Bildiğimiz üzere, tarihte kardeşler arası taht kavgalarının olduğu dönem fetret devri olarak bilinir. Bu dönem tarihte ciddi çöküşlere ve yıkılmalara neden olmuştur.. Bu konu tarihin her alanında karşımıza çıkar...
Günümüz siyasetine bakacak olursak, kardeşler arası olmasada birbirlerine destek olmuş, beraber yönetimi ele almış ve kader birliği yapmış bir çok siyasetçinin karşı karşıya geldiğini görebiliyoruz..
Tabi bunu sadece iktidar cenahında değil bütün siyasi partilerde görmemiz mümkün...
Parti liderliği mücadeleleri yada yeni parti kurma mücadeleleri hergün tanık olduğumuz meseleler olarak öne çıkıyor.İlginç olan ise bu mücadeleler kader birliği yapmış ve beraber yol katetmiş politikacılar tarafından birbirlerine karşı yapılıyor..
Tabi bu durumlar hak ve özgürlükler kapsamında olsada Türk siyasetine yön verecek yeni liderlere ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor.
Beklentileri karşılayamamış bir politikacının yeni bir hareketle politika üretmesinin halkta karşılık bulabileceğine inanmıyorum açıkcası.. Fakat bu hareketler siyasi partilerde bölünmelere neden olabilecek, bir gerçek olarak göze çarpıyor..
Aynı siyasi geçmişi olan ve beraber siyasi mücadeleler vermiş olan politikacıların alternatif olabilme çabaları birbirlerine karşı sergiledikleri iktidar olma mücadelesinden başka bir şey gibi görünmüyor..
Tabi her siyasi partide bu mücadeleleri görmek mümkün, parti yöneticilerinin parti lideri olabilme mücadeleleri ayrı bir siyasi çatışma ortamı oluşturmaktadır..oysaki parti lideri olmasada partiyi yöneten kişiler oluyor bu siyasetçiler..
Yani beklentileri karşılayamamış siyasi figürler..
Aynı siyasi düşünceden gelen ve politikaları birbirine yakın olan ayrıca uzun dönemler birlikte mücadele etmiş bu politikacıların lider olabilme mücadeleleri karşılık bulmadığı gibi aslında başarısız politikaların sonucu olarak ta anlaşılabilir..
Türk siyasetinde ki bu çatışmalar tarihte fetret devrini hatırlatıyor bana..En kötü tarafı çatışma ortamı oluşturmak olsada, bu tutumların fetret devrinden farklı olarak ülkeye değil siyasi partilere zarar verdikleri apaçık ortadadır.. Tabi siyasi partilerdeki bu yıpranmalar zaman zaman istikrarı, ekonomiyi ve meclis işleyişini olumsuz yönde etkiliyor olsada umuyorum ki kalıcı hasarlar bırakmayacaktır..
Türk milletinin birbirinden farkı olmayan yada denenmiş ve başarılı olamamış siyasilerden bir beklentisi kalmamış görünüyor.. Bu durumda yeni genç dinamik ve başarma hedefi olan dürüst azimli siyasetcilere ihtiyaç olduğu görülmekte iken beyhude çabaların sonuç bulamayacağı apaçık ortadadır. Dilerim ki Taht kavgaları olarak gördüğüm bu siyasi anlayışlar bize ülkece fetret devrini yaşatmazlar. Bu mücadelelerinin kendilerine ve siyasi akımlarına zarar verdiği ise anlaşılabilir bir gerçektir
Siyasetimizdeki yönetim mücadeleleri ciddi yıpranmalara neden olurken pasif oluşumlara ortam hazırlıyor. Bu oluşumlar ise beklentilerinin ne olduğu bilinmeyen vizyonu ve misyonu olmayan siyasi partiler olarak ortaya çıkıyor..
Umarım bu taht kavgaları yeni siyasi ve genç akımlarla son bulur, ülkemiz için mutlak ihtiyaç olan çağdaş uygar ve medeni bir ortam oluşur.. Aksi takdirde bu taht kavgaları fetret döneminin habercisi olur..
Emeğinize sağlık çok doğru.