DOĞU AKDENİZ - KKTC - LİBYA.!
Geçen hafta ve günlerde önemli gelişmeler yaşandı. Birbirinden bağımsız gibi görünse de ne kadar alakalı oldukları yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
* ABD Senatosu Ermeni soykırımını tanıdı.
* ABD Senato Dişilişkiler Komisyonu Türkiye'ye yaptırımları kabul etti.
* ABD Kongresi Kıbrıs Rum Kesimine silah ambargosunu kaldırdı.
* Güney Kıbrıs, Fransa, İtalya ortak deniz tatbikatı yaptı.
* Türkiye-Libya "Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası" TBMM'de onaylandı.
Temcit pilavı gibi her sene ısıtılıp önümüze konulan Sözde soykırım hikayesi ile bu satırları boşa harcamak yerine, çok daha önemli ve hükümeti topyekün desteklememiz icabeden Libya ile yapılan andlaşmaya dair birkaç noktaya dikkatlerinizi çekmek niyetindeyim.
"Güvenlik, askeri eğitim/öğretim, savunma sanayi, terörizmle, yasa dışı göç ile mücadele, talep olması halinde karşılıklı savunma ve güvenlik iş birliği ofisi kurulmasına ilişkin" hükümlerin yer aldığı bu andlaşma çok önemli.
Bu hafta yazmak, üzerine konuşmak istediğim konular da çok önemliydi..
Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu Gelecek Partisi, Aleyna Tilki'ye ödül, Erdoğan ailesinin bitmek bilmeyen saray sevdasının son halkası olan Yüzen Saray, Ceren Özdemir özelinde kadınlara şiddet, kadın cinayetleri, insan hakları haftası ve Haktan, hukuktan nasipsizler, Doğu Türkistan'da çiğnenen namusumuz, TRT'nin tarihinde ilk kez ana haber bülteni sunamayışı, Nobel Ödülü'nün itibarşızlaşması ve katliam övücü bir yazarın layık görülmesi, Öğretmenlerimizin atama talebi, Ahmet Davutoğlu'nun mal varlığı resti ve Güngören Belediyesi'nde yaşanan hadise..
Ancak, Libya ile yapılan "Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası" bahsetmek istediğim konuların hepsinin önüne geçti.
Sonda diyeceğimi başta söyleyeyim. Bu andlaşma ya da muhtıra ivedilikle İsrai ile de yapılmalı.!
Şimdilik ve yaşanan hadiselere bakıldığında mümkün görünmemekle ya da hemen olması zor görünse de Mısır'ı da kapsayacak bir "Deniz Yetki Alanlarını Sınırlama Andlaşması" Doğu Akdeniz’deki bütün gidişatı lehimize çevirecektir.
Tarihi bir tekerrür hali midir bilmiyorum lakin, Enver Paşa ve Mustafa Kemal Paşa'nın yanyana verdikleri o fotoğraf geliyor aklıma.
Libya Bizi Çağırıyor.!
Libya ile Türkiye'nin yaptıkları mutabakat neticesinde; Yunanistan ve Güney Kıbrıs, AB'yi harekete geçirerek bir karar aldırdılar ve bu muhtırayı tanımadıklarını ilan ettiler. Birleşmiş Milletler, bu yazı yazılırken Türkiye tarafından onaya sunulan bu muhtırayı tanıdığını henüz ilan etmedi. Belli ki ağırdan alacaklar.
Libya'da işler kızışıyor. BM'in resmi hükümet olarak tanıdığı ve bizim de anlaştığımız hükümet Libya'nın sadece %20'sine hakim durumda ve bizimle birlikte İtalya ve İngiltere tarafından destekleniyor.
Ülkenin geri kalanını elinde tutan ve Rusya'nın (dolaylı) özel birliklerle desteklediği muhalif hükümet bu anlaşmayı tanımadığını belirtse de ABD'nin henüz netleşmeyen tavrı sebebiyle durum daha da karışacak gibi duruyor.
ABD'nin kucağında büyüyen, CIA tarafından korunan ve sonra nasılsa Rusya ve Fransa'nın sahiplendiği muhalif liderin akıbetine dair öngörülerimiz, kim olduğu, neden Ruslara, Libya'da üs kurma sözü verdiği, ABD'nin bu durum karşısında Türkiye'nin mi yoksa Yunanistan’ın mı yanında konuşlanacağı, İtalya'nın ve Fransa'nın ve hatta tüm petrol şirketleri resmi hükümetle çalışıyor olmasına karşın İngiltere'nin tutumunun ne olacağını yakın zamanda göreceğiz.
Türkiye'de siyasi aktörler, Libya ile varılan mutabakatta da ayrıştılar. Amerikancılar ile Rusçular arasında polemik ve kamuoyu yaratma çabası devam ederken, biz Türk Milliyetçilerinin tavrı, sadece ve sadece Türk Milleti'nin çıkarları olacaktır.!
Bu mevzuyu gelişmeler ışığında yeniden ele alacak ve Türk Milleti’nin menfaatine olacağına inandığımız, Libya ile yapılan andlaşmanın, İsrail ve Mısır ile de gerçekleştirilmesi yönündeki önerimizi her platformda dile getirmeye devam edeceğiz.