Baba mesleğini oğluna teslim edemiyor

Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde terzi ustaları mesleklerini oğullarına teslim edemiyor.

Baba mesleğini oğluna teslim edemiyor

Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde terzi ustaları mesleklerini oğullarına teslim edemiyor.

Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde yarım asırdır mesleklerini sürdüren terzi ustaları günümüzde çırak yetiştirmenin çok zor olduğunu, bu mesleği yapacak genç neslin olmadığı gibi mesleklerini kendi evlatlarına bile teslim edemediklerini dile getirdi. Terzilik mesleğini severek sürdüren Ethem Neyfel Yılmaz, babasından öğrenip devraldığı mesleğini oğluna teslim edemediğinin yanı sıra çırak bulmakta sıkıntı yaşadığını ve mesleğin tükenmek üzere olduğunu kaydediyor. 64 yıldır yaptığı terzilik mesleğini ömrü yeterse 70’e tamamlamak isteyen 80 yaşındaki Mehmet Eren ise bir gün dükkana çağırdığı çocuğunun bu mesleği sevemediğini aktardı.

“Hiç umurunda değil”

Terzilik mesleğinin son ustalarından 47 yaşındaki Ethem Neyfel Yılmaz, “İstanbul Üsküdar doğumluyum. Aslen Tekirdağlıyım. Yaptığım meslek baba mesleği terzilik. Gerçi artık terzilik mesleği kalmadı. Her şey tadilat. Fransa’da bu işe rütuş deniliyor bu işe. Burada artık gördüğünüz gibi paça daraltıyoruz, kısaltıyoruz. Fermuar değiştiriyoruz. 7 yaşımdan beridir bu meslekteyim. Bir ara bıraktım ondan sonra tekrar başladım. Ama insanın kendi işi gibisi yok. En güzeli bu hayatta kendi işi. Bu işi çoğu insan meslek olarak görmüyor. Yeter ki sabah 08.00 akşam 18.00’a kadar çalışıyorsa, sadece vaktini geçiriyor. İşi olmuş olmamış hiç insanların umurunda değil. Sadece ‘Maaş günü gelsin maaşımı alayım. Sigortam yatsın, yemeğim işte servisimdir’ bu tür işleri arıyor insanlar. Kendi oğlum 19 yaşında, oğluma diyorum ‘Gel burada yanımda dur. 3-5 öğren ama oda hiç umurunda değil” dedi.

“Otur sen kendin yap ben senden para pul istemiyorum”

Yılmaz açıklamasının devamında bu mesleğin en zor yönünün insanlarla uğraşmak olduğunu da ifade ederek, “En çok zorluğu yaptığın işin küçümsenmesi. İnsanlar bir şekilde küçümsüyor. Nedeni şimdi şöyle bir şey ‘Hem iyi olsun, hem ucuz olsun, ama çokta güzel olsun’ öyle bir şey yok. Bakıyorum işte bazı alışveriş marketlerinde işte overlok makinaları satıyorlar. Plastik işlerin makinelerini satıyorlar. Makineyi 3-5 ay kullandıktan sonra kaldırıp kenara koyuyor. Ondan sonra müşteri gelip diyor ki işte ‘Şurasını yapar mısın. Evde makinem var ama evde makinamı açmak zor geliyor. Şuraya bir dikişi vurur musun?’ diyorlar. Ondan sonra diyorum ki şu kadar para ‘Ya ağabey o kadar para olur mu?’ Bende kızıyorum işte bak burada bütün makinalar var. Otur sen kendin yap ben senden para pul istemiyorum. ‘Ya ben yapamam’ o zaman yapılan işe el emeği göz nuruna değer biçemezsin” diye konuştu.

“Terzilik mesleği ölmüştür”

Mesleğin geleceği ile ilgilide konuşan Yılmaz, “Mesleğin geleceği berbat. Tekirdağ’dan örnek veriyorum. Eski ustaların çoğu, Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Ölüp gidiyor. Etrafımda vardı ustalar. Hanımları, kızları, çocukları ‘Ya abi bunlar ondan kalma makineler var alır mısın, satıyoruz. Evde çok yer kaplıyor’ Yani uzun lafın kısası şunu demek işitiyorum. Babadan oğula geçen meslek kalmadı. Kendi oğlumdan da örnek verdim. Gençler bakıyorsun elinde telefonlar, oyunlar, şunu alsak, bunu alsak. Cebine koy parayı gezsinler. Kendi oğluma diyorum ki benim gözlerim gördüğü sürece bu işi yaparım. Gözlerim görmediği sürece cebine parayı koyamam. Terzilik mesleği ölmüştür. Bakın raflarda hiç kumaş var mı? Eskiden terzilerin raflarında kumaş vardı” diyerek konuşmasını noktaladı.

“Bundan sonra dükkana hiç uğrama”

64 yıldır terzilik mesleğini sürdürdüğünü ifade eden 80 yaşındaki Mehmet Eren ise “70’e kadar çalışmak istiyorum ama ömrüm yeter mi bilmiyorum. Mesleğimizin son temsilcileriyiz. Benim ustam Ahi Ocaklarından yetişmiştir. Bir zamanlar bu mesleğe oğlumu düşündüm. Gel bakalım dedim. Bir müddet çalıştı. Baktım hayır yok. Bundan sonra dükkana hiç uğrama, sen bu işi sevmedin dedim” şeklinde konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER