Kadın Hastalıkları Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cazip Üstün, “Menopoz tüm sistemleri etkileyen bir durum olduğundan menopozla sadece ilaçla mücadele etmek mümkün değildir. Hayat tarzınızı menopoza göre ayarlamak, kalsiyum alımını artırmak, düzenli egzersiz yapmak, kalp sağlığını korumak. Menopozla birlikte görülme sıklığı artan hastalıklara karşı erken teşhis imkanlarını kullanmak gerekir” dedi.
Menopozun bir hastalık değil, her kadının yaşayacağı hayatının kaçınılmaz bir parçası olarak nitelendiren uzmanlar, kelime anlamı olarak adet görmenin sonlanması olsa da kadının bu dönemde yaşadıkları ve hissettikleri bununla sınırlı olmadığını söylüyorlar. Medicana Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cazip Üstün tüm yönleriyle menopoz konusunda önemli bilgiler verdi.
Menopoz tanımları hakkında bilgi veren Kadın Hastalıkları Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cazip Üstün, “Premenopoz; menopoza girilmeden önceki yaklaşık 3 - 5 yıl boyunca adetlerin önce sıklaşması daha sonra aralarının açılması gibi düzensizliklerin yaşandığı dönemdir. Perimenopoz; genellikle menopoz semptomlarıyla birlikte, son adet döneminizden yaklaşık bir yıl önce başlar ve bir yıl sonra sona erer. Postmenopoz; menopoza girilmesini takiben östrojen düzeylerinin düşmesiyle beraber ortaya çıkan adetlerin kesilmesini takip eden dönemdir. Menopozla birlikte tüm vücutta hormonal bir fırtına yaşanmakta ve kadın hormon metabolizması alt üst olmaktadır. Esas kadınlık hormonu olan östrojen azalmakta ve östrojenin azalması ile birlikte tüm organlar bu durumdan olumsuz etkilenmektedir. Östrojen hormonu sadece doğurganlığınızı ve üremenizi düzenlemekle kalmayıp, aynı zamanda kemikleri sağlamlaştırmakta, damar sertliğine karşı korumakta, cildin esnekliğini muhafaza etmekte, bağışıklık sistemini güçlendirmekte ve genel sıhhati arttırmaktadır. Menopozu; kadını kalp hastalıkları, hiperkolesterolemi, hipertansiyon, osteoporoz gibi hastalıklardan koruyan östrojen kalkanının sonu olarak da tarif edebiliriz. Menopoz her toplumda farklı algılanma düzeyine göre tarif edilse de bütün dünyadaki kadınların hissettikleri hemen hemen aynıdır. Ateş basması, nedensiz terleme, çarpıntı, nedensiz bir endişe hali, çabuk öfkelenme, cinsel istekte azalma, uykusuzluk, baş ağrısı, vajinal kuruluk belirtilerinin hepsi bir hastada var olabildiği gibi bu belirtilerden sadece bir kaçı da hastalar tarafından dile getirilebilir” diye konuştu.
Menopozun etkilerinden de bahseden Prof. Dr. Cazip Üstün, “Sıcak basmaları, en uygun görülen menopoz semptomudur. Özellikle cildinizde ani ve rahatsız edici bir sıcaklık hissedebilirsiniz; yüzünüz kızarabilir, terleme ve çarpıntınız olabilir. Gece boyunca sıcak basmasının sık görülmesi aynı zamanda uykunuzun bölünmesine neden olabilir. Odanın sıcak olması, stres, sıcak içecekler, özellikle kahve, alkol, baharatlı gıdalar gibi sebepler sıcak basmasını tetikleyebilir. Bunlardan kaçınarak sıcak basması sayısını azaltmanız mümkündür. Düzenli fiziksel egzersiz ve stresi azaltıcı gevşeme egzersizleri de daha iyi uyumanıza yardımcı olabilir. Vajinal kuruluk, östrojenlerin fonksiyonlarından biri de cinsel organlarınızın olgunlaşmasını, kanla beslenmesini ve işlevlerini sürdürmesini normal olarak sağlamaktadır. Premenopoz sırasında östrojen seviyesinde görülen azalma özellikle vajinanın iç tabakası incelmekte ve kurumaktadır. Vajina kızarabilmekte, tahriş olabilmekte, kaşıntı gelişebilmekte ve dokular daha kolay hasar görebilmektedir. Buna bağlı olarak cinsel ilişki güç ve hatta imkansız hale gelir. Östrojen eksikliği aynı zamanda vajinada bakteri ve virüslerin üremesine neden olup buna bağlı enfeksiyonları geliştirir. İdrar yakınmaları, menopoz sonrası dönemde en sık görülen sorunlardan biridir. 45 ile 60 arasında kadınların yaklaşık yüzde 40’ı sık idrara gitme, tuvalete zor yetişme, tam boşaltamama ve idrarını tutama gibi problemlerden şikayetçidir. Cilt ve saç sorunları, östrojen eksikliği, cildinizdeki esneklik ve sağlamlıktan sorumlu olan lifler olan kollajen ve elastinin azalmasına yol açar. Cildiniz kurur, kaşınır ve ışığa karşı duyarlılığı da artar. Menopozda saçlar da incelir ve parlaklıklarını yitirir, kasıklardaki ve koltuk altındaki kıllar azalır. Hormon tedavisi ile cildiniz ve saçınız bu olumsuzluklardan en az şekilde etkilenir. Östrojenler bağ dokusunu destekleyen kollejenin ve cildin pürüzüz ve esnek olmasını sağlayan elastinin üretimini arttırırlar ve aynı zamanda saçınızın direncini ve esnekliğini arttırırlar. Yine menopoz döneminizde istenmeyen yerlerde kıl çıkması da görülebilir. Bu dönemde vücudunuz az miktarda erkek seks hormonlarını da üretmeye devam eder ve östrojen eksikliği nedeniyle erkeklik hormonu olan androjenlerin etkisi güçlenebilir. Bu nedenle çenenizde, göğüslerinizde ve bacaklarınızın iç kısımlarında kıllar çıkabilir ve bu duruma hirsutizm adı verilir. Erkek tipi saç dökülmesi de (kelleşme) görülebilir. Doğal östrojenle birlikte bir antiandrojen içeren hormon replasman tedavisi tüm bu durumları engelleyebilir. Osteoporoz (Kemik erimesi), başlangıçta belirgin şikayetler veya ağrı olmayan ilerleyen sessiz ve sinsi bir hastalıktır. Osteoporoz genellikle bir kırktan sonra teşhis edilir. Fakat o zaman kadar önemli ölçüde kemik kitlesi kaybı meydana gelmiş olmaktadır. İlaç tedavisi ile osteoporozu önleyebilir veya kemik erimesini durdurabilirsiniz ancak önceden yitirilmiş olan kemik yeniden oluşamaz. Bu nedenle hastalık başlamadan önlenmesi çok önemlidir. Uykusuzluk, menopoz sonrası ortaya çıkan uykusuzluk şikayetinizin en önemli nedenleri sıcak basmaları ve azalan östrojenin direkt olarak beyin fonksiyonları üzerinde yaptığı etkidir. Menopoz sonrası uykuda geçen sürenizin kısalması, gece uyanmalarınız, uykuya dalışta sorun yaşamanız östrojen eksikliğinin ortaya çıkardığı şikayetlerdir ve uygun bir hormon replasman tedavisiyle bu şikayetlerde düzelme sağlanır. Kilo alma, menopoz sonrası yaşanan en büyük şikayetlerden biri de azalan hormonların etkisiyle yavaşlayan metabolizmanıza bağlı olarak kilo almanızdır. Menopoz öncesinde genel yağ birikiminiz kalça ve uyluklarda iken, menopoz sonrasında vücutta androjenin daha fazla olması nedeniyle erkek vücut tipine yönelme yani bel ve göbek çevresinde yağlanma eğilimi gözlenir. Kalça ve uyluklarda birikmiş yağlara ilave olarak, göbek bel çevresindeki yağlanma, bu dönemdeki kadınların kilo artışına ve vücut şeklindeki değişikliği neden olur. Göbek/kalça oranındaki artış, kalp damar hastalıkları açısından da risk faktörü oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.
Menopozda olanlar için gereken yardımları da belirten Prof. Dr. Üstün, ayrıca şunları söyledi:
“Yaşam kalitesinden kast ettiğimiz şey; herkesin yaşayacağı bu dönemi en az zararla, topluma katılarak, aile bireyleriyle çatışmaları en aza indirmek ve beden sağlığını da olabilecek en üst seviyeye çekmektir. Başta kemik sağlığımız, kalp sağlığımız, ruh sağlığımız, cinsel sağlımız, cilt sağlığı ve güzelliği için bu yardımı almalıyız. Kaliteli yaşama ulaşmış kadın; bedenen sağlıklı ve toplumda aktif rol almaya devam eden kadındır. Kadınların birçoğu menopozu bir dönemin sonu olarak görür ve kabuğuna çekilir. Hayır, menopoz kabuğa çekilme zamanı değil aksine yılların da verdiği tecrübe ile hayatın her alanında aktif ve etkin olmanın zamanıdır. Menopozun ortaya çıktığı yaş kadında sıklıkla önemli bazı sosyal değişikliklerin de ortaya çıktığı bir zamana denk gelir. Çocukların büyüyerek evden ayrılması, kadının veya eşinin emekli olması, yaşla görülme sıklığı artan çeşitli hastalıkların ilk belirtilerinin ortaya çıkması, anne veya babada yaşlılığa bağlı ortaya çıkan çeşitli durumlar nedeniyle kadının zamanın önemli bir kısmını onlara ayırmak durumunda olması ve nihayet aile bireylerinden birinin veya bir arkadaşın ölümü gibi olaylar sıklıkla kadının menopoza girdiği zamanlara tesadüf eder. Menopoz döneminde tedavi bireye göre şekillendirilmelidir. Standart bir tedavi yoktur. Kişinin sosyoekonomik durumu, yaşı, medeni hali, eğitim düzeyi, tedaviyi algılayışı, menopozu yaşama biçimi gibi etkenler tedavi metodunu ve süresini etkiler. Doktorunuz size en uygun tedaviyi verecektir. Bundan şüpheniz olmasın. Tabii ki her kadın bu dönemde hormon almak zorunda değil. Bu bir seçimdir: Ya her şeyi akışına bırakıp yaşamak ya da kontrolü ele alıp hayatı ve bedeni şekillendirmek. Seçim budur. Menopoz döneminde yapılacak bir takım testlerle doktorunuz sağlığınız hakkında oldukça geniş bir bilgiye sahip olacaktır. Osteoporoz, kalp hastalıkları, kanserler gibi hayatınızı olumsuz etkileyecek birçok rahatsızlık önlenebilir ya da erken teşhis ile tedavi edilebilir. Herhangi bir nedenle hormon kullanması sakıncalı olan ya da hormon kullanmak istemeyen hastalara alternatif tedaviler mümkündür. Bu tedaviler fitoterapi denilen bitkisel kökenli ilaçlarla mümkündür. Yine doktorunuz sizin için en uygun tedavi şeklini seçecektir. Menopoz tüm sistemleri etkileyen bir durum olduğundan menopozla sadece ilaçla mücadele etmek mümkün değildir. Hayat tarzınızı menopoza göre ayarlamak, kalsiyum alımını artırmak, düzenli egzersiz yapmak, kalp sağlığını korumak. Menopozla birlikte görülme sıklığı artan hastalıklara karşı erken teşhis imkanlarını kullanmak gerekir.”