Erciyes Dağı’nın 2 bin 800 yıl önceki isminin yazıldığı yazıt Kayseri Müzesi’nde

Erciyes Dağı’nın Hitit İmparatorluk Çağı’ndaki adı olan ’Harhara’nın yazılı olduğu yazıt ve Karatay Hanı ile birçok bilginin yer aldığı Karatay Han Vakfiyesi, Tarihi Kayseri Kalesi’nde bulunan müzedeki yerini aldı.

Erciyes Dağı’nın 2 bin 800 yıl önceki isminin yazıldığı yazıt Kayseri Müzesi’nde

Erciyes Dağı’nın Hitit İmparatorluk Çağı’ndaki adı olan ’Harhara’nın yazılı olduğu yazıt ve Karatay Hanı ile birçok bilginin yer aldığı Karatay Han Vakfiyesi, Tarihi Kayseri Kalesi’nde bulunan müzedeki yerini aldı.

Ankara Etnografya Müzesi’nde bulunan Karatay Vakfiyesi ile İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunan Erciyes Dağı’nın eski isminin geçtiği yazıt tarihi Kayseri Kalesi’nde bulunan Müze içerisinde sergilenmeye başlandı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun; yazıtın müzede sergilenmeye başlandığını, vakfiyenin ise sergilenmeye hazırlandığını aktardı. Karatay Han Vakfiyesi’nin Selçuklu Dönemi’nden günümüze ulaşmış bir kervansarayın işleyişiyle ilgili detaylı bilgileri içermesi açısından çok önemli olduğunu aktararak bu kadar detay veren başka bir vakfiyenin bulunmadığını söyledi. Dursun, "Taleplerimizi bakanlığımıza ilettik, bunların müzemize devri için gerekli başvurularımızı yaptık. Onlar da sağ olsun olumlu karşıladılar ve bu eserlerin müzemize devri gerçekleşti. Yazıtı şu anda sergi salonumuzda teşhire koyduk ve şuanda sergide. Vakfiye de sergi için hazırlıklarımız sürüyor, en kısa zamanda sergiye alacağız. Vakfiye neden önemli? Anadolu Selçuklu Dönemi’nde bildiğimiz üzere çok gelişmiş bir ticaret sistemi var ve bu sistemin içerisinde en önemli yapılardan bir tanesi kervansaraylar. Kervansaraylar; kervanın yollar üzerinde konakladıkları, çeşitli ihtiyaçlarını giderdikleri merkezler. Vakfiyede de bu düzenle ilgili çeşitli bilgiler yer almakta. Hanın gelirlerinin nereden sağlandığı, handa hangi görevlilerinin yer aldığı, handa konaklayanların hangi hizmetlerden yararlandığı gibi çok çeşitli bilgiler yer almakta. Buradaki en önemli detay handa konaklayanların ücretsiz yeme-içme ve çeşitli ihtiyaçlarını karşıladıklarını biliyoruz. Bu hizmetlerin de çok üst düzey hizmetler olduğunu görüyoruz. Bütün detaylar işlenmiş. Bu açıdan Selçuklu Dönemi’nden günümüze ulaşmış bir kervansarayın işleyişiyle ilgili detaylı bilgileri içermesi açısından bu vakfiye çok önemli ve bu kadar detay veren başka bir vakfiye maalesef günümüze ulaşmamış. Şuanda müzemizde olmasından çok mutluyuz" şeklinde konuştu.

"Kayseri tarih sahnesinden hiçbir zaman kenara çekilmedi"

Kültepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu; Kayseri Müzesi’nde sergilenen yazıtın üzerinde Erciyes Dağı için Hitit İmparatorluk Çağı’ndaki adı olan Harki/Hargi’den sonra Geç Hitit Beylikleri Çağı’nda kullanılan ’Harhara’ adını taşıdığı için Kayseri tarihi açısından çok önemli olduğunu bildirerek, "1900’lü yılların başında henüz Kayseri’de bir müze olmadığı için İstanbul’a gönderilen bir eser. Bu eser Kayseri tarihi için son derece önemli. Çünkü Kayseri’nin simgesi olan Erciyes’in ismi burada geçiyor. Kayseri’nin simgesi olan Erciyes’in daha 4 bin yıl önceden Kültepe Tabletleri’nden biliyoruz. Aşkaşipa isimli bir dağ ve aynı zamanda tanrı da. Yani o zamanda tapınılan bir dağ. Bu isim daha sonraki çağlarda Hitit İmparatorluğu Dönemi’nde Harki diye geçiyor. Taşın ait olduğu dönemde günümüzden yaklaşık 2 bin 800 sene öncesinde Harahara diye anılıyor. Üzerinde bu dağın adı var. Erciyes ismi ya da Harahara Dağı’nın üçüncü kez adının geçtiği bir eser. Bu anlamda Kayseri tarihini aydınlatması açısından son derece önemli. Biliyorsunuz Kayseri’nin içinde bulunduğu bölge Tabal diye anılıyor. Tabal; kendi içinde 24 tane beylikten oluşan krallık. 2 bin 700 yıl öncesinde Kayseri’nin, Erciyes’in etrafında kurulmuş olan krallıkların isminden bahsediyor bu hiyeroglif yazıt. Bu dönemdeki anıtların çoğu aslında yerel krallıkların bir anlamda tapularını gösteren yazıtlar. Burada da aynı şekilde Erciyes, Harahara Dağı’nı 9. yılda bir ceylan armağan ederek bir kutlama yapıldığını söylüyor. Bu; Kayseri’nin 2 bin 700 yıllık dönemde gerçekten ciddi bir güç merkezi olduğunu göstermesi açısından önemli. Zaten hemen akabinde Kapadokya Krallığı gibi merkezler Kayseri’nin hiçbir zaman tarih sahnesinden kenara çekilmediğini, her zaman önemli olduğunu göstermesi için önemli. Bu eserin de Kayseri Müzesi’nde sergilenmesi doğru bir karar. Kendi toprağında sergilenecek. Emeği geçen başta bakanlığımıza, kültür müdürlüğümüze teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Tarihçi Yazar Halit Erkiletlioğlu da eserlerin Kayseri içi çok önemli olduğunu, tarihi eserlerin Kayseri’de bulunmasında emeği geçenlere teşekkür ettiğini söyledi. Yazıtta Hiyeroglif Yazı olarak şöyle yazıyor:

"Ben Güneş’in kutsadığı Warpiris Harhara Dağı’nı dokuz kere İrwa-gazeli ile kutladım. Ve ne zaman yılın dokuzuncusu gelirse, ....im gibi dokuz kere İrwa-gazeli ile SISARALI Kurti’nin hizmetkarı yapacağım. Ben Güneş’in kutsadığı Warpiris Harhara Dağı’nı dokuz kere irwa-gazeli ile kutladım. Ve ne zaman yılın dokuzuncusu gelirse, .... im gibi dokuz kere irwa-gazeli ile SISARALI Kurti’nin hizmetkarı yapacağım."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER