Adana’da, eşi Deniz (43) ve oğlu Alperen Suna’yı (16) bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla tutuklanarak, yargılandığı davada “Nitelikli kasten öldürme” suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen Cem Suna’ya verilen hapis cezalarına ilişkin mahkeme gerekçeli kararını yazdı. Kararda, sanığın, eşini ve oğlunu öldürdükten sonraki davranışlarında pişman olduğuna dair davranışları bulunmadığı belirtilerek, cezada indirim uygulanmadığına dikkat çekildi. Olay saatine kadar apartmana giren şahısların bina sakinleri olduğu, yabancı bir şahsın giriş çıkış yapmadığı da vurgulanan kararda, bıçaklar üzerinde sanık ile öldürülen anne-oğul dışında üçüncü bir şahsa ait herhangi bir parmak izi ile DNA profili tespit edilemediği belirtildi.
Çukurova ilçesi Toros Mahallesi’nde 19 Ağustos 2023’te 10 katlı apartmanın 9’ncu katındaki dairede yaşanan olayda iddiaya göre, Cem Suna ile eşi Deniz ve oğlu Alperen arasında tartışma çıktı. Çıkan tartışmanın büyümesi üzerine Cem Suna, yine iddiaya göre, mutfaktan aldığı bıçakla eşini 39 yerinden, oğlunu da 49 yerinden bıçakladı. Komşuların ihbarı üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Eve giren ekipler, aileyi yerde kanlar içinde buldu. Sağlık ekiplerince yapılan kontrolde Deniz Suna ile oğlunun olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Yaralı Cem Suna ise hastaneye kaldırıldı.
Hastanedeki tedavisinin ardından tutuklanan Cem Suna hakkında Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Nitelikli kasten öldürme’ suçundan açılan davada mahkeme heyeti, tutuklu sanık Cem Suna’yı, eşini ve oğlunu öldürmekten 2 defa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edip, tutukluluğunun devamına karar verdi.
Yapılan yargılama ve incelemenin ardından mahkeme gerekçeli kararını yazdı. Gerekçeli kararda, ihbar üzerine gidilen evin panjur kapısının kapalı ve kapı girişinde kan izleri olduğu, evin içerisine girildiğinde Cem Suna, Deniz Suna ve Alperen Suna’nın yerde yatar vaziyette olduklarının görüldüğü, Cem Suna’nın yaralı olarak Deniz Suna ile Alperen Suna’nın ise olay yerinde vefat ettiği, yerde iki adet bıçak bulunduğu, ikamette taraflarla birlikte yaşayan köpeğin de olay sırasında balkona çıkarılıp kapısının kapatıldığı ifade edildi.
"Yabancı kimse yok"
Olayın yaşandığı apartmanın girişinde bulunan kamera kayıtlarının incelendiğine dair tutulan tutanakta, olayın meydana geldiği binaya girişin tek olduğu, ayrı bir girişin bulunmadığı, olay saatine kadar apartmana giren şahısların bina sakinleri olduğu, yabancı bir şahsın giriş çıkış yapmadığı yer aldı. Ayrıca Adana Polis Kriminal Laboratuvarı tarafından yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda olay yerinden alınan bıçaklar, bıçaklar üzerinde bulunan örnekler ile ikamet içerisinden alınan örnekler üzerinde yapılan incelemelerde sanık ile öldürülen anne-oğul dışında üçüncü bir şahsa ait herhangi bir parmak izi ile DNA profili tespit edilemediği belirtildi.
Olay günü ailesiyle birlikte vakit geçirdikten sonra uyuduğunu söyleyen ve gözünü hastanede açtığını iddia eden sanığın, olay anına dair bir şey hatırlamadığını söylediğinin yer aldığı gerekçeli kararda, sanık avukatının sanığın akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair rapor alınması talebinin mahkemece yargılamayı uzatmaya yönelik olduğu değerlendirilerek ret edildiği belirtildi.
"Ceza indirimi uygulamadı"
Otopsi raporları, kolluk tutanakları, olay yeri inceleme raporları ve tüm dosya tümüyle ele alındığında; sanığın tespit edilemeyen bir sebepten dolayı oğlunu ve eşini çok sayıda bıçak darbesiyle öldürdüğü mahkemece kabul edildi. Sanığın suçtan sonraki davranışlarında da pişmanlık duymadığının bu nedenle de sanığın cezasında indirim yapılmaksızın ‘nitelikli kasten öldürme’ suçundan ceza aldığının belirtildiği gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi;
‘’Sanığın eylemini sırf eziyete neden olacak şekilde uzun bir zaman dilimine yayıp yaymadığının anlaşılamadığı, maktullerin vücudunda çok sayıda kesici alet yarası olmuş olsa da tek başına canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme suçunun kanıtı sayılamayacak oluşu ve sanığın canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme amacıyla hareket ettiğini gösterir olgunun olmadığı değerlendirildiğinde sanık hakkında maktullere karşı eylemlerine ilişkin koşulları oluşmadığından TCK’nın 82/1-b maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Netice itibariyle sanığın eşi olan Deniz Suna’ya karşı eylemi nedeniyle TCK’nın 82/1-d,f maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın oğlu olan Alperen Suna’ya karşı eylemi nedeniyle TCK’nın 82/1-d,e maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın suçtan sonraki davranışları, pişmanlık duyduğuna dair dosyaya yansıyan davranışları bulunmadığından sanık hakkında TCK’nın 62 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmekle mütalaaya uygun, oy birliğiyle hüküm kurulmuştur."