İstanbul’dan Diyarbakır’a gelerek kültür turu gerçekleştiren Mustafa ve Dilek çifti, 22 günlük ve 2 aylık “Kuzum” ile “Balım” ismindeki kuzularını yanlarından ayırmıyor.
İstanbul’dan Diyarbakır’a turistik gezi düzenleyen Mustafa ve Dilek Tomakin çifti, sütle besleyip yetiştirdiği kuzularla cadde ile sokaklarda kültürel mekanlara tanıklık ediyor. Kuzularını bir an bile olsun yalnız bırakmayan çift, merkez Sur ilçesinde düzenledikleri geziyle ilgi çekiyor.
Cadde ve sokaklarda "Kuzum" ve "Balım" isimli kuzularıyla Tomakin çiftinin yanından ayrılmayan kuzular, kahvaltılarını beraber yapıp başta çocuklar olmak üzere herkesin sevgilisi haline geldi. 22 günlük ve 2 aylık kuzuların elbiseleri ve bakımları ise manevi annelerinin eliyle yapılıyor.
“Kuzum” ve “Balım”ın anneleri tarafından kabul edilmedikten sonra babasının ikamet ettiği Ordu’ya gidip çiftlikten aldıktan sonra kuzuları beslemeye başladığını dile getiren Mustafa Tomakin, kuzuların insanlara çok çabuk alıştığını söyledi.
Kuzu sevgisinin evlat sevgisiyle eşdeğer olduğunu ifade eden Tomakin, “İstanbul’dan Doğu gezisi yapmak için Diyarbakır’da rotamızdaki şehirlerden birisiydi. Biz İstanbul’da kuzu besliyoruz. Kedi, köpek, kuş besleyen var ama kuzu besleyen toplumda fazla yok diye biliyorum. 2 kuzu besliyoruz. Kuzularımızın anneleri kabul etmeyince biz de onları babamdan aldık, biberonlarla beslemeye başladık. Eşimle birlikte şuanda kuzularımıza anne ve babalık yapıyoruz. Kuzular insanlara daha fazla alışıyor. İnsan çocuğunu bırakamadığı gibi kuzuyu da bırakamıyor. Örneğin eşim onlar hepsi namaza gitti ben kuzularımıza bakıyorum. Kuzular insan gibi alışıyor” dedi.
“Elbiselerini de özel olarak anneleri diktiriyor”
Kuzularıyla birlikte kültür gezilerinin ilk durağını Diyarbakır olarak seçtiklerini belirten Tomakin, şunları kaydetti:
“Sabah Diyarbakır’a geldiğimizde ilk işimiz kuzularla beraber kahvaltımızı yapmak oldu. Kuzularımız yemese, bize yemek yedirtmez. Sabah önce sütünü verdik, altını temizleyip bakımını yaptıktan sonra kendileri istirahat edip biz sonra kahvaltı yaptık. Çocuğumuza nasıl bakıyorsak kuzularımıza da öyle bakıyoruz. Aynı zamanda elbiselerini de özel olarak anneleri diktiriyor. Etrafı kirletmesinler diye de bezliyoruz kuzularımızı. Geceleri yattığımızda da aramıza gelip beraber yatıyoruz. Kuzularımızı gezdirmek bize hiç yük olmuyor.”
“Her mekanda sevecen bir yüz ifadesiyle karşılaşıyoruz”
Kuzularıyla birlikte gezdiklerinde vatandaşın şaşkınlıkla karşıladığını kaydeden Tomakin, “Kuzuları kucağımızda veya yolda görenlerden tebessüm etmeyen yok. Muhakkak herkes şaşkınlıkla karşılıyor. Gittiğimiz mekanlarda muhakkak sevecen bir yüz ifadesiyle karşılaşıyoruz. Köpek ve kedileri evde 1-2 gün bırakılabilir deniliyor ama kuzu besleyince böyle şansımız yok. Kuzular sevildiğini biliyor. İstanbul’da bir eş veya dosta bırakabilirdik ama bizim kadar ilgilenebileceklerini düşünmedik. Diyarbakır’dan sonraki durağımız Şanlıurfa’ya daha sonra Elazığ’a sonrasından da kuzularımızı Ordu’ya götürüp dedelerine teslim edeceğiz. Babam bana telefon açıp başka kuzuların da anneleri tarafından kabul edilmediğini belirtirse tekrar gidip alacağım” ifadelerine yer verdi.
“2 kuzumuz ile birlikte kültür turu yapıyoruz”
Kuzuların manevi annesi Dilek Çelebi Tomakin ise, “Önce Elazığ’a geldik, daha sonra Diyarbakır’a geçtik. Biraz sonra Şanlıurfa’ya geçeceğiz inşallah. Annem, babam, ağabeyim, görümcem, eşim ve 2 kuzumuz ile birlikte kültür turu yapıyoruz” diye konuştu.