Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, hepatitlerin dünya genelinde artış gösterdiğini belirterek, “Her gün dünyada 3 bin 500 kişi hepatit B ve C kaynaklı ölmekte. Dünyada 250 milyondan fazla kişi hepatit B, 50 milyondan fazla kişi hepatit C ile enfekte. Türkiye’de ise her 3 kişiden 1’i hepatit B, her 2 kişiden 1’i hepatit C ile enfekte. Bu sayılar buz dağının görünen kısmı” dedi.
Hepatit, viral bir enfeksiyonun neden olduğu karaciğer iltihabı olarak biliniyor. A, B, C, D ve E tipleri olarak adlandırılan beş ana hepatit virüsü bulunuyor. Bu 5 tip, neden oldukları hastalıklar ve salgın potansiyeli nedeniyle son yıllarda dünya üzerinde büyük bir endişe kaynağı olmaya başladı.
Her gün 3 bin 500 ölüm var
Dünya Sağlık Örgütü’nün nisan ayında yayınladığı rapora göre ise her gün hepatit B ve C enfeksiyonları sebebiyle 3 bin 500 kişi hayatını kaybediyor. Ayrıca uzmanlara göre ülkemizde ise çoğu henüz tanı almamış yaklaşık 3.5 milyon hepatit B hastası, 750 bin de hepatit C hastası olduğu tahmin ediliyor.
“Birçok kişi taşıyıcı olduğunu bilmeden yaşıyor”
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Taşova, hepatit B ve C hastalarına ulaşılmada büyük sıkıntı yaşandığını belirterek, “Hepatitler halen önemini koruyan hastalıklardır. Hepatit B aşı ile önlenebilir ancak hepatit C’de aşı yoktur fakat gelişmiş tedavisi vardır. Buradaki en büyük sorunumuz hastalara ulaşabilme. Birçok kişi hepatit B ve C olduğunu bilmeden yaşamaktadır. Bulaşıcı olduğu için aile fertleri dahil birçok kişiye de hastalığı bulaştırabilmektedirler. Her gün dünyada 3 bin 500 kişi hepatit B ve C kaynaklı ölmektedir” ifadelerini kullandı.
“Sayılar buz dağının görünen kısmı”
Türkiye’de her 3 kişiden 1’inin hepatit B ile enfekte olduğunu ancak bu sayıyı ’Buz dağının görünen kısmı’ olarak tanımlayan Prof. Dr. Taşova, şunları söyledi:
“Halihazırda dünyada 250 milyondan fazla kişi hepatit B, 50 milyondan fazla kişi hepatit C ile enfektedir ancak bu sayılar buz dağının görünen kısmı. Türkiye’de ise her 3 kişiden 1’i hepatit B ile enfektedir, yani taşıyıcı durumundadır. Erişkin yaş grubunda bu 2 milyondan fazla kişiye denk geliyor. Hepatit B ile tanı olan hastaların ancak 4’te 1’ine tanı koyabiliyoruz. Bu kişilerin de 5’te 1’i tedaviye ulaşıyor. Bu kişilerin tedavi olması durumunda karaciğer kanseri ve siroz olmasının önüne geçiliyor. Hepatit C’de ise daha da sıkıntılı bir durum var. Her 2 kişiden 1’inin Türkiye’de hepatit C olduğunu biliyoruz ancak en önemli sorun tanı konulamıyor çünkü hastalar hayatlarına hiçbir semptom göstermeden devam ediyor. Daha sonra da karaciğer kanseriyle bu hastalar karşımıza geliyor.”
“Bütün dünyada artış var”
Hepatit C tedavisi olan kişinin karaciğer kanseri ve siroz olma riskinin azaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Taşova, “Hepatit C’de yeni tedavilerle hastanın durumuna göre 8-12 hafta arasında hap tedavisi ile kurtulmak mümkün. Yeter ki tanı konsun. Hepatit B’nin de tedavisi var ve üzerinde çalışıyoruz. Tedaviye başlayan kişinin siroz ve karaciğer kanseri olma riski çok aza indirgenebiliyor. Bütün dünyada hepatitlerde artış var” ifadelerini kullandı.
“Tedavi olmak halk sağlığı açısından önemli”
Tedavi olmanın halk sağlığı açısından önemine vurgu yapan Prof. Dr. Yeşim Taşova, “2016 yılında Dünya Sağlık Örgütü ‘hepatit B ve C’yi ortadan kaldıralım’ atağına geçti. Bu atakla birlikte hepatit B’nin yüzde 95 azaltılması, hepatit C’nin yüzde 85 azaltılması hedefleniyor. Buradaki amaç yüzde 65 ölümleri azaltmak, yüzde 90 tedaviye tanı koymak. Bu kişileri tespit edip tedavi olmalarını sağlamak halk sağlığı açısından çok önemli. Ülkemizde de bu program çerçevesinde yenidoğan çocukların aşılanması çok güzel bir şekilde gidiyor. Aynı zamanda gebelerin takip edilmesi devam ediyor” dedi.
“Önlemler alınmalı”
Hepatit bulaşının önüne geçilmesi için yapılması gerekenleri anlatan Taşova, şunları söyledi:
“Damar içi uyuşturucu kullananların ortak enjektör kullanması engellenmeli. Bütün uyuşturucuların azaltılması gerekiyor çünkü uyuşturucu riskli davranışa yol açıyor. Hepatit B özellikle cinsel yolla ve kan yoluyla geçebilen bir hastalıktır. Vatandaşların hem testini yaptırması hem de kan ve cinsel sıvılarla bulaşın engellenmesi gerekiyor. Ayrıca bilinen ve temizliği olan diş hekimleriyle çalışılması, kadınların manikür, pedikür yaparken kendi aletlerinin olması ya da kuaförlerinden sterilizasyon istenilmesi, ortak diş fırçası kullanılmaması gibi önlemler almak gerekiyor.”