Depremde yakınlarını kaybedenler için 6 Şubat’ta hayat durdu

6 ŞUBAT DEPREMİNİN YILDÖNÜMÜNDE OSMANİYE’DE ASRİ MEZARLIKTA YOĞUNLUK YAŞANDI. DEPREMDE YAKINLARINI KAYBEDEN VATANDAŞLAR, MEZAR BAŞLARINDA KURAN OKUYARAK DUALAR ETTİ.

Depremde yakınlarını kaybedenler için 6 Şubat’ta hayat durdu

6 Şubat depreminin yıldönümünde Osmaniye’de Asri Mezarlıkta yoğunluk yaşandı. Depremde yakınlarını kaybeden vatandaşlar, mezar başlarında Kuran okuyarak dua etti. Gelinlerini, torunlarını ve oğlunu kaybeden 78 yaşındaki Halil Çelik gözyaşlarıyla yaşadıklarını anlatarak, "O an hayat bitmiş hayat durdu” dedi.

6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremde binlerce insan hayatını kaybetti. Osmaniye’de de onlarca bina yıkılırken bin 10 kişi hayatını kaybetti. Depremlerin yıl dönümde, hayatını kaybeden vatandaşların yakınları Asri Mezarlığa gelerek ziyarette bulundu. Mezar başlarında dua eden vatandaşlar yakınları özlem ve hasretle andı.

Osmaniye’de depreme yakalanan ve Kahramanmaraş’ta 2 gelini, 2 torunu ve bir oğlu ile birlikte 12 yakınını kaybeden 78 yaşındaki Halil Çelik o anları gözyaşları ile anlattı. Sabah ezanı okunmadan sabah namazına kalktığını söyleyen Halil Çelik, “Ben sabah ezanında namaza kalkıyordum. Ben ezan okunmadan kalkarım. Kalktım ve yatagğın ucuna oturdum. Alttan bir vurma oldu, vurdu, ‘Allah’ım ne oluyor yarabbi’ dedim. Kalktım ve böyle sallamaya başladı. Hemen koştum kapının kolunu tuttum. Allah Allah beni bir oraya vuruyor bir buraya vuruyor, bir oraya bir buraya vuruyor. Artık kapıyı açtım ve dışarıya fırladım. Anladım, deprem olduğunu anladım canım. Çünkü gümbür gümbür durmuyor ki. Bir gidiyor bir geliyor. Dışarı çıktım, zaten millet dışarıda, yağmur böyle iniyor. Elektrikler gitti, hayat bitti, dünya karardı" dedi.

Halil Çelik konuşmasına şöyle devam etti:

"Dışarıya çıktım gün ağardı sabah oldu. Millet sokakta ama yağmur böyle indiriyor. Benim bir balkonum var üzeri çatı. Millete dedim ‘Gelin yahu, buraya gelin, çatının altına gelin’ dedim. Geldiler öyle dururken bir bacım var benim yanımda ona telefon gelmiş. ‘Ağabey’ dedi, ‘Maraş yerle bir olmuş. Erdoğan’ın evi de yıkılmış’ dedi. Yıkıldım oraya düştüm. Beni kaldırdılar. Benim İskenderun’da torunlarım vardı 2 tane çalışıyorlardı. Onlar geldiler bindik arabaya Nur Dağı’na çıktık. Allah’ım her yer tıkalı, otoban kapalı. Oradan indik geçtik. Şeker Obası’na varırken saat 13.30 - 14.00 gibi bir deprem daha oldu. O daha felaket oldu. Altımızda araba bir gitti bu tarafa, bir de bu tarafa gitti Kurban olayım Allah’ıma, Allah esirger ise esirgermiş adamı. Zaten sahibimiz ondan başka kimsemiz yok bizim. Araba toparladı şöyle bir baktım ki o tren rayı var ya ray, orası dikiliydi. Bir geliyor, Allah’ım toparlanıp geliyor. Koca ray böyle dik geliyor. ‘Ulan dedim şimdi üstümüze gelir bizim’ Geldi ama tam geldi rayın biri dikildi şöyle yukarıya. ‘Oğlum’ dedim, ‘Yavrum Allah bizi korudu’, oradan da devam ettik. Benzin yok, bir şey yok, petroller harap. Hiç, hayat bitmiş, hayat durdu. Maraş’a vardık saat 2’de falan. Benim orada bir bacanağımın bir oğlu var. Yavrumun olduğu yeri bulmuş. ‘Halil amca, Erdoğan’ı buldum’ dedi. Vardık şöyle bir oyuğun içi, kolon var, kolonun altından girdik, yaşıyor canım. ‘Oğlum Erdoğan’ dedim, ‘He baba’ dedi. Yaşıyor ya, yaşıyor. ‘Nasılsın kurbanım’ dedim, ‘Baba’ dedi, ‘Üzerimde bir sunta var’ dedi. Yatak odasının bazası. Elinde bir şey yok, kıracak yok, çıkacak yok. Elimize bir kötü keser, onunla cırmalaya cırmalaya içini boşalttık. Demire gelince orada kaldık. Eğer onu alsak biz, bazayı alsak alırdık. Saat 4 buçuk oldu, kuzumun ofu vardı. ‘Of’ dedi hayat bitti. Orada öldü. Bildim yani, kendinin bir uzun ofu vardı. Of dedi mi bil ki hayat bitmiş. Orada 4-5 gün kaldık. Allah düşmanıma vermesin, gavura da, Müslümana da vermesin düşmanıma da vermesin acıyı. O rüzgar, o soğuk, o yağmur bana tesir etmiyor. Yanıyorum, millet ateşin başına varıyor ben varamıyorum. Orada akşam oldu sabah oldu derken 3 gün kalıp geldik. Artık buradan bir kepçe götürdük de öyle 6. gün aldık. Mert’i bulamadık. Hastane koymadık bakmadık. En son bir albay mı? binbaşı mı geldi. Buldurdu Allah razı olsun. 12 kişi, 2 gelinim var, 2 torum bir oğlum, diğerleri de dünürüm yani."

6 Şubat sabahının anlatılamayacağını söyleyen, depremde annesi, ağabeyi ve kız kardeşini kaybeden Kürşat Şahin, “6 Şubat sabahı anlatılamayacak şeyler yaşandı. Ailemizi kaybettik, herkes sevdiklerini kaybetti. Çok zor bir gündü. Kurban olduğum Allah bir daha böyle bir şey yaşatmasın, yaşanmasın. O sabah ben Mersin Akkuyu’da idim çalışıyordum. Ailemin haberini aldım hemen yola çıktım. Geldiğimde zaten ev yıkılmıştı. Saat 12’ye kadar ailemi kurtarmak için çabaladım. Gece 12’de hepsinin cenazelerini aldım, anlatılmaz bir şey. Annem, abim ve kız kardeşimi kaybettim. Kimsemiz kalmadı” ifadelerini kullandı.

Mezarlık gün boyu ziyaretçilerle dolup taşarken yakınlarını kaybeden vatandaşlar mezar başında Kuran okuyup dua ederek ahirete intikal edenleri yad etti.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER