PRS markasıyla otomobil devlerine parça üretimi yapan Profil Sanayi A.Ş, 2019 yılı yatırımlarını tamamladığı tesisinde, korona virüs nedeniyle zorlu bir süreçten geçen Türkiye ekonomisine katkı sunuyor. Akçalar Sanayi Bölgesi’ndeki yeni tesisinde PRS markası ile aftermarket parça üretimi aksatmadan sürdüren Profil Sanayi A.Ş, bu alanda küresel pazardaki payını ve gücünü artırmayı hedefliyor.

Profil Sanayi A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Sezer, yaptığı açıklamada PRS’nin üretim, istihdam, ihracat, iç ve dış pazara yönelik büyüme hedefleri ile yeni tip korona virüsün ekonomiye etkileri konularında değerlendirmede bulundu. Profil Sanayi’nin yarım asrı aşan sektörel deneyime sahip olduğunu ve dünyanın en büyük otomobil firmalarına parça ürettiklerini belirten Sedat Sezer, Akçalar OSB’deki yeni tesislerinde 2019 yılı yatırımlarının tamamlanmasıyla aftermarket parça üretimi iki katına çıkardıklarını kaydetti.

Yarım asırlık birikim

Sedat Sezer, Hasanağa OSB’deki tesislerinde OEM’lere (Orijinal Ekipman Üreticisi) gövde, şasi, dış yüzey ve süspansiyon parçaları ürettiklerini, Akçalar Sanayi Bölgesi’ndeki yeni tesislerinde de aftermarket pazarına PRS markasıyla çok sayıda ürün sunduklarını kaydetti. Profil Sanayi’nin Türkiye’de otomobil sektörünün başlangıç yılı kabul edilen 1966 yılından bu yana şekillendirilmiş ve montajlı sac üretimi yaptığını, ayrıca kalıp imalatı gerçekleştirdiğini ifade eden Sedat Sezer, “Sektörde yarım asrı geçen bir süredir üretim yapıyoruz. Bugün geldiğimiz noktada dünya devi firmalara partnerlik yaparak Türkiye ekonomisine katkı sağlıyoruz. 2011 yılında PRS markasıyla aftermarket pazarına girdik. Önce 5 marka ile başladığımız üretimde bugün Volkswagen, Audi, Opel, Peugeot, Ford, Renault, Fiat, Mercedes, Lancia, Skoda, Chevrolet, Citroen, Dacia, Toyota, Hyundai ve KIA başta olmak üzere, 21 marka için çeşitli aftermarket parça üretimi yapıyoruz” dedi.

Açıklamasında pazar hedefleri hakkında da bilgi veren Sedat Sezer, PRS’nin Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika pazarında, büyüme çizgisi sürdüreceğini vurguladı. Sezer, geçen yıl Avrupa ve Kuzey Afrika pazarlarındaki yerlerini sağlamlaştırdıklarını, Güney Amerika ve Güney Afrika da ise yeni pazarlara girdiklerini belirtti.

İleri teknoloji ürünü makinelerle kaliteli ürünleri piyasaya sunduklarını dile getiren Sedat Sezer, hem iç hem dış pazarda piyasadaki araçların yaş ortalamasının giderek yükselmesiyle aftermerket pazarına olan talep ve ilginin arttığına dikkat çekti. Bu pazarda iddialı olduklarını ve PRS’nin büyüme çizgisini bu yılda sürdüreceğini açıklayan Sezer, “Küresel pazarın bir oyuncusu olmak için kaliteli ve güvenli ürün üretmek gerekiyor. Türk mühendisleri ve Türk işçileri tarafından üretilen parçalar geniş güvenlik testinden geçtikten sonra pazara sunuluyor. Akçalar’daki 6 bin metrekarelik alanda son teknolojiyle donatılmış tesislerimizde kapasitemizi artırarak üretime devam edeceğiz. Katma değeri yüksek olan sektörde firmamızı daha ileri taşıyarak ihracat ve istihdam gücümüzle ülke ekonomisine katkı koymaya devam edeceğiz” dedi.

Açıklamasında korona virüsün Türkiye ve dünya ekonomilerine yaptığı olumsuz etkiye de değinen Sedat Sezer, devletin salgının sağlık boyutuyla mücadele verdiğini, toplumun tüm kesimleri gibi kendilerinin de bireysel önlemlerle virüse karşı mücadele ettiklerini söyledi. Salgın nedeniyle özellikle KOBİ’lerin gerek geçici olarak kapatılması, gerek talep azalmasına bağlı ekonomik kayıplar yaşadığına değinen Sedat Sezer, Türkiye’nin zor günlerin altından kalkacak güce sahip olduğunu ifade etti. Hükümet ve kamu bankalarının destek paketlerin ekonomiye olumlu etkiler yapacağının altını çizen Sezer, şunları da söyledi: “İşletmelerin pirim ödemelerinin ötelenmesi, kısa çalışma ödeneğinin sağlanması ekonomiye nefes aldıracaktır. Destek sürecine çeşitli önlemler ve kolaylıklarla kamu bankaları da katıldı. Zor bir süreçten geçiyoruz. Hem virüsle mücadele döneminde, hem mücadele sonrasında ekonominin çarklarının dönmesi ülke olarak daha güçlü şekilde ayakta kalmamızı sağlayacaktır. Ekonomideki bu olumsuz havanın, orta vadede dağılacağına inanıyoruz.”