Orman Mühendisleri Odası’ndan ’uygun orman alanlarının yerleşime açılması’ çağrısı

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, “Orman alanlarımız ve orman varlığımızın artırılması kaydıyla mülkiyeti orman olan ancak üzerinde orman örtüsü barındırmayan alanların, zemin etütleri itibari ile yerleşime uygun olması halinde, orman varlığımızı artıracak nitelikte orman kurulumuna uygun arazilerle takas edilmek suretiyle yerleşime açılması sağlanmalıdır” dedi.

Orman Mühendisleri Odası’ndan ’uygun orman alanlarının yerleşime açılması’ çağrısı

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, “Orman alanlarımız ve orman varlığımızın artırılması kaydıyla mülkiyeti orman olan ancak üzerinde orman örtüsü barındırmayan alanların, zemin etütleri itibari ile yerleşime uygun olması halinde, orman varlığımızı artıracak nitelikte orman kurulumuna uygun arazilerle takas edilmek suretiyle yerleşime açılması sağlanmalıdır” dedi.

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, yaptığı açıklamada Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek, bu süreçte orman çalışanlarının önemine dikkati çekti. Fay hatları üzerine, derin ve verimli toprak içeren tarım alanlarına, dere yataklarına konut yapma ve şehirler kurma alışkanlığından vazgeçilmesi gerektiğini belirten Türkyılmaz, “Orman alanlarımız ve orman varlığımızın artırılması kaydı ile; yaşanan deprem, sel, taşkın, heyelan, yangın gibi afetlerde dezavantajlı yerleşim alanlarının hızla tespiti, etkin bir arazi sınıflandırması yapılması ardından, mülkiyeti orman olan ancak üzerinde orman örtüsü barındırmayan alanların, zemin etütleri itibari ile yerleşime uygun olması halinde, orman varlığımızı artıracak nitelikte orman kurulumuna uygun arazilerle takas edilmek suretiyle yerleşime açılması sağlanmalıdır. Bu işlemler Anayasa’nın 169’uncu maddesine uygun olmalıdır” ifadelerini kullandı.

Türkyılmaz, orman endüstri mühendisleri ve ağaç işleri endüstri mühendislerinin istihdama katılım sağlaması gerektiğini ifade ederek, “Bu süreçte tarım alanları, mera alanları, orman alanları ve yerleşim alanları belirlenmelidir. Depremlerde yıkıcı etkiyi artıran alüvyal topraklardan oluşan ovalar tamamen boşaltılarak tarım alanlarına ve endüstriyel plantasyon nitelikli orman alanlarına dönüştürülmelidir. Arazi kullanımından kentsel dönüşüme, imar uygulamalarından etüt ve inşaat tekniklerine kadar çok sayıda iyi uygulama örneklerinin zaman kaybedilmeden ülkemizin ilgili mühendislik disiplinlerine kazandırılması gerekmektedir. Yapısal ahşap malzeme kullanımı ve ahşap konut üretiminin özendirilmesi için gerekli mevzuat düzenlemeleri süratle tamamlanmalıdır” dedi.

Orman yangınlarına karşı yangına hassasiyet gösteren bölgelerde yanan orman alanlarının rehabilitasyonu ve yangına dirençli ormanlar yetiştirilmesi projesi kapsamında, karayolu kenarları yerleşim yerleri ile orman alanları arasında koruyucu ve önleyici zonlar yapılması gerektiğini anlatan Türkyılmaz, “Tespit edilen fay hatlarına bilim ve tekniğin ön gördüğü mesafelerde imar uygulamasının yapılmaması gerektiği gibi, aynı şekilde özellikle yangına hassas bölgelerde ormana bitişik yerleşim alanı statüsündeki yerlere imar izni verilmemesi ihtimal orman yangınlarından kaynaklanabilecek can ve mal kayıplarına karşı tedbirlerin alınması noktasında büyük önem arz etmektedir” açıklamasını yaptı.

"Tahsis edilen alanın iki katı kadar hazine arazisi orman oluşturmak için tahsis edilmelidir"

Türkyılmaz, orman teşkilatı tarafından afet ve deprem riski olan alanlarda arazi planlaması yapılması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen veya bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerler yeni konutlar için tahsis edilebilmeli, tahsis edilen alanın iki katı kadar hazine arazisi orman oluşturmak için tahsis edilmelidir. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün bölge teşkilatlı, bağlı kuruluş olarak yapılandırılmasının ardından, mevcut korunan alanların yönetimi görevini daha etkin yapması sağlanmalıdır. Ormanların sağlık ve iyileştirici etkilerine, biyoçeşitlilik unsurlarının korunmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz ve iklim değişiklinin yıkıcı etkilerine maruz kaldığımız bu dönemde, milli parklar 7’den 77’ye doğa ve ormancılık eğitim alanları ve merkezleri haline getirilmelidir.”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER