Isparta’nın Sav beldesinde yaşayan Nurettin Kabalak, memurluktan emekli olduktan sonra evinin bir bölümünde hobi amaçlı ağaç oymacılığı atölyesi kurdu. Emekliliğinin tadını atölyede vakit geçirerek çıkaran Kabalak, bir de eski eşyalardan oluşan mini bir müze oluşturdu.
Sav Belediyesi’nde 33 yıl memur olarak görev yaptıktan sonra geçen yıl emekliliğe ayrılan 57 yaşındaki Nurettin Kabalak, birkaç yıl önce hobi olarak başladığı ağaç oymacılığı merakını geliştirerek, evinde bir atölye oluşturdu. Emeklilikteki vaktini çoğunlukla atölyesinde geçiren Kabalak, at arabasından kılıca, minyatür evlerden otomobillere kadar birçok ahşap el emeği ürün üretiyor. Ahşaptan ürettiği ürünleri atölyesinde sergileyen Kabalak, gelen ziyaretçileri de boş göndermiyor. Aynı zamanda atölyesinin yanında eski eşyalardan oluşan mini bir müze de oluşturan Nurettin Kabalak, her bir eşyaya gözü gibi bakıyor.
Memur emeklisi olduğunu belirten Nurettin Kabalak, boş durmayı sevmediğini söyledi. Komşularının ve vatandaşların talebiyle de ürün ürettiğini ifade eden Kabalak, “Bundan haz alıyorum. Burada ahşap oymacılığı yapıyorum. 3-4 yıllık bir olay. Atalarımız bu işi seviyormuş. Abim de bu işi çok severdi. Biz de bu işi kaptık herhalde. Bunları elimizden geldiği kadar yapıyoruz” dedi.
Zevkine göre birçok ahşap ürün ürettiğini kaydeden Kabalak, “Isparta at arabası, kağnı, minyatür ev aletleri, el arabası, çocuk beşiği, keser sapı, tahta çekiçler gibi elimize ne geliyorsa yapıyoruz. Büyük bir zevk alarak yapıyorum bu işi” diye konuştu.
“Gençlerimiz gelsinler, ben onlara öğretirim”
Gençlere ‘boş durmamaları’ tavsiyesinde bulunan Kabalak, “Gençlerimiz gelsinler, ben onlara öğretirim. Ben bu işi kendim öğrendim. Kimse bana şunu şöyle yapacaksın, bıçağı böyle tutacaksın demedi. Sav’da bu işi yapan birkaç arkadaşla birbirimize gidip geldik. Birbirimize yardımcı olduk. Şimdilik bu işi başardık” dedi.
“Eski eşyalardan mini müze oluşturdum”
Nurettin Kabalak, ahşap oymacılığını hobi amaçlı yaptığını belirterek, atölyesine çok fazla ziyaretçi geldiğini söyledi. Atölyenin yanında mini bir müze oluşturduğunu ve bu müzede eski eşyaların yer aldığını belirten Kabalak, “Eskiden dedelerimizin, atalarımızın kullanmış olduğu eşyaları değerlendiriyoruz. Bazen çocuklar gelip ‘biz bunu mu kullanmışız’ diye soruyor. Geçmişimizi asla unutmamalıyız. Şimdi Z kuşağı diyorlar. Ben bu duruma üzülüyorum. Çünkü geçmişimizi unuttuk. Atımıza, kurdumuza, kılıcımıza ve zemherimize sahip çıkmalıyız. Yoksa hiçbir şeyde başarılı olamayız” diye konuştu.
Eski eşyaları köylerdeki evlerden temin ettiğine değinen Kabalak, “Buraya gelen bir ziyaretçi bir daha geldiğinde ‘Benim evimde bunlar var, atacak yer arıyorduk. Bunları senin buraya koyalım, benim adımı yazın’ diye söylüyorlar. Bende 200 yıllık lambalar var. Bıçak ve kamalar var. Bunları isimleri deftere not alarak, buraya alıyoruz. İleride buraya sığmaz hale gelirse kasabamızda bir müze yapmayı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.