Şırnak’ta yıllarca teröristlerin barınma alanları olarak kullandığı Cudi Dağı, teröristlerden temizlenmesinin ardından festival, şenlik ve doğa sporlarının merkezi oldu. 42 yıl sonra sonra gerçekleştirilen “2. Cudi Festivali” coşkuyla kutlandı.
Festivale, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Şırnak Valisi Osman Bilgin, Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka, Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Erkan, Şırnak Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Tekin Aktemur, kurum müdürleri ve binlerce vatandaş katıldı. Sefine bölgesinde arbane eşliğinde yürüyüş gerçekleştiren vatandaşlar, ardından Hz. Nuh’un gemisinin karaya oturduğu yer olarak kabul edilen alanda şükür namazı kıldı, dua etti.
Hz. Nuh’un gemisinin ilk karaya oturduğu 2 bin 114 rakımlı Cudi Dağı’ndaki Sefine bölgesi Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar için Kudüs’ten sonra kutsal yer olarak biliniyor. Sefine’ye girişler 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra yasaklanmıştı. Bölgenin teröristlerden temizlenmesinin ardından Şırnak Valiliği himayesinde bu yıl 2. Cudi Dağı Festivali düzenlendi. 13 Temmuz 2020 yılında başlatılan “Yıldırım- 1 Cudi Operasyonu” kapsamında bölge teröristlerden ve patlayıcı maddelerden temizlendi. Onlarca şehit verilen 2 bin 114 rakımlı Cudi Dağı, şimdi ise vatandaşların akınına uğradı.
Festival alanına “Sayın Bakanımız temizlenen dağlara hoş geldiniz, devlet, millet, vatan, bayrak diye okunur. Recep Tayyip Erdoğan diye okunur, terörün korkulu rüyası Sayın Bakanımız Süleyman Soylu Cudi’ye hoş geldiniz’ pankartları asıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bugün Cudi Dağı’nın konuştuğunu söyledi. Soylu, “Bize tarihi ve medeniyetiyle ve geçmişimizle olan vuslatını anlatıyor. Diyor ki, ben bugün için Cudi Dağı diyor ki ben bugün güzelim. Çünkü sevdiklerimle beraberim. Diyor ki benim bana bırakılan emanetlere sahip çıkan bu nesle müteşekkirim. Nuh’un emanetine, ecdadımızın emanetine, medeniyet mirasına sahip çıkan bu millete bu güzel insanlara müteşekkirim. Namazımızı kıldık, kurbanımızı kestik. Allah nasip edecek biraz sonra aşuremizi yiyeceğiz. Ve buradaki bize bırakılan üç emanete de sahip çıkmış olacağız. Dağlar konuşur mu? Dağlar konuşur. Onlar söz söyler. Ağaçlar konuşur mu? Anlarsanız onların tembihatları vardır. Çiçekler konuşur mu? Çiçekler konuşur. Çünkü onlar hepsi Cenabı Allah tarafından yaratıldılar. Kavgalar, dövüşler, kışkırtmalar, nifaklar ve fitneler bunlar her biri biraz önce anlattıklarımı engellemek içindir. Cudi Dağı konuşuyor. Terör bittiği için şenlik içerisinde, Cudi Dağı konuşuyor. Ben bugün neşeliyim. Şırnaklıyla, Batmanlıyla, Siirtliyle hep beraber buradaki Kürt kardeşlerimle hep beraber birlik içerisindeyim, diyor. Dağlar şenlenir mi? Dağlar neşelenir mi? Dağlar hüzünlenir mi? Dağlar gözyaşı döker mi? Aynen insan gibi. Dağlar neşelenir. Dağlar şenlenir. Dağlar hüzünlenir. Dağlar gözyaşı döker. Tam beş bin yıllık bir tarihi bugün yeniden ihya ediyorsunuz. Geçen yılı ihya ettiniz. Ondan önceki yıl Allah’a çok şükürler olsun Kurban Bayramı’nda burada aynen bugün kıldığımız gibi bir bayram namazını eda ettik” dedi.
Terörü hakim kılmamak için şehadete yürüyen evlatlara minnettar olduğuna dikkat çeken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Hazreti Hamza’ya yoldaş olan evlatlarımıza minnettarız. Birliğimizi ve beraberliğimizi daim etmek için çocuklarımızın geleceğe huzurla bakabilmesi için annelerin ve babaların Ayetel Kürsü okudukları arkasından bu çocuklarımızın mühendis, ilahiyat fakülteleri, uzay bilimi, doktor, eczacı, asker ve polis olabilmeleri için emek verdikleri evlatlarımızın rahat bir şekilde geleceği kucaklayabilmeleri için bugün bizi bu kutlu beldede, kutlu diyarda huzur içerisinde bir arada olmamızı sağlayan Cenabı Allah’a sonsuz hamdolsun şükürler olsun. Burada hep birlikteyiz, burada olamayan ama kalbi burada olan, gönlü burada olan ve milletinin bir tekinin gözyaşında hicran içerisinde olan sevincinde mutlu olan kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kardeşlerine selamlarını, muhabbetlerini, sevgilerini getirdim. Biz sizin emrinize amadeyiz. Biz sizin hizmetkarınızız. Gün olur biz gideriz başka kardeşlerimiz gelir. Bilesiniz ki onların da adımlarının sahibi bellidir. Onların da yürüyeceği yol ve menzili bellidir. Şuradaki kardeşlerime bir şey söylemek istiyorum. Biz Müslüman’ız. Elhamdülillah bu dünya bu kadardır. Esası olan ahirdir. Biz bir sınav ve imtihan dünyasındayız. Yoklukla varlık arasında zenginlikle ve fakirlik arasında makam ve mevkiiyle işsizlik arasında bir sınav ve imtihan dünyasındayız. Hiçbir zaman hiçbiriniz ve hiçbiriniz aklımızdan Peygamber Efendimizin bütün insanlığa emanet bıraktığı ve veda ettiği veda hutbesindeki söyledikleri aklınızdan hiçbir zaman çıkmasın. Dilimiz, rengimiz, etnik kökenimiz bunların hiçbirisinin birbirimizi ayırt edecek bir gücü söz konusu değildir. Bizi ancak Allah karşısında ona olan kulluğumuzla takvamız kurtaracaktır. Sefine bize bunu anlatmaktadır. Hazreti Nuh aleyhisselam bize bunu anlatmaktadır. Muharrem ayının bize emanetleri budur. Kardeşliğimiz, ve birliğimiz, kardeşliğin bittiği andan itibaren başımıza hangi felaketler geleceği Kerbela’da bize en büyük örnektir. Hiç bundan vazgeçmeyin, ne derlerse desinler. Esas siyaset Allah’ın bize emrettikleridir. Hiç bundan vazgeçmeyin. Günlük birtakım kelimelerin, cümle oyunlarının esareti içerisinde olmayın. Olmayalım, kıymetli hemşehrilerim dilinizle, Kürtlüğünüzle ve Müslümanlığınızla gurur duyun." diye konuştu.
"Bu büyük medeniyetle gurur duyun." diyen Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Buradan şuradaki oturuşunuzla dilinizle öyle şeyler anlatıyor ve söylüyorsunuz ki geleceğe büyük bir miras bırakıyorsunuz. Kural oyununu ve tezgahları siz bozdunuz. Huzur yolculuğunuz, hayırlı ve uğurlu olsun. Bu vesileyle burada bulunan çok kıymetli Diyanet İşleri Başkanımıza Allah ondan razı olsun. Sadece bizim mihmandarımız değil, aynı zamanda ortaya koyduğu emek ve gayretle Türk dünyasından Balkanlar’a kadar bu Anadolu coğrafyasının nefesini, maneviyatını her yerde ortaya koyan Diyanet İşleri Başkanımızın burada olması da esasen sadece evet Nuh Diyarı’na değil Şam’dan Bağdat’a kadar Tahran’dan Kosova’ya kadar Özbekistan’a kadar bütün dünyaya birlikteliğimizin bir tescilidir.”
Soylu, "Bu güzel diyara hoş geldiniz. Bu kutlu beldeye hoş geldiniz dediler. Türkçe o kadar güzel sözler söylediler ve anlattılar ki salavatı şerifler getirdiler. Anlattıklarımın hepsi bizim zenginliğimizdir." diyerek sözlerine şöyle devam etti: "Kim bundan vazgeçmeyi istiyorsa bilmelisiniz ki Cudi’ye ihanet ediyordur. Sefine’ye ihanet ediyordur. Hazreti Nuh’un bize bıraktığı emanetlere ihanet ediyordur. Bizim medeniyetimize ihanet ediyordur. Kardeşliğimize ve birliğimize karşı çıkıyordur. Hep birlikte inşallah hocam söyledi. Livâü’l-hamd sancağı altında birbirimizle inşallah aşır olacağız. Oyun kurmak isteyenler birliğimizi bozmak isteyenler de bize Allah’ın izniyle inşallah dua ediyoruz. Anneler, dualarınızı çocuklarınızdan esirgemeyin. Allah bahtlarını açık etsin inşallah. Buradaki asker, polis ve jandarma ağabeyleri onların huzuru için fedai can etmeye hazır mücadele ediyorlar. Çocuklarınızdan beklediğimiz bir tek şey var. Bütün dünyaya, medeniyetimizin nakşedecek ilimleri öğrenmeleri. Onlardan beklediğimiz bir tek şey var. Kardeşliğin gücünü her yere ama her yere yansıtmaları, son cümlelerim şu. İşimiz bitmedi. Çok daha işimiz var. Buradan benlik olarak söylüyor değilim. İşimiz varken bizden bu emanetleri alacak arkadaşlarımız içinde söylüyorum. Huzuru Diyarbakır’a, huzura Ağrı Dağı’na, huzuru Tendürek’e, huzuru evet Hakuk’tan Avaşin Basyan’a kadar huzuru Şam’a, huzuru Tahran’a, huzuru Bağdat’a, huzuru Yemen’e, huzuru Libya’ya, huzuru Balkanlar’a, Orta Doğu’ya ve ta Kafkasya’ya getirmek bizim sorumluluğumuzdur. Burada bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Gecenin ikisine, üçüne kadar Silopi’den Şırnak’a kadar, Cizre’ye kadar sokaklarda nasıl geziyorsanız, bilesiniz ki bir kardeşimiz olarak söylüyorum. Aynısı Şam’da olacak, aynısı Halep’te olacak, aynısı Bağdat’ta olacak, aynısı bütün Müslüman diyarlarda olacak. Allah bizi bugüne geleceğimize mahcup etmesin. Bu etkinliğimiz hayırlı ve uğurlu olsun”. Dedi.
Konuşmaların ardından festival ilahiler ve şarkılarla devam etti.