.

Yüksek Mahkeme üyelerinin sayısı Anayasa ile değil bir federal

yasa ile belirlenmiştir.

Dolayısıyla, siyasi iktidar teorik olarak, kanunda yapacağı bir değişiklikle üye sayısını arttırma ve kendisine yakın kişileri Yüksek Mahkeme’ye atamak suretiyle Mahkeme’deki ideolojik dengeleri değiştirme olanağına sahiptir.

YORUM EKLE