Ev tekstilinde Avrupa’nın en büyük üreticisi olan Türkiye yeni bir hamleye hazırlanıyor. Hâlihazırda 3 milyar dolar dış ticaret fazlası veren sektör bu rakamı daha da yukarı çekmek için 2 milyar dolarlık ithalatın net bir fotoğrafını ortaya koyacak ve bunların Türkiye’de üretilebilmesi için çalışma yapacak.
Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) Başkan Adayı Şerafettin Demir, bu hamle ile yüzde 70 seviyesinde olan kapasite kullanım oranlarını yüzde 90’lara taşıyabileceklerini ve dış açığa çok daha büyük katkıda bulunabileceklerini ifade etti.
Ev tekstilinde Avrupa’nın birinci, dünyanın da dördüncü büyük ihracatçısı ve üreticisi olan Türkiye, 500 bin kişiye istihdam sağlayan sektörün mevcut konumunu daha da güçlendirmek için yeni hamleler yapmaya hazırlanıyor. Aynı zamanda İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkan Yardımcısı olan Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) Başkan Adayı Şerafettin Demir, Türkiye’de ev tekstilinin pazar büyüklüğünün 13 milyar dolar olduğunu söyledi. İç pazarın 6 milyar dolar, ithalatın 2 milyar ve bavul ticaretiyle birlikte ihracatın 5 milyar dolar olduğunu söyleyen Demir, en büyük ihracat pazarının ise yüzde 45 ile Avrupa olduğunu belirtti. Avrupa’nın arkasından Türkiye için en önemli ikinci pazarın ABD olduğuna işaret eden Demir, bu ülkeye özellikle çarşaf ve havlu ihracatının çok yoğun olduğunu anlattı.
Türkiye’nin toplamda 172 ülkeye ihracat yaptığını ifade eden Demir, "Ev tekstili ihracatını diğer büyük sektörlerden ayıran en önemli detaylardan bir tanesi yerli üretimin miktarı. Bizim girdilerimizin sadece yüzde 30’u ithal. Dolayısıyla yüzde 70 katma değer yaratıyoruz. Bunun sonucunda ülkemize 3 milyar dolar dış ticaret fazlası sağlıyoruz. Toplam 90 milyar dolarlık dünya ev tekstili ihracatında ilk 5 içerisinde yer alıyoruz. Türkiye burada sadece büyüklükle de öne çıkmıyor. Kalite olarak dünyanın en iyisi olduğumuzu söyleyebilirim" dedi.
TETSİAD’ın 27 Ağustos’ta yapılacak Genel Kurulu ile ilgili de bilgi veren Demir, ’Sultanhamam geleneğine’ uygun olarak sektörün kendisini işaret etmesi ile aday olduğunu söyledi.
Ev tekstili sektöründe bir ahilik geleneğinin olduğunu ve dernek başkanlarının sektörün büyüklerinin uzlaşısı ile aday gösterildiğini kaydeden Demir, "Bizim geleneğimizde esas olan aday olmak değil, aday gösterilmektir. Sektörün önde gelen isimleri ve Yüksek İstişare Kurulumuz benim aday olmamı istediler. Ben de hem sektörün onayı hem de mevcut yönetimin desteği ile yeni dönem için aday oldum. 1968 yılından bu yana satıştan üretime kadar ev tekstilinin hemen her alanında faaliyet göstermiş bir insan olarak en büyük önceliğimizi sektörü büyütmeye veriyoruz. Sektördeki firmaların satış ve pazarlama faaliyetlerine destek olup onların satış hacimlerini büyütmeye ve Türk malı algısını kuvvetlendirmeye çalışacağız. Bunu yaparken devletimizi de yanımıza alacağız." dedi.
Ev tekstilinde Türkiye’nin çok büyük bir ihracatçı olmasına karşın 2 milyar dolarlık bir ithalatı olduğuna dikkat çeken Demir, bunu azaltmanın en büyük önceliklerinden birisi olduğunu belirtti.
İthalat listelerinin GTİP kodlarıyla önlerine geldiği zaman bunun kolay anlaşılmadığını söyleyen Demir, "Biz ev tekstilinde hangi kalemlerde ithalat yapıldığını net bir fotoğraf halinde herkesin önüne koyacağız. Bu kalemlerde Türkiye’nin neden ithalat yaptığını ve neden içeride üretim yapamadığını analiz edeceğiz. Sorunun fiyat mı kalite mi ya da başka nedenden mi kaynaklandığını araştırıp, sektörle paylaşacağız. İthal edilen ürünlerin Türkiye’de üretilmesi ve çarkların yeniden çalıştırılması için kamu otoriteleriyle temasa geçip bunun yolunu oluşturacağız. Hatta yönetim kurulumuzun bir kanadı sadece Ankara ve bürokrasi ile ilişkilere odaklanacak. Böylece halen yüzde 70’lerde olan kapasite kullanım oranlarını yüzde 90’a taşıyıp hem sektörü büyüteceğiz hem de dış ticaret fazlasını artıracağız" dedi.