Deprem enkazından yaptığı fırınla 23 yıldır ekmek üretiyor

Sakarya’da Marmara Depremi’nin ardından yıkılan binaların enkazından topladığı tuğlalarla fırın inşa eden Müzeyyen Altıparmak, 23 yıldır doğal malzemelerden ekmek yapıyor. Fırınına her baktığında depremin yıkıcı etkilerini hissettiğini söyleyen Altıparmak, "Fırınlarıma baktıkça o günleri görüyor ve hissedebiliyorum. Bu ekmeği alanlar sürekli dua ediyorlar. Nasıl bir cami yapıldığında insanlar dua ediyorsa, burada da ekmek pişiyor ve hep dua ediyorlar" dedi.

Deprem enkazından yaptığı fırınla 23 yıldır ekmek üretiyor

Sakarya’da Marmara Depremi’nin ardından yıkılan binaların enkazından topladığı tuğlalarla fırın inşa eden Müzeyyen Altıparmak, 23 yıldır doğal malzemelerden ekmek yapıyor. Fırınına her baktığında depremin yıkıcı etkilerini hissettiğini söyleyen Altıparmak, "Fırınlarıma baktıkça o günleri görüyor ve hissedebiliyorum. Bu ekmeği alanlar sürekli dua ediyorlar. Nasıl bir cami yapıldığında insanlar dua ediyorsa, burada da ekmek pişiyor ve hep dua ediyorlar" dedi.

Serdivan ilçesinde 25 yıl çiftçilik yapan Müzeyyen Altıparmak, Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin bıraktığı enkazdan tuğla toplayarak küçük bir fırın inşa etti. Altıparmak, 7 ayda kullanıma hazır hale getirilen fırında doğal malzemelerden ekmek yaparak geçimini sağlamaya başladı. 2000’li yılların başında günde sadece 10 ekmek üretebilen Altıparmak, ününü kısa sürede duyurmayı başardı. Altıparmak, ünü kent geneline yayılınca fırınını büyütmeye karar verdi. Deprem enkazından toplayarak inşa ettiği fırınını daha modern hale getirerek işleri büyüten girişimci Müzeyyen Altıparmak, şimdilerde siparişlerine yetişemiyor.

Tuğla enkazdan, toprak doğadan

Hikayesinin depremden sonra başladığını anlatan Müzeyyen Altıparmak, "Hep bir işim olsun istiyordum, düşündüm ve toprak fırında köy ekmeği yapmaya karar verdim. Kafamda bu planım vardı fakat elimde malzemem yoktu. ’Ne yapabilirim?’ diye düşünürken, depremden kalan enkazdaki tuğlalardan yararlanabileceğimi gördüm. Dağda da toprak var, bunlarla birlikte küçük bir fırın yapabilirim diye düşündüm. Başladım ve toprakları dağdan getirdim. Sonrasında enkazdan tuğlaları toplamaya başladım. 7 günde yapılabilecek fırını 7 ayda ben kendi emeklerimle yaptım" dedi.

"Bizim ekmeklerimiz çok özel"

Fırınında işleri büyüttüğünü belirten Altıparmak, "Yapılmış haliyle aynı, enkazdaki tuğlalar ve toprak hala aynı. Sadece biraz daha büyüterek, üzerini süsledik. 70-72 ekmeği yapmak kış aylarında 13 saati buluyor. Yani iğne oyasından daha zor diyebilirim. 13 saatte matador fırınlar 70 bin ekmek yapabiliyorlar. Bizim yaptığımız ekmek, hem yapımı aşaması hem unu hem tadıyla, en önemlisi de depremin enkazından inşa edilen fırında yapılmış olmasıyla özel" diye konuştu.

"Depremden bize böyle bir güzel maneviyat kaldı"

Depremlerin can yakıcı olduğunu ifade eden Müzeyyen Altıparmak, "Deprem gerçekten çok kötü ve zor, üzücü bir olay. Hepimiz üzüldük ama depremden bize böyle bir güzel maneviyat kaldı. Bu yönden mutluyum. Fırınlarıma baktıkça o günleri görüyor ve hissedebiliyorum. Fakat bu ekmeği alanlar sürekli dua ediyorlar. Nasıl bir cami yapıldığında insanlar dua ediyorsa, burada da ekmek pişiyor ve hep dua ediyorlar. Biliyorum ki bu dualar, enkaz altında kalan insanların ruhlarına da gidiyor" ifadelerini kullandı.

"Sürekli alışveriş yapıyoruz"

Müzeyyen Altıparmak’ın fırınından sürekli alışveriş yapan Semavi Uludağ, "Fırın yolumuzun üzeri ve ekmeğin doğal olduğunu bildiğimiz için Müzeyyen ablamızdan sürekli alışveriş yapıyoruz. Ekmeğimizi hep buradan almaya çalışıyoruz, çok lezzetli. Herkese tavsiye ederim, muhakkak bir kere denesinler" dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER