Yerli otomobilin satış rekorları kıracağını, 2023 yılındaki ihracat hamlesinde önemli bir koz olacağını ifade eden Bursa Teknik Üniversitesi Otomotiv Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Kemal Furkan Sökmen, "Bursa olarak yerli otomobile sahip çıkıyoruz. Üretimde mühendis ve ara elemanları Bursa’daki üniversitelerde yetiştirecek güçteyiz" dedi.
Tasarladıkları elektrikli otomobil ‘Hacıwatt’ ile büyük beğeni kazandıklarını ve birçok derece elde ettiklerini belirten BTÜ Otomotiv Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Kemal Furkan Sökmen, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) Bursa’ya kazandıracağı yerli otomobil fabrikası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yerli otomobil projesinde iradesini ortaya koyan hükumete ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TOGG Grubuna, sermaye ve iş gücünü koyan herkese teşekkür eden Sökmen, "Ortaya çıkan sadece bir otomobil değil. İzlediğimiz ve incelediğimiz kadarıyla bir teknolojik, akıllı bir otomobilden bahsediyoruz. Holografik asistan, ful elektrikli, iki tane elektrik motorlu, menzilinin 300 kilometre ve 500 kilometre arasında olması ve hızlı şarj olanaklarının bulunması çok önemli. İki tür pil paketinin müşteriye sunulacak olması ve bir çok yabancı firmanın opsiyon olarak verdiği özelliklerin müşteriye sunulacak olması ciddi bir teknolojik hamle olarak görüyorum. Tabi ki böyle bir otomobilin tanıtılmasının ardından farklı konulara ve farklı dallarda yatarımlar gerektiriyor. Artık içten yanmalı motorlara tedarik sağlayan bazı firmaların yapılarını değiştirip daha teknolojik ürünler üretmesi sağlanmalı ve sanayicimiz bu konuda yeni yatırımlara teşvik etmeli. Bursalı sanayici artık plastik imalatındansa daha teknolojik ürünlerin imalatına yönelecek” dedi.
"Öğrencisinden sanayicisine, üniversitesinden esnafına herkes kendini geliştirmek zorunda”
Bursa’nın Gemlik ilçesine kurulacak olan otomobil fabrikasının, Bursa’daki üniversiteleri bir ivme içine sokacağına dikkat çeken Sökmen, “Üniversitelerimizde daha çok otomotiv bölümlerinde makine mühendisliği tarafından elektronik bölümünde içten yanmalı motorlar daha ön plandaydı. Ama bundan sonra bu böyle olmayacak. Herkes akademiden tutun sanayiye herkes kendisini geliştirmek zorunda kalacak. Çünkü bu araç yeni nesil bir araç ve yeni nesil sanayicilik, yeni nesil bakış açıları istiyor. Bu fabrikada ilk 175 bin araç imal edilecek. Bu aracın üretiminde AR-GE safhasında ve üretim safhasında birçok mühendis ve ara elaman çalışacak. Bunları da Bursa sağlayacak güçte. Bursa’daki üniversiteler, öncelikle Bursa Teknik Üniversitesi kalifiye eleman ve iyi mühendisler yetiştirerek TOGG’un açacağı bu fabrikaya alt yapı hazırlamak zorunda. Bu bizim içinde bir görev olacak. Aynı zamanda akademisyenlerimiz için de bizler için de artı bir yük” diye konuştu.
"Bursa kendini ispat etmek zorunda"
Teknolojik bir ürüne ayak uydurmak için elektrikli araca yönelik araştırmaların daha fazla yapılması gerektiğini belirten Sökmen, “Öğrenci ayağı, akademik ayağı, sanayi ayağı olmak üzere üç ayağı hızlı bir şekilde birbirine bağlayacak ve ivmelendirecek bir tanıtımla karşı karşıya kaldık. Tabii bir çok insan bu kadar yükseğe çıta koyulacağını düşünmüyordu. Özellikle otoman özelliği ya da 500 kilometre gibi bir menzili kimse beklemiyordu. Ful elektrikli, fren sistemiyle yüzde 20 enerjisini geri kazanan bir ürünle karşı karşıyayız. Sanayicimiz, akademimiz ve diğer ayaklarıyla toplumumuz buna nasıl ayak uyduracak? Bursa kendisini de ispat etmek zorunda. Otomotiv yan sanayilerinin Bursa’da yer alması sağlanacak. Buna göre daha kalifiye elemanların oluşması sağlanacak” şeklinde konuştu.
"Biz de millet olarak niye Avrupalı gibi çevreci araçlara binmeyelim"
Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynaklarının yaptığı analizlere göre Bursa Teknik Üniversite’den mezun olduktan sonra iş bulan, ücret anlamında da diğer mezunlardan da daha üst bantta maaş alan öğrenciler yetiştirdiklerine dikkat çeken Sökmen, “Tabii bu veriler öğrenciye mutlaka yansıyacak. Şu anda sosyolojik anlamda da mühendislik anlamında da akademik anlamda da sanayi anlamında da bu projenin tanıtımında profesyonellik alt yapısındaki çalışma, bize millet olarak bu arabaya sahip çıkmamız gerektiğini gösterdi. Çünkü bize şu anda Fransız, İtalyan ve Alman firmaları dizel araçlar satıyor. Bu dizel araçlar ciddi anlamda Avrupa’da yasak. Dizel araç sayısı son 2 yılda yüzde 40’lardan yüzde 30’ların altına düştü. Türkiye’de ise dizel araba sayısı arttı. Türkiye’yi dizel araç çöplüğüne getiriyorlar. Biz de millet olarak niye Avrupalı gibi temiz ve çevreci araçlara binmeyelim? Yüksek teknoloji içeren araçlara binmeyelim? Millet olarak sahip çıkarsak, daha temiz çevreye sahip olacağız. Sanayi ve akademik olarak sahip çıkarsak, inanıyorum ki satış rekorları kıracak ve 2023 yılındaki ihracat hamlesinde önemli bir koz olacak” dedi.
Sökmen, “Bursa otomotivin hep merkezi olmuştur. Yeni kurulacak olan fabrika da limanıyla, lojistiğiyle, insanlara ulaşımıyla bizim bile tahmin edemeyeceğimiz kadar doğru bir yer. Aynı zamanda Bursa’nın yan sanayiinin kuvvetli olmasından dolayı dışarı bağımlı da olmayacak. Bu fabrikanın, Bursa’nın içinde ve yakın ilçelerinden beslenerek ve tahminlerin önünde daha iyi şeyler çıkaracağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.