Okulların açılmasına sayılı günler kala hem okula yeni başlayacak olan çocuklarda hem de ailelerde heyecan hakim. Özel Hatem Hastanesi Klinik Psikoloğu Elif Beydağı da bu kritik dönemle ilgili ailelere ve çocuklara çeşitli tavsiyelerde ve uyarılarda bulundu.
Önümüzdeki günlerde okula yeni başlayacak olan çocuklar ile onların ailelerine çeşitli önerilerde bulunan Beydağı, bu sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılmasının çok önemli olduğunu aktardı.
Okulun çocuklar için yeni bir ortam olduğunu belirten Beydağı, “Birçok çocuk için okul, tanımadığı çok sayıda çocukla karşılaşacağı, uyulması gereken kuralları ve başarılması gereken görevleri ile dolu yepyeni bir sosyal çevredir. Buna bağlı olarak da bu süreçte her yeni duruma uyum sağlarken hissedilebilen güvensizlik ve belirsizlik duygularıyla, yaşanması doğal olabilen bir takım sorunlar karşımıza çıkabilmektedir. Bu sorunlar okula gitmek istememe, okuldan korkma, hırçın ve öfkeli davranışlar, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi psikosomatik rahatsızlıklar olarak görülebilmektedir” dedi.
Yeni döneme uyum için yapılması gerekenler hakkında da bilgiler veren Klinik Psikolog Elif Beydağı, “Çocukların yeni ortamlara uyum yetenekleri oldukça yüksektir. Ancak bu uyum yeteneğinin anne-baba tarafından engellenmemesi gerekmektedir. Her yeni ortama girmenin yetişkinlerde olduğu kadar, çocuklarda da belirli bir düzeyde kaygı oluşturması doğaldır. Ancak aile, çocuk okula başlayacağı için suçluluk duyuyorsa veya onu okulda bırakıp çıkacağı konusunda endişe duyuyorsa çocuk da bunu hissedecektir. Çocuklar anne babalarının verdiği sözel olmayan mesajları davranışlardan, mimiklerden ve ses tonundan kolaylıkla anlarlar. Bu da onların daha çok tedirgin olmasına neden olur. Çocuğa seçme şansı verilirse, doğal olarak ailesi ile kalmak ister. Ancak çocuk kendisi için doğru olanı değerlendirme aşamasında değildir. Okula gitmek gibi önemli bir kararın çocuğun anlık isteklerine bırakılmaması gerekmektedir. Çocuğun istemediği takdirde okuldan alınacağını hissetmesi, gitmek istemediği günlerde alternatif seçeneklerin sunulması, okula düzenli devam etmesini ve uyumunu zorlaştıracaktır” ifadelerini kullandı.
Ailelerin okula başlayacak olan çocukların psikolojisine de dikkat etmesini isteyen Beydağı, “Anne ve babanın, çocuğun içinde bulunduğu yaş itibari ile ayrılık kavramına zihinsel olarak hazır olmadığının farkında olması gerekir. ‘Sadece 1 saat oyna, ben hemen gelirim’ veya ‘öğleden sonra gelirim’ gibi soyut ifadeleri bir yetişkin gibi algılayamaz. ‘Annem beni bırakıp gitti, hani gelmiyor, bir daha gelmeyecek’ olarak algılar ve yoğun endişe yaşar. Bu nedenle okula uyum sürecinde ilk günlerde annenin de okulda kalması yararlı olacaktır. Zaman kavramı henüz gelişmemiş olan çocuk için etkinlikler üzerinden konuşmak, ‘öğle yemeğinden sonra gelip seni alacağım’ gibi net cümleler kurmak ve verilen sözün tutulması güven duygusunun korunması adına çok önemlidir. Çocuk anneyle aynı sınıfta durma ihtiyacı duyuyorsa, o oyun oynarken anne bir köşede kitap, dergi vs. okuyabilir, göz temasından veya herhangi bir iletişim şeklinden kaçınabilir. Zamanla uzaklaşma ve güven çalışmalarına bu şekilde devam edilmesi yararlı olacaktır. Annesinin okulda olduğunu hisseden çocuk, kendini daha rahat hissederek oyunlara katılacak ve birlikte olduğu öğretmenine ve arkadaşlarına güven duyacaktır. Öğretmenine güven duyan bir çocuk, zamanla annenin yokluğundan kaygı duymayacak, okula ve arkadaşlarına uyum sağlayarak sağlıklı bir sosyalleşme süreci geçirmiş olacaktır” ifadelerine yer verdi.
Okula uyum noktasında ailelere önerilerde de bulunan Beydağı, “Okula başlamadan önce, çocukla okul hakkında konuşun. Okulda yapacağı faaliyetleri anlatmak, birlikte okul alışverişi yapmak farkındalık kazanması açısından önemlidir. Bu paylaşım onu okula hazırlayacak, severek aldığı malzemeleri kullanmak için motivasyonunu sağlayacaktır. Okula başlamadan önce, uyku düzenini sağlayın. Çocuğunuz, sabah uykusunu iyi almalıdır. Genellikle yaz aylarında uyku saatleri esnek olmaktadır fakat okul zamanı sabah kalkılması gereken saat belli olduğu için okullar açılmadan yatma ve kalkma saatinin okula uygun olarak düzenlenmesi faydalı olacaktır. Sabahları erken saatte uyanmanın zor gelmesi de okula gitmek istememeye sebep olabilmektedir. Okulun ilk günü telaş yapmayın. Ailece sakin bir kahvaltı yapılıp okul için rahatça hazırlanılabilecek zaman ayarlayın. Çanta ve kıyafet hazırlığının akşamdan birlikte yapılması da sabah telaşına engel olacaktır. Rutin belirleyin. Okula bırakma ve okuldan alma saatlerinde bir rutin yakalanıp, bu rutine bağlı kalınmalıdır. İlk günlerde çocuğa destek olun. İlk zamanlarda istediği oyuncak ya da fotoğrafları okula getirmesine izin vermek geçiş ve uyum konusunda ona fayda sağlayacaktır. Rahat, kararlı ve tutarlı olun. Çocuğun okulda rahat bir uyum süreci geçirmesi ve burada mutlu olabilmesi için öncelikle anne ve babanın bu konuda rahat, kararlı ve tutarlı davranması gerekmektedir. Güven verici olun. Vedalaşmalar gerekli açıklamalar yapılarak kısa süreli tutulmalıdır ve duygusal sahnelerden kaçınılması gerekmektedir. Ayrılıkların doğal olduğunun ve ayrıldıktan sonra tekrar bir araya gelineceğinin hissettirilmesi önemlidir. Çocuğunuza ‘Görüşmek üzere’, ‘Ben gidiyorum’ gibi açıklamalar olmaksızın kaçar gibi gidilmesi, çocuğunuza kendisini kaybolmuş ve bırakılmış hissettirecektir. Çocuğunuzu anladığınızı ona hissettirin. Çocuğunuz ağlıyor, sizi bırakmak istemiyor ise ‘Ağlamak ne kadar ayıp, sakın ağlama, büyüdün sen artık, büyük çocuklar ağlamaz’ gibi çocuğun davranışlarını kabul etmediğinizi belirten cümleler kullanılmamalıdır. Okulda olmak istemediğinden dolayı onu suçlamadan, korkusu ve gözyaşlarıyla alay etmeden, anlaşıldığı hissettirilmelidir. Çocuğunuzu okul ve öğretmenlerle tehdit etmeyin. Evde yaptırılamayan şeyler için ‘Şunu yapmazsan seni öğretmenine söylerim’ gibi cümleler söylenerek okulun tehdit aracı olarak kullanılmaması gerekmektedir. Bu tutum çocuğun öğretmeninden korkmasına sebep olacağı gibi anne-baba otoritesini de sarsan bir yaklaşımdır. Çocuğunuz onu takdir ettiğinizi ve okula başladığı için onunla ne kadar gurur duyduğunuzu hissetmelidir. Çocuğunuzun okula devamını sağlayın. Önemli bir hastalık veya sorunu olmadığı sürece çocuğun okula devam etmesi, yani alışma sürecinde uzun ayrılık dönemlerinin olmaması, sürecin kesintisiz ilerlemesini sağlamaktadır. Okula ve öğretmene güvenin. Okula ve öğretmenlerine duyulan güven çocuğa da hissettirilmelidir. Öğretmeninden çocuğunuz ile ilgili bilgilerin o yanınızda yokken alınmasına dikkat edin” diye konuştu.