Doç. Dr. Murat Burgaç Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin önemini anlattı

ESKİŞEHİR (İHA) – Anadolu Üniversitesi Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Murat Burgaç, Ukrayna’nın boğazları kapatma talebi ile tekrar gündeme gelen Montrö Sözleşmesi’nin Türkiye için önemine değinerek, “Güvenliğimize uygun hale getirecek düzenlemeleri Montrö’de elde edebildik” dedi.

Doç. Dr. Murat Burgaç Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin önemini anlattı

ESKİŞEHİR (İHA) – Anadolu Üniversitesi Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Murat Burgaç, Ukrayna’nın boğazları kapatma talebi ile tekrar gündeme gelen Montrö Sözleşmesi’nin Türkiye için önemine değinerek, “Güvenliğimize uygun hale getirecek düzenlemeleri Montrö’de elde edebildik” dedi.

Rusya’nın saldırısının ardından Ukrayna’nın Türkiye’den boğazları Rus savaş gemilerine kapatması talebi üzerine 20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi tekrar gündeme geldi. Çatışma bölgesi için önem arz eden sözleşme hakkında merak edilen soruları Anadolu Üniversitesi Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Murat Burgaç cevapladı. Geçtiğimiz yıllarda Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili de bir kitap yazan Doç. Dr. Murat Burgaç, Türkiye’nin sözleşmeye her daim bağlı kalacağına inandığını ifade etti.

“Ukrayna’daki kriz Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni de yeniden gündeme getirdi”

Ukrayna’nın talebini Montrö Boğazlar Sözleşmesi bağlamında değerlendiren Doç. Dr. Burgaç, sözleşmenin Türkiye’ye sağladığı avantajlara değinerek, “Ukrayna’daki krizin silahlı bir hal alması, kaçınılmaz olarak Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni de yeniden gündeme getirdi. Henüz savaş haline dönüşmemiş bir çatışma söz konusu oldu ve üstelik bir savaş halini alırsa işte o zaman İkinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi Türkiye’nin kendisini ilgilendirmeyen bir savaşın dışında kalabilmesi için en temel anahtarlardan birisi olacaktır. Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ndeki hükümler neyi öngörüyorsa bunu yapmaya kararlılıkla devam edecektir. Eğer sözleşme bir başarıysa ki öyle, bu başarının arkasında Atatürk Türkiye’sinin, onun liderliğinde başlattığı bir mücadelenin nihai sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Önemlidir, çünkü Lozan Boğazlar Sözleşmesi’nde elde edemediğimiz pek çok hakkı ki boğazlar bölgesinin askeri hale getirilmesi hakkı da buna dâhildir. Geçiş rejimini kendi ulusal ve ülkesel güvenliğimize uygun hale getirecek düzenlemelerin neredeyse tamamını Montrö’de elde edebildik” diye konuştu.

Geçtiğimiz yıllarda araştırmaları sonucunda Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili bir kitap yazdığını ifade eden Burgaç, “Üç yıllık zorlu bir araştırma sonucunda bu kitabı yazdım. Kitabın adı Montrö Meydan Muharebesi Bir Diploması Savaşı’dır. Uzun bir emek ve belgesel bir araştırmadır. 2021 yılında Sedat Simav Sosyal Bilimler Ödülü’ne layık görüldü. Ben burada Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden ziyade bu sözleşmeyi elde etmemizi sağlayan konferansa odaklandım. Çünkü o sözleşme, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına ve ülkesel güvenliğine son derece önemli

hizmetler veren maddeler içeren bir sözleşmedir. Hal böyle olunca bu sözleşmeyi nasıl elde edebildiğimizin peşine düştüm" ifadelerini kullandı.

“Türkiye Montrö Konferansı’nda muazzam bir başarı elde etti”

Sözleşmenin Türkiye için bir başarı olduğuna değinen Doç. Dr. Burgaç, “Elbette ki Montrö Boğazlar Konferansı toplayan ülke Türkiye’ydi ve konferansı toplarken aslında çıkarları birbiriyle çatışan pek çok ülkeyi aynı masa etrafında toplayabilmeyi başarmıştı. Konferans, sorunların diplomasi yoluyla çözülebileceğini tüm dünyaya göstermiştir. Bu nedenle de barışa hizmet eden bir siyaset olarak ki buna Montrö siyaseti adı verilmiştir. Dünya literatürüne de girmiştir. Yani Türkiye, hem Montrö Konferansı’nda muazzam bir başarı elde ederek ve boğazlar sözleşmesini elde ederek çıkmış hem de barışın mimarı bir ülke olarak gerek boğazlar mıntıkasının, gerekse Karadeniz’in güvenliğini güvence altına alarak bu denizi bir barış denize haline getirmiştir. Türkiye’nin kanımca rolü, aynı şekilde barışa hizmet etmek olmalıdır. Taraf devletlerden hiçbiri feshini talep etmemiştir. Antlaşmanın kıymeti tam olarak bu noktadır ve bundan sonra da kıymetini koruyacağı kanaatindeyim” diye konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER