Üsküdar’da Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi’nde bulunan Nakkaş Semih İrteş, Osmanlı Kültür ve Medeniyetinin kitap sanatının en büyük koleksiyonu üzerinde çalışmalar yapan ve 2021 yılında hayatını kaybeden Filiz Çağman’ın seçmeli makaleler kitabını 2023 yılında bastırdı. Sanat tarihinde büyük çalışmaları olan Filiz Çağman’ın isteği üzerine mezar taşında bulunan hat sanatını da Semih İrteş büyük özenle yaptı.
Üsküdar’da Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi’nde bulunan Nakkaş Semih İrteş, Topkapı Sarayı restorasyonları sırasında tanıştığı ve Ocak 2021 tarihinde vefat eden Filiz Çağman’ın Osmanlı ve Sanat tarihi alanında çalışmalarıyla seçmeli makaleler kitabını bastırdı. Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi tarafında Nisan 2023 tarihinde yayımlanan eserde, kitap sanatının içinde bulunan tüm detayları, teşrif sanatını, hat sanatını ve diğer özellikleriyle birlikte anlatan yazılar dizisi bulunuyor. Toplam 500 sayfalık kitapta, Filiz Çağman’ın uzun süre çalışmalarını sürdürdüğü Sanat tarihi teması altında 18 makale bulunuyor. Özellikle Nakkaşların yapmış olduğu sanatları, yurtiçi ve yurtdışından çeşitli çalışmaları da içinde barındırıyor. Üsküdar’daki Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi’nde ise Semih İrteş’in yapmış olduğu Filiz Çağman’a ait bir oda bulunuyor. Çalışmalarıyla Sanat Tarihi’ne damga vuran Filiz Çağman’ın isteği üzerine, Edirne’de bulunan mezarının taşında bulunan hat sanatını Nakkaş Semih İrteş büyük özenle tasarladı.
“Muhteşem bir hocadır kendisi”
Seçmeli makaleler kitabının basımı hakkında konuşan Nakkaş Semih İrteş, “Merhum Filiz Çağman ile benim muhabbetim Topkapı Sarayı’nda başladı. Topkapı Sarayı restorasyonları sırasında kendisiyle tanışmıştım. 1970’li yılların hemen başıydı. Ve o zaman sonra Filiz ablayla aramızda bir muhabbet oluştu. Özellikle yaşamının en büyük zamanı Topkapı Sarayı’na geçti. Topkapı Sarayı’na çok büyük hizmetleri vardır. Öncelikle sanat tarihini bitirdikten sonra Topkapı Sarayı kütüphanesinde ve Osmanlı kültür ve medeniyetinin kitap sanatının en büyük koleksiyonu üzerinde uzun süreler çalışmalar yaptı. Osmanlı sanatını, sanatçısını, yapmış olduğu sanatları, kitap sanatının ne olduğunu, hep bunları detaylarıyla, makaleleri ile bu topluma hediye eden muhteşem bir hocadır kendisi. Kitap sanatını, kitap sanatının içinde bulunan tüm detayları, tezhip sanatını, hat sanatını ve diğer özellikleriyle birlikte bize anlatan bir yazılar dizisi, çok önemli makaleleri var. Bu arada yine Osmanlı sanatıyla ilgili yurtiçinde ve yurtdışında yapmış olduğu bu koleksiyonlarla ilgili muhteşem sergileri vardır. Sergi kataloglarını yazmıştır. Yazmış olduğu makalelerin birçoğu çok eski dönemlerdedir. Günümüzde bu konularla uğraşan kişilerin de bazen bulamadığı kaynaklar oluyordu” dedi.
“Semih’e söyle benim mezar taşımı o yapsın”
Sözlerine devam eden İrteş, “Ben bundan 5 sene önce kendisine dedim ki ‘Filiz abla sizin makalelerinizi ben buluyorum ama başka kişiler hep arıyor bulamıyorlar, özellikle yurt dışında yazmış olduğunuz yazılar var. Bunlarla ilgili bir kitap yapmaz mısınız’ dedim. Çok hoşuna gitti, çok beğendi. ‘Kim basacak’ dedi, ‘ben basarım’ dedim. Çok mutlu oldum ve hemen çalışmalar başladı. Ve kendisinin olduğu bu kitap 500 sayfalık bir kitap, 18 tane içinde makale var. Bu makaleleri kendisi seçti. Ve tabi bu makalelerin, bu kitap haline gelmesinde Lale Uluç hanımefendinin çok büyük hizmeti var. Çünkü onu o makaleleri o günkü hallerinden bugünkü haline getirmek için birtakım dipnotlar, biblografyalar, başka resimlerin, yeni resimlerin seçilmiş olması gibi çok özveriyle çalışan bir hanımefendi, ona çok teşekkür etmek istiyorum tekrar. Daha sonra ‘Filiz Hanım’a Allah korusun ileride belki herhangi bir şey olduğu zamanlar bir defnedilecek yer var mı onları bir sor’ dedim. Filiz hanım tabi hemen onu anlamış. Semih’e söyle benim mezar taşımı o yapsın’ demiş. Böyle bir olay da vardı. Allah rahmet eylesin. Filiz Hanım’ın Türk sanatı için yapmış olduğu o çeşitli makalelerde, öncelikle benim çok hoşuma giden veyahut da benim kendi konularım olan birincisi, Karahisari. Topkapı Sarayı’nda dünyaca ünlü bir Hattat Karahisari’nin yazmış olduğu bir Kur’an vardır. Bu Kur’an’ın tezhiplerinde ilk defa o bana 1976 yılında göstermiştir. Ve benim o zamandan beri o konu üzerinde çalışmalarım olmuştur. Ben de yakın zamanda onunla ilgili bir kitap yayınlamıştım” diye konuştu.
“Nakkaşhanenin üzerine çok önemli bir makalesi de burada var”
İrteş, “Bu arada tabii Osmanlı Sarayında veya Sarayın belirli bölgesinde bu kitap sanatıyla uğraşan kişilere nakkaş denir. Bir nakkaşhanenin varlığı söz konusu ama yeri tam olarak bilinmiyordu. Bunun üzerine de çok araştırmaları vardır. Çünkü Filiz Hanım nakkaşların yapmış olduğu sanatları ortaya koyarken her türlü teferruatı ve detayıyla inceliyor. Bunlar çünkü bilinmeyen şeyler. Onunla birlikte bunların nerede yapıldıkları hakkında da araştırmalar yapan önemli bir şahsiyettir. Nakkaşhanenin üzerine gerçekten çok önemli bir makalesi de burada var. Yani Filiz Hanım’ın bu çalışmaları, anlatılmayacak kadar, günümüz sanat tarihine çok önemli bir armağandır. Kendisi kitabı göremedi. Ancak vefatından 8 ay önce onun maketini yapmıştık. Aynı buradaki kitapta olduğu gibi, bu maketi kendisine takdim ettik. Ve onun okumasını yaptı. Çok beğendi, çok hoşuna gitti. Hatta kapağı da çok hoşuna gitti. Onun direktifleriyle bu hale geldi” dedi.