Antalya’da eski eşini 21 yerinden bıçaklayan sanığın mahkemedeki pişkin ifadeleri şaşkınlığa neden oldu. Saldırgan koca duruşmada eski karısını sevdiğini ileri sürerek "sanık koltuğunda kendisinin değil eşinin oturması gerektiğini" savundu. Bıçaklı saldırıya maruz kalan kadın ise eski eşinin yalanlarına artık alıştığını belirterek "21 yerimden bıçaklandım ve ölüme terk edildim. Konu başka yönlere çekilmeye çalışılıyor." dedi.
Olay, 13 Eylül Cuma günü sabah saat 07.30 sırasında Muratpaşa ilçesi Meydan Kavağı Mahallesi 1597. Sokak üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, Karayollarında memur olarak çalışan Ayşe Seyidoğlu (48), işe gitmek için evinin önünde servis beklemeye başladı. Bu sırada 6 ay önce boşandığı eski eşi N.S., arkasından gelip Ayşe Seyidoğlu’nun ağzını tutarak 21 yerinden bıçakladı. Kanlar içerisinde yere yığılan kadın, çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen ambulansla Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Burada yoğun bakıma alınan Seyidoğlu, gördüğü tedavinin ardından hayatta kalmayı başarabildi. Olay günü yakalanan eski eş N.S. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Sanık N.S., Antalya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuklu sanık N.S., müşteki Ayşe Seyidoğlu, kadın dernek üyeleri, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Müşteki Seyidoğlu’nun Antalya Barosuna yardım talebinde bulunması üzerine, duruşmada avukatlar baro adına katılma talebinde bulundu. Sanık avukatı, baronun katılma talebine, “Katılma taleplerinin adalet odaklı değil, biraz cinsiyet odaklı olduğunu düşünmekteyiz. Bu sebeple baronun katılma talebini kabul etmiyoruz. Bir başka düşünce ile ifade etmek gerekirse mağdur ile sanık yer değiştirmiş olsaydı, Baro yine aynı katılma hassasiyetini gösterecek miydi?” dedi.
“Sanık koltuğunda eşimin oturması gerekir”
Sanık N.S. ise konuyla ilgili avukatının beyanlarına katıldığını ifade ederek, “Benim cani olmadığımın bilinmesi gerekir. Bu koltukta ben değil, eşimin oturması gerekirdi. Beni bu hale getiren kendisi ve kayınlarımdır” diyerek kendini savundu. Ardından mahkemede tanıkları dinlendi.
“Kadına Kuran okumak istedim”
Müşteki Seyidoğlu ile aynı mahallede ikamet eden Lütfiye Köşk, olay günü çığlık ve sesler duyması üzerine balkona çıktığını belirterek, “Bir erkeğin, bir kadını altına almış olup, altta sürekli kadına bıçak darbesinde bulunduğunu gördüm ve hemen aşağıya inip yanlarına vardım. Yanlarına doğru yaklaştığımda altta yatan kadın, ‘ben ölüyorum’ diyordu. Bunun üzerine ona Kuran okumak istedim. Kadın ise Kelime-i Şehadet getiriyordu” ifadelerini kullandı.
Ayşe Seyidoğlu’nun erkek kardeşi İsrafil Pehlivan da, ablasının evlendiğinden bu yana sanık tarafından şiddete maruz kaldığını, sanığa ise şiddet göstermemesi konusunda uyarılarda bulunduklarını kaydetti. Pehlivan, sanığın hiçbir zaman kendisinde suç bulmadığını, ablası tarafından kışkırtıldığını söylediğini dile getirdi. Çiftin çocukları M.S., sanık N.S.’nin kendisini, kardeşlerini ve annesini darp ettiğini söyledi. M.S., “Yaşımız biraz ilerleyince babamıza karşı ikazlarda bulunmaya başladık. Anneme yönelik şiddet uygulamaması gerektiğini söylüyorduk” dedi.
“Anneme tampon yaptım”
Olay günü kendisinin de evde olduğunu belirten M.S., “Dışarıda olan sesler üzerine ben 11’inci kattan aşağıya indim. Annemin yanına vardığımda yaralı bir şekilde Kelime-i Şehadet getiriyordu. Tişörtümle yaralarına tampon yaptım ancak ben vardığımda sanık babam orada yoktu” şeklinde konuştu. Babası tarafından sürekli şiddet gördüğünü dile getiren çiftin diğer çocukları G.S., olaydan bir hafta önce sanığın kendisini arayarak, "Oraya gelirsen anneni ve sizi öldürebilirim" dediğini ileri sürdü.
“Annemde kan görünce şoka girdim”
Olay günü ise evde uyuduğunu vurgulayan G.S., “Bir anda seslere uyandım. Çıkıp camdan baktığımda aşağıda babamın annemi alta yatırdığını ve ona hamleler yaptığını gördüm. Önce bıçakladığını düşünmeyip, yumruk vuruyor sandım. Ancak biraz sonra annemde kanlar görünce şok haline girdim. Babamın en son ki durumda annem yerde yaralı yatarken ‘öldü’ diye düşünce halini fark ettim ve oradan uzaklaştı” dedi.
Sanık ise kızı G.S.’yi arayarak, tehdit etmediğini söyledi. Ardından duruşmada çiftin diğer çocukları Z.K. dinlendi.
“Babam, ‘ciğerlerini elime alıp parçalarım’ demişti”
Babasının annesine şiddet uyguladığını belirten Z.K., “Daha ileriye gideceğini düşünmezdim. Antalya’daki 21 bıçak darbesini duyunca hayretler içinde kaldığımı belirtmek isterim. ‘Böyle bir şey yapamaz’, ‘nasıl olur?’ diyordum. Sonuçta 30 yıllık bir evlilikleri var. Babamın öldürme yönündeki açıklamalarını daha öncesinde ciddiye almıyordum, meğerse ciddiymiş. Hatta anneme, ‘beni kabul etmezse, eve almazsa yüzünü gözünü çizerim, ciğerlerini elime alıp parçalarım’ şeklinde sözlerini işittiğim olmuştur” ifadelerini kullandı.
Söz hakkı verilen sanık N.S., “Bizim ne kadar iyi geçimli olduğumuza herkes şahit olurdu. Ben daha sonra gelişen olaylarda açıkta kaldım, dışarıda yatmak zorunda kaldım. Barınacak yer bulamadım. Eşimin beni kandırmasıyla Rize’ye gittik. Ne olduysa ondan sonra olaylar kötüye gitti. Ben önce eşimi hiç kırmadım” dedi. Öldürme niyetinin olmadığını söyleyen sanık, “Allah biliyor ya eşimi hala çok seviyorum” diye konuştu. Mahkeme heyeti ise sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
“Bu sözlerin hepsi düzmece”
Mahkemenin güzel geçtiğini aktaran mağdur Ayşe Seyidoğlu, sanığın olmayan şeyleri söyleyerek yalan attığını ileri sürerek, ortada bir cinayet olduğunu belirtti. Seyidoğlu, “21 yerimden bıçaklandım ve ölüme terk edildim. Konu başka yönlere çekilmeye çalışılıyor. Mal, mülk, para davasına götürüyorlar olayı. Kamuoyu ve hakimlere çağrıda bulunuyorum. Bunların sözüne inanmayın. Bu sözlerin hepsi düzmece” dedi.
“Yalanlarına alıştım”
Sanığın "seviyorum" sözü ve ardından "sanık koltuğunda onun oturması gerekiyor" sözleri hakkında da düşüncesini paylaşan Seyidoğlu, “Kendini kurtarmak için tabi ki böyle şeyler söyleyecek. Önce çok zoruma gidiyordu ama artık yalanlarına alıştım. Deliller ortada, tanıkların söyledikleri ortada” diye konuştu.
Seyidoğlu, sanığın hapisten çıkması konusunda kaygısı olduğunu da dile getirerek, “İçimde korku var. Çocuklarım da korkuyor. Tekrar yarım kalanı tamamlamak isterler diye çok endişemiz var” ifadesini kullandı.