İnternet'e düşen son habere göre CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı için muhtemel adaylardan Cemal Canpolat’ı aramış ve aday olmaktan vazgeçirmiş. Canpolat da kendisi için toplanan 270 imzayı iade etmiş adaylıktan vazgeçmiş. Mevcut İl Başkanı ve adayı Canan Kaftancıoğlu da kendisini aramış ve “Başkan bir kahve içelim” demiş. Bence rakı lakerda sofrasına çağırsaydı daha isabetli olurdu.

Habere göre Canpolat şöyle diyor:
“Genel Başkan, Canan Hanım’da bu kadar ısrar ettiğine göre, demek ki, ittifaklar konusunda bir sıkıntı yaşanmasını istemiyor.”

Hangi ittifak? Benim bildiğim CHP, seçimlerde bir tek İYİ Parti ile ittifak yaptı ve Meral Akşener’in de Kaftancıoğlu’nu istemediğini herkes biliyor.

Kastettiği elbette bu değil. HDP ile yapılan gizli ittifak ve parti içinde farklı grupların çıkar ittifakından bahsediyor ama söylemeye dili varmıyor.

Sayın Canpolat, 270 delege sana imza vermiş. Korkusundan imza veremeyenler, kararsızlar ve kongrede kararını değiştirecek olanlarla birlikte rahatlıkla il başkanı olursun. Kaftancıoğlu 325 delegeyle seçimi kazanmıştı.

Peki niye vazgeçtiniz? “Genel Başkana rağmen aday olmam” demek ne anlama geliyor? Siz de mi icazet alıyorsunuz? Yoksa bir söz mü aldınız?

Peki aday olacak cesarete sahip başka kimse yok mu? Yok mu bu partide bir Don Kişot?

O Don Kişot benim.

Sayın Canpolat’a çağrı yapıyorum. O topladığın imzaları bana yönlendir. Kaybetsem bile en azından kürsüye çıkıp tek tek anlatmış olurum olan biteni.

Bu haksızlıklara, hukuksuzluklara, dayatmalara, icazetli demokrasiye karşı çıkan delegelerden imza istiyorum.

Kazanırsam sadece CHP tarihinde değil demokrasi tarihinde bir devrim yapmış olurum.

Korkaklar despotizmin sükunetini özgürlüğün fırtınalı denizlerine tercih ederler. (Thomas Jefferson)

Ben özgürlüğün fırtınalı denizlerini tercih ediyorum.

CHP İstanbul İl Başkanlığına adayım.

Hodri meydan.