Korona virüs (Covid-19) salgını sürecinde yeni normale geçişin başlamasıyla turistik turlara olan talep tavan yaptı.
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını Türkiye’ye de ulaştı. Mart ayı itibariyle vaka sayılarının yükselmesi ve vefat eden sayısındaki artış sebebiyle yetkililer çeşitli önlemleri hayata geçirdi. Kafe, restoran, kuaförler ve turizm acenteleri gibi birçok işletme yaklaşık 3 ay boyunca faaliyetlerini durdurdu. Vaka sayılarının azalması ve iyileşen sayısındaki artış dolayısıyla 1 Haziran itibariyle yeni normale geçiş başladı. Normalleşmeyle birlikte birçok işletme kapılarını açarken, pandemi sürecinden en çok etkilenen sektörlerden biri olan turizm sektöründe de acenteler faaliyetlerine başladı. Turistik gezilerin de yeni normale uygun olarak başlamasıyla, turlara olan talep tavan yaptı. Pandemi süreci boyunca evlerinde kalan vatandaşlar, tatil ve turlara yoğun talep gösterdi. Yaklaşık 3 ay boyunca kapatan kapatan acentelerin sahipleri, salgın döneminde maddi açıdan zorluk yaşadıklarını belirtti. Normalleşmenin ilk adımlarıyla birlikte işletmelerini açan acenteciler taleplerin adeta patlama yaşadığını söyledi.
“Ciddi bir talep var”
Eskişehir’de 222 Tour adlı seyahat acentesinin sahibi Fatih Çetin, kapılarını açmalarıyla birlikte yoğun bir taleple karşılaştıklarını belirtti. Vatandaşların evlerinde kaldığı süre boyunca sıkıldıklarını ve fırsattan yararlanmak istediklerini ifade eden Çetin, “Ciddi bir talep var. Talebin olmasını da şuna bağlıyorum; insanlar bu süreçte evlerinde çok sıkıldı. Havalarında mevsim şartlarına gelerek ısınmasıyla insanları dışarı çıkmaya sevk ediyor. Ciddi mesaj ve telefon alıyoruz. Biz de bunlarla ilgili gerekli çalışmaları yaptık ama dediğim gibi yavaş yavaş ilerliyoruz. Mesela büyükşehirlerle ilgili bir çalışma yapmıyoruz. İstanbul’un herhangi bir bölgesine turumuz yok. Belli bir süre de yapmayı düşünmüyoruz. Bu hafta ve gelecek hafta itibariyle talep gören bazı bölgelere küçük küçük turlar düzenleyeceğiz. Gittiğimiz zaman sıkıntı yaşamayacağımız bölgelerle ilgili çalışmalar yapıyoruz. İnsanlar bunaldı ve artık dışarı çıkıp stres atmak istiyor. İnsanlar bunalmışlığın etkisiyle bazı şeyleri gözden kaçırabiliyor. Bizde bu noktada profesyoneller olarak vermiş olduğumuz hizmetle almaya çalışıyoruz. Mesela araçlarımıza kesinlikle maskesiz binilmemesini sağlıyoruz. Otobüsümüze bir maskeyle gelinmişse bile onu bırakıp yenisini almasını sağlıyoruz. Ateş ölçüyoruz. Devletimizin ön görmüş olduğu şekilde, misafirlerimizin bilgilerini girerek kimin nereye gittiğini bilerek ve takip ederek faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Normalleşme sürecine biz çok hızlı girmeyeceğiz. Ortamın bizlere sunmuş olduğu durumu analiz ederek yavaş yavaş hareketlenmeyi düşünüyoruz” diye konuştu.
“Covid-19’un en çok etkilediği sektör biziz”
Turizm sektörünün en önemli dallarını konaklama ve taşımacılığın oluşturduğunu aktaran Çetin, pandemi sürecinden en çok etkilenen sektörün turizm olduğunun altını çizdi. 1 Haziran itibariyle gerekli önlemleri alarak faaliyetlerine başladıklarını ifade eden Çetin, “Covid-19’un en çok etkilediği sektör biziz. Turizm konaklamadan taşımacılığa kadar birçok daldan oluşuyor. Bütün sektörler bundan etkilendi. Hatta firmalarımız kapalıydı. Bu süreç başladığından itibaren bütün faaliyetlerimizi durdurduk ve hiçbir faaliyette bulunmadık. Otel ve tur satışları yapmadık. Sadece süreci takip ettik ve bu süreç çerçevesinde yapılması gerekenleri yaptık. 1 Haziran itibariyle gerekli önlemleri alarak. Ofisimizi ve araçlarımızı uzman ekipler tarafından gerekli önlemleri almaya devam ediyoruz. Biz bu sürece çok hızlı girmedik. Çünkü dalgalanma olmasından çekindik ve şu anda da önlemlerimizi o şekilde aldık. Sadece VIP taşımalar, bir yerden bir yere gitmek zorunda olan ve özel izinli misafirlerle ilgili gerekli girişimlerde bulunduk” şeklinde konuştu.
“Her şeyi günbegün inceleyip ona göre tedbir alıyoruz”
Turizm faaliyetleriyle ilgili devletin belirlediği kurallar ve tedbirlere uyulmasına dikkat ettiklerini vurgulayan Çetin, “Bu çerçevede devletimizin ön görmüş olduğu ve bizim de almış olduğumuz bazı tedbirler var. Mesela 46 koltuğu olan bir otobüsü, biz şu anda 22 misafir alabiliyoruz. Her misafiri cam kenarına oturtuyoruz ve aralarındaki koltuk boş kalmış oluyor. Mola verdiğimiz tesislerden gittiğimiz güzergaha kadar her şeyi günbegün inceleyip ona göre tedbirlerimizi alıyoruz” ifadelerini kullandı.
“İptal ve iade süreci sektörün en çok yaşadığı sorun oldu”
Salgın sürecinde en çok yaşadıkları sorunun ücret iadesi ve rezervasyon iptali olduğunu dikkat çeken Fatih Çetin, “Bu süreçte bizim şöyle bir sıkıntımız olmuştu; biz ön ödemeli veya rezervasyonların çok önceden yapıldığı kişileriz. Aralık ve ocak ayından insanlar rezervasyon yaparak ödemelerini yaptı. Süreçten dolayı iptal ve iade süreci sektörün en çok yaşadığı sorun oldu. Hatta bununla ilgili 180 günde iade gibi şeyler açıklandı. Biz çok dikkate almadık çünkü biz misafirlerimizle güven ilişkisine dayalı bir yol izliyoruz. Bizim misafirlerimizin çoğu oturup sohbet ettiğimiz kişiler. Bu süreçte çok zorlansak da ödemelerimizi gerçekleştirerek misafirlerimizle olan ilişkilerimizi tazeledik. Biz erken rezervasyon ücretlerini gerek tedarikçilerimiz gerek otellerle paylaşarak ön ödemeler yapıyoruz. Bizi en çok yoran kısım finansman olmuştu. Bunu güzel bir şekilde atlattık. Misafirlerimizden bu konuyla ilgili bir şikayet üzüntü duymadık. Bizi en çok mutlu eden bu” dedi.