Haber Manşet Gazetesi

Alanya HEP Üniversitesi’nde ‘Kimseyi geride bırakma’ sloganıyla gıda paneli

ANTALYA

Açlığı yok etmek ve beslenme şartlarını iyileştirmek amacıyla 1943’te kurulan ve 1946’da Birleşmiş Milletler‘in uzmanlık kuruluşu haline gelen Gıda ve Tarım Örgütü FAO, Alanya HEP Üniversitesi’nde ‘Kimseyi geride bırakma’ sloganıyla gıda paneli düzenledi.

Açlığı yok etmek ve beslenme şartlarını iyileştirmek amacıyla 1943’te kurulan ve 1946’da Birleşmiş Milletler‘in uzmanlık kuruluşu haline gelen Gıda ve Tarım Örgütü FAO, Alanya HEP Üniversitesi’nde ‘Kimseyi geride bırakma’ sloganıyla gıda paneli düzenledi.

“Kimseyi geride bırakma” ilkesiyle düzenlenen panelin açılış konuşmasını AKSAV Yönetim Kurulu Üyesi Osman Ünsal yaptı. Gıda güvenliğinin sağlanması ve niteliğinin artırılması için bütüncül politikaların yerel seviyeden başlayıp ulusal ve küresel seviyelere getirilmesi gerektiğini söyleyen Ünsal, bu konuda her ülkenin kendine göre istekleri olduğunu belirtti. Dünya Gıda Sağlık Örgütü FAO’nun ortaya koyduğu çalışmaların önemine vurgu yapan Ünsal, tarım ve turizmi merkezde tutan, bilişim çağını yakalayan projeleri FAO ile birlikte hayata geçireceklerini söyledi.

“Dünyada 3,1 milyar insan açlıkla mücadele ediyor”

FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, konferansta açıklamalarda bulundu. Dünyada toplamda 3,1 milyar insanın açlıkla mücadele ettiğine dikkat çeken Selışık, “Tarımda kadının gücü ve rolü artık daha fazla konuşuluyor. Kovid 19 sonrasında dünyada hepimiz şunu fark ettik. Tarım daha da önemli hale geliyor. Çünkü gıda güvenliği önemli oldu. Beslenme önemli oldu. Sağlıkla direkt doğrudan bağlantılı, ‘iyi beslenirsek sağlıklı oluruz’ kavramı hepimizin bilincine yerleşti. Dünyada şuanda Türkiye gibi zengin iklim, coğrafi koşullara sahip olmayan ya da tarımsal üretim yönünden zengin olmayan çok sayıda ülke var. Açlıkla mücadele eden çok sayıda ülke var. Maalesef dünyada açlıkla mücadele eden insan sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Dünyada 828 milyon insanın açlıkla karşı karşıya olduğunu, dünyada sağlıklı beslenme maliyetini karşılayamayan 112 milyon insanın ilave olduğunu, toplamda zor koşullarda açlıkla mücadele eden insan sayısının 3,1 milyara ulaştığını görüyoruz. Bu oldukça fazla bir rakam. Bu durum 2030 sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşma ile ilgili hedeflerde bir sıkıntı olduğunu gösteriyor. 2030 yılına çok az kaldı. 8 hasat dönemi kadar kısa bir sürede, artan nüfusu dikkate alarak, dünya nüfusunun giderek arttığını görerek, o kadar az kaynakla o nüfusu besleyebilecek ve yeterli üretim yapabilecek miyiz? Bunu konuşmamız gerekiyor. Elimizdeki kaynaklara sahip çıkmamız gerekiyor. Doğal kaynakları kullanırken verimliliği de artırmamız gerekiyor. Bu çerçevede üniversitelerin ve akademisyenlerin rolü çok çok önemli” ifadelerini kullandı.

“Çiftçiye hak ettiği itibar iade edilmeli”

Gıda ve Tarım Örgütü FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, tarım sektörünün giderek önemini artırdığını, çok stratejik bir konuma yerleştiğini söyledi. Özellikle çocukların sağlıklı beslenmesinin çok önemli olduğuna vurgu yağan Dr. Selışık, “Çocukların beslenmesi çok çok önemli. Küresel olarak 15-49 yaş arasındaki her üç kadından biri anemiden etkilendiği için doğan çocuklar bundan etkilenerek dünyaya geliyor. Anemi kırsal ve yoksul kesimde yaşayan kadınları daha fazla etkiliyor. Bu nedenle tarımda emek veren kadınlara pozitif ayrımcılık yapmaya özel bir gayret gösteriyoruz. BM Gıda Tarım Örgütü olarak kadın liderliğindeki kooperatiflerin güçlendirilmesi yönünde çalışmalar yapıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğini her yerde öne çıkarmaya çalışıyoruz. Özellikle kadınların kendi gelirlerini elde edebilecek kooperatiflerde bir araya gelmesi, güçlendirilmesi çok önemli. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı ile işbirliği faaliyetlerimizi çok yakın bir biçimde yürütüyoruz. Yürüttüğümüz projelerde bugüne kadar 23 kooperatife dokunduk. 23 kooperatif demek çok sayıda kadın ve aile demektir. O anlamda yaptığımız her iş bir sürü insana dokunuyor. Bireysel olarak hepimizin üretilen gıdaların israf edilmemesi yönünde çaba göstermesi gerekiyor. Bilinçli tüketici kavramını hepimiz bir şekilde hayatımıza entegre etmeliyiz. Çiftinin maliyeti düşürülmeli ve ekonomik gücü desteklenmeli. Çiftçiyi daha fazla ön plana çıkarmalı, desteklemeli ve çiftçiye hak ettiği itibarı teslim etmek gerekiyor” diye konuştu.

“Antalya olarak çok şanslı bir coğrafyayız”

Antalya İl Tarım ve Orman Müdürü Gökhan Karaca, gıdaya son 3 yılda talebin çok arttığını söyledi. Bu ilginin pandemiden sonra artış gösterdiğine dikkat çeken Karaca, “Pandemi döneminde gelişmiş ülkelerde gıda ile ilgili bir sorun söz konusuydu. Market rafları boşaldı. Rusya Ukrayna savaşı ile tarımda başka endişeler gündeme geldi. Sektörün içerisinde olanlar olarak endişeliyiz. Hızla artan bu dünya nüfusunun küresel iklim değişiklikleriyle beslemekte sıkıntı yaşayabiliriz. Covid-19 döneminde yaşanan benzeri dönemleri gelecekte yaşayabiliriz. Onun için gıda politikaları son derece önemli. Biz de bakanlık olarak bunun farkındayız. Başta vatandaşlarımızın gıda güvenliği olmak üzere, kimseyi geride bırakmadan doğru bir gıda ve tarım politikasıyla sürdürülebilir insanların beslenmesini sağlayama çalışıyoruz. Biz Antalya olarak şanslı bir coğrafyadayız. Biz yıllık 8,4 milyon ton yaş sebze ve meyve üretiyoruz. Alanya, tarımsal üretim anlamında çok önemli ilçemiz. Son yıllarda avokado başta olmak üzere tropik meyve üretimi hızla arttı. Antalya’da ve Alanya’daki en büyük problemimiz, işletmeler çok küçük ve parçalı. Bunları biz katma değeri yüksek meyvelerle bu işletmeleri üretime kazandırarak sürdürülebilirliği sağlamaya çalışıyoruz. Türkiye’de avokado üretiminin yüzde 80’i ilimizden karşılanıyor” dedi.

“Su ve gıda kaynakları tükeniyor”

Alanya HEP Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ebru Gülbuğ Erol da gıda ve su kaynaklarındaki azalamaya dikkat çekerek, BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun “Kimseyi geride bırakma, daha iyi bir üretim, daha iyi beslenme, daha iyi bir çevre” sloganlarının önemine vurgu yaptı. Bu süreçte yerel yönetimler, hükümetler, sivil toplum kuruluşlarının ortak bir çalışma gerçekleştirmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Erol, “Çevremize baktığımız zaman ciddi bir pandemi sürecini geride bıraktık. Tarım olanakları giderek azalıyor. Su kaynaklarımız azalıyor. Herkes açlık tehlikesiyle karşı karşıya! Bu nedenle tarıma her zamankinden daha fazla ilgi göstermemiz gerekiyor ifadelerini kullandı.

Yapılan konuşmaların ardından panelin oturumlarına geçildi. Üç oturum süren panelde FAO Danışmanı Esma Civcir, Dr. Esra Mankan moderatörlüğünde "Tarımsal Bilginin Kırsal Refahtaki Rolü, Dirençli Bir Tarım Gıda Sistemi için Tarımsal Teknolojiler ve Yenilikler, Yerelde Kadınların Gücü ve Katma Değer Katanlar” konuları hakkında konuşmacılar görüşlerini paylaştı. Toplantı arasında katılımcılar, Alanya HEP Üniversitesi’nin gıda laboratuvarını inceledi. Toplantı sonunda katılımcılara plaket takdimi yapıldı.

Alanya HEP Üniversitesi Şebnem Köseoğlu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panele Alaattin Keykubat Siber Akademisi Vakfı (AKSAV) Yönetim Kurulu Üyesi Osman Ünsal, Found and Agriculture Organization Of United Nations (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, Antalya Tarım İl Müdürü Gökhan Karaca, Alanya Tarım ve Orman İlçe Müdürü Mehmet Rüzgâr, Alanya HEP Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ebru Gülbuğ Erol, İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Y. Birol Saygı, Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden (BATEM) Dr. Abdullah Ünlü ve Süleyman Bayram, Yüksek Gıda Mühendisi Yekta Alkan ve Erkan Mankan’ın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.