Özel Denizli Tekden Hastanesi, öğrencilerin korona virüs riskine karşı alması gereken tedbirler kapsamında ailelerden gelen sorularla ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Doç. Dr. Şerife Akalın, mevsim dolayısıyla grip dahil solunum yolu enfeksiyonunun arttığını belirterek, “Çocuklar dahil hepimizin yeterli miktarda su tüketimi sağlamamız gerekir” dedi.
Özel Denizli Tekden Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Şerife Akalın, okulların aşamalı olarak açılmasıyla birlikte çocuklarda özellikle korona virüsü olmak üzere çeşitli solunum yolu enfeksiyonlarına karşı alınması gereken tedbirler hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Özellikler ailelerin bu dönemde daha hassas davranması gerektiğini belirten Doç. Dr. Şerife Akalın, “Okulların aşamalı bir şekilde açılmasıyla birlikte ailelerde özellikle korona virüs enfeksiyonuna karşı ne gibi tedbirler alabiliriz sorularıyla sıkça karşılaşmaktayız. Sadece korona virüsüne karşı değil mevsimsel soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara karşı da almamız gereken bazı tedbirler mevcut. Bu tedbirlerde özellikle ailelerin daha hassas davranması gereken bir süreçteyiz. Okulların aşamalı bir şekilde açılmasıyla bulunduğumuz mevsim dolayısıyla grip dahil çeşitli solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığı artmaktadır. Enfeksiyon hastalıkları, virüs ve bakteri olarak tanımladığımız mikroorganizmalarla meydana gelir. Solunum yolu enfeksiyonuna yol açan mikroorganizmalar soluduğumuz hava, ellerimizle temasta bulunduğumuz çevremizdeki her türlü yüzey ve özellikle de hasta olan başka kişilerle yakın temas sonucu bize bulaşmaktadır. Hasta kişilerle aramıza fiziksel mesafe koymak, hastalık etkenlerinin yoğun bulunduğu alanları temizlemek ve vücudumuza giriş yerlerinden olan ağız ve burnumuzu kapatmak için maske takmak, hastalık yapan mikroorganizmaların bize bulaşmalarını önlemektedir. Maske burun, ağız ve çeneyi tamamen kapatacak, kenarlardan hava geçişine izin vermeyecek şekilde takılmalıdır. Başkasına ait bir maske geçici bir süreliğine de olsa kesinlikle takılmamalıdır” şeklinde bilgi verdi.
“Mevsime uygun beslenme önemlidir”
Bağışıklığı güçlendirmek ve olası enfeksiyon riskine karşı almamız gereken tedbirlerden bahseden Doç. Dr. Şerife Akalın, “Vücut direncini güçlendirmek için iyi beslenme, uygun fiziksel aktivite, yeterli uyku gibi almamız gereken bazı tedbirler mevcut. Biraz daha açacak olursak. Su tüketimi çok önemli. Çocuklar dahil hepimizin yeterli miktarda su tüketimi sağlamamız gerekir. Mevsimine uygun taze sebze ve meyve, süt ve süt ürünleri, kuruyemiş, baklagiller ve tahıl grubuyla beslenme önemlidir. Hazır meyve suları, gazlı ve yüksek şeker içeren yiyecek ve içeceklerin alınması azaltılmalı. Çocukların okulda da evde olduğu gibi ellerini sık sık su ve sabunla yıkamaları sağlanmalı. Sabun ve su hemen bulunamıyorsa, en az yüzde 60 alkol içeren bir el dezenfektanı kullanarak eller temizlenmeli. Ancak, eller gözle görülür derecede kirliyse çocuklara ellerini öncelikle sabun ve suyla yıkamaları öğretilmeli. Küçük çocuklar, el dezenfektanı kullanırken alkollü temizleme sıvısını yutmalarını önlemek için gözetim altında olmalı” ifadelerini kullandı.
“El temizliğinden taviz vermeme politikası esas alınmalı”
İnsanların mümkün olduğunda kalabalık ortamlardan Kaçınması ve mesafeye dikkat etmesi gerektiğini belirten Dr. Akalın, “Yüzeylerde biriken mikropların bulaşmasını engellemek için, sık dokunulan yüzeyler temizlenmeli. Öksürük ve hapşırık gibi kontrol dışı ve refleks hareketler sırasında çocukların ağız ve burunlarını tek kullanımlık kağıt mendille örtmeleri hatırlatılmalı. Mendil yoksa dirseğin iç kısmı kullanılmalıdır. Kalabalık ve toplu bulunulan alanlarda maske takmalarına dikkat edilmeli. Kalem, silgi, kitap gibi okul malzemeleri her çocuğun kendine ait olmalı, olabildiğince paylaşımdan kaçınılmalı ve ortak kullanımı azaltılmalı. Gerek çocuklar gerekse okul çalışanları ve öğretmenler arasında fiziksel mesafeye uyulmalı, bireyler arası temas azaltılmalı, mümkün olduğunca gruplar halinde, kalabalık ve kapalı ortamlarda olunmamalı, toplu bulunulması gereken durumlarda maske takılmalı. Kişilerin birbirleriyle arasında en az 1,5 metre mesafe olmalıdır. El temizliğinden taviz vermeme politikası esas alınmalı. Çocuklara verilecek eğitim sayesinde otokontrolün gelişmesi teşvik edilmeli. Öğretmenler ve okul personelinin çocuklara rol model oluşturacağı hatırlanmalıdır” diye konuştu.
“Dayanıklı yüzeyleri olan eşyalar sık sık antiseptikle temizlenebilir”
Okuldan dönen çocukların eve girdiklerinde hem kendilerinin hem de ailelerinin alması gereken tedbirler hakkında da uyarılarda buluna Dr. Akalın, “Okul kıyafetlerinde gözle görülür kirlenme varsa yıkanmalı, bunun dışında okul dönüşlerinde okul kıyafeti evin iyi havalanan bir bölümüne konmalı. Okul çantası, kalem kutusu gibi eşyalarda gözle görülür kirlenme durumunda malzemenin uygunluğuna göre yıkanmalı ya da su ve sabunla silinerek kuruması sağlanmalı. Dayanıklı yüzeyleri olan eşyalar sık sık antiseptikle temizlenebilir. Özellikle yüksek ateş, boğaz ağrısı, koku veya tat alamama, burun akıntısı, öksürük, halsizlik, kırgınlık, ishal, deride lekelenme-döküntüler gibi yakınmaları olan çocuklar okula gönderilmemeli ve aileleriyle beraber en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı ve okula bu konuda bilgi verilmeli” dedi.