Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “NATO müttefiklerimiz değişiklik bahanelerle Türkiye’ye bir hava savunma sistemini vermediler. Tabii bedava değil, parasıyla. Ayrıca Suriye sınırında daha önce konuşlandırdıkları Patriot bataryalarını farklı NATO üyeleri geri çektiler, en çok ihtiyaç durduğumuz bir zamanda” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Katar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Bin Abdurrahman Al Sani ile Türkiye-Rusya-Katar Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısına katıldı. Çavuşoğlu, Rus ve Katarlı mevkidaşlarıyla ardından ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Bakan Çavuşoğlu, Suriye konusunda üçlü istişare süreci başlatıldığını dile getirerek, “Suriye’de kalıcı bir siyasi çözüm çabalarına nasıl katkıda bulunabileceğimizi ele almak. Bu anlayışla son derece verimli toplantılar geçirdiğimizi söylemek isterim. Suriye’de maalesef ihtilaf on yıldır devam ediyor. Olumsuz yansımalarını hep beraber yaşadık, birlikte gördük. İhtilafın temel nedeni meşru isteklerinin göz ardı edilmesidir Tek yolun BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı temelinde siyasi süreç olduğunun farklındayız, bugün bir kere daha anladık. BM parametreleri temelinde siyasi çözümü hedefleyen tüm uluslararası girişimleri destekliyoruz. Türkiye ve Rusya Federasyonu, İki Astana garantörü olarak uzun zamandır İran’la da birlikte çalışıyoruz. Katar’la da Suriye ihtilafının siyasi çözümü ve insani krizin hafifletilmesi konusunda işbirliğimiz devam editör. Anayasa komisyonunun çalışmalarını değerlne4diridk. Maalesef son toplantılar yapıcı olmadı. Önümüzdeki süreçte toplantıların verimli geçmesi için rejimin tutulu tavırlar sergilemesi lazım. Rejim üzerinde telkinlerde bulunan Rusya federasyonuna da teşekkür ediyorum" diye konuştu.
“6.5 milyondan fazla insan Suriye dışında yaşıyor”
Görüşmelerde insani durumun da ele alındığını dile getiren Çavuşoğlu, “Pandemi karşısında Suriye’deki insani durum daha da kötüleşti, çabaların önünde ilave engeller ortaya çıktı. Biraz önce dostlarımla da paylaştığım gibi 6.5 milyondan fazla insan Suriye dışında yaşıyor, 3.6 milyonu bizim ülkemizde yaşıyor. BM verilerine göre, 13,4 milyon Suriyeli yardıma muhtaç, 5.9 milyon yaklaşık 6 milyon Suriyelinin barınak ihtiyacı var. Bugün 2.4 milyon çocuk hala okula gidemiyor. Bu tablo karşısında özellikle insani yardımlar konusunda daha esnek olmamız lazım” ifadelerini kullandı.
“Bir sonraki toplantıyı Türkiye’de gerçekleştirme noktasına mutabık kaldık”
Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“On yıldır Suriye’deki durumu suiistimal eden terör örgütleri var ve bu terör örgütleri Suriye’yi bölmek istiyorlar. DEAŞ ve PKK-YPG gibi terör örgütleriyle mücadeleyi bugün ele aldık. PKK-YPG, Suriye’nin kuzeyindeki sivilleri hedef almaya, savaş suçları işlemeye devam ediyor. Son 2 ayda 25 masum Suriyeli sivil terör saldırılarında hayatını kaybetti. Biz bugün Suriye’nin sınır, toprak bütünlüğünü desteklediğimizi güçlü bir şekilde Katar-Türkiye ve Rusya olarak vurguladık. Suriye’nin birliğine olan desteğimiz devam edecek. Toplantıların sonunda üçlü formatta toplantıları devam ettirme kararı aldık. Dışişleri Bakanlarının bir sonraki toplantıyı Türkiye’de gerçekleştirme noktasına mutabık kaldık. Sonraki toplantı Rusya ev sahipliği yapacak. Arkadaşlarımız düzenli bir şekilde bu formatta devam edecek. Amacımız Suriye’de kalıcı bir barışın, huzurun ve istikrarın tesis edilmesidir” ifadelerini kullandı.
“Türkiye önümüzdeki süreçte daha fazla savunma sistemine ihtiyaç duyuyor ve duyacak”
Çavuşoğlu daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çavuşoğlu, S400 alımına ilişkin “Türkiye Hava Savunma Sistemine ihtiyaç duyduğu zaman öncelikle NATO müttefiklerinden bu sistemi almak için çaba sarf etti. Bu sır değil. Maalesef, NATO müttefiklerimiz değişiklik bahanelerle Türkiye’ye bir hava savunma sistemini vermediler. Tabii bedava değil, parasıyla. Ayrıca Suriye sınırında daha önce konuşlandırdıkları Patriot bataryalarını farklı NATO üyeleri geri çektiler, en çok ihtiyaç durduğumuz bir zamanda. Böyle bir zamanda Rusya S400 konusunda en iyi teklifi verdiği için Rusya ile bir mutabakat sağladık. S400 Savunma Sistemini aldık. Şimdi Türkiye önümüzdeki süreçte daha fazla savunma sistemine ihtiyaç duyuyor ve duyacak. Dolayısıyla biz bu durumda mutlaka farklı kaynaklardan savunma sistemi alacağız ve almak durumundayız. Bunu çok açık bir biçimde NATO müttefiklerimize de söyledik. NATO müttefikleri Türkiye’ye geçmişte sadece hava savunma sistemi değil, bugün savunma sanayimizde ihtiyaç durduğumuz çok basit savunma sanayi ile ilgili unsurların Türkiye’ye satılmasına bile engel çıkartıyorlar. Geçmişte basit silahların bile alınmasında ciddi engeller çıkartıldı, bu engellerin çoğu bugün bizim önümüzde duruyor. Böyle durumda Türkiye ihtiyacını farklı kaynaktan alabilir, alma hakkı vardır. Hal böyleyken de Türkiye’yi kimsenin eleştirmemesi gerekiyor. Biz bugün savunma sanayi ihtiyacımızın yüzde 70’ini ülkemizde üretiyoruz hem de kaliteli bir şekilde üretiyoruz ve ihraç da ediyoruz. Ama halen ülkemizde üretmediğimiz, ihtiyaç duyduğumuz ürünleri de öyle veya böyle bir yerden temin etmemiz gerekiyor. Türkiye bağımsız bir ülke olarak bu hakkını önümüzdeki süreçte de kullanacaktır” yanıtını verdi.
Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde tamamladı:
“Gerek Arap ülkeleri gerek uluslararası toplum şu anda rejimle angajman yerine doğrudan Suriye halkına yönelik politikalar izlerse biraz önce konuştuğumuz sahadaki insani durumun iyileşmesi konusunda bir şeyler yapabiliriz. Ayrıca siyasi çözüme odaklanırsak o zaman kalıcı bir huzur ve istikrar ve çözüm getirebiliriz. Şu anda rejimle yapılan angajman maalesef, maalesef diyorum rejimin olumsuz politikaları ve saldırganlığı konusunda teşvik ediyor ve Anayasa Komisyonunda rejimin yapıcı olmamasının sebebi de budur. Hala bana göre askeri çözüme inanıyor. Burada biraz önce söylediğim gibi Rusya’nın ve bazı ülkelerin çabalarını takdir ediyoruz ve tüm bu çabalara rağmen rejim siyasi sürece yanaşmıyor. Uluslararası meşruiyet kazandıkça da bundan daha da uzaklaşacak ama bu Suriye’ye huzur, barış ve siyasi çözüm getirmeyecek. Bizim derdimiz kalıcı bir siyasi çözümdür."