Pistten çıkarak 3 kişinin ölümüne neden olan uçak kazasına ilişkin, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi Başkanlığı tarafından yapılan araştırma ve inceleme sonucu hazırlanan ön rapor, savcılığa ulaştı. Uçağın periyodik bakımlarının yapıldığı ve uçuşa elverişli olduğunun belirtildiği raporda, uçağın iniş ağırlığının maksimum iniş ağırlık limitini aşmadığı, yakıt planlamasının da uçuş için uygun olduğu kaydedildi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 5 Şubat 2020 tarihinde pistten çıkarak 3 kişinin ölümüne, 180 kişinin yaralanmasına neden uçak kazasına ilişkin soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında yapılan araştırma ve inceleme sonucu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi Başkanlığı tarafından ön rapor hazırlandı.
"Kule, bilgileri Türkçe olarak verdi"
Raporda, 2’si bebek, 175 yolcu ve 6 mürettebat ile kalkış yapan uçağın havalimanına iniş yaptığı sırada piste tutunamayarak pistten çıktığı ve kazaya uğradığı anlatıldı. Uçuş için hazırlanmış ‘Operasyonel Uçuş Planı’nın kaptan pilot tarafından imzalandığı belirtildi. Uçak ile kule arasında yapılan telsiz görüşmesinde, kulenin pilotlara önceki iki trafiğin pas geçtiğini ve trafiklerden bir tanesinin 600 feet altında 37 knot arka rüzgâr rapor ettiği bilgisini Türkçe olarak verdiği, yardımcı pilotun Hollanda vatandaşı olması ve Türkçe bilmemesi nedeniyle bu bilgiyi anlamadığı aktarıldı. Son telsiz görüşmesinde ise, İngilizce olarak 270 dereceden 22 knot rüzgâr bilgisi ve iniş serbest bilgisinin verildiği belirtildi.
"İniş, uçuşa uygun şekilde gerçekleştirildi"
Raporda, ses kayıtlarına göre inişten yaklaşık 6 dakika önce uçağa yıldırım isabet ettiği, bu nedenle uçakta herhangi bir sorun olma ihtimaline binaen pilotlardaki stresin arttığı ve bir an önce iniş yapılmak istendiği kaydedildi. İzmir-İstanbul uçuşu için kule ile gerekli temasların yapıldığı ve müsaadesinin alındığının vurgulandığı raporda, iniş sırasında alçalış hattında sapmalar görüldüğü ancak uygun şekilde inişin gerçekleştirildiği vurgulandı.
"6 saniye geç frenleme yapıldı"
Raporda, “Hava aracının pist üzerinde yavaşlaması için speed brake, thrust reverserlar tam açılmış ve autobrake devreye girmiş, hava aracının pist üzerindeki hızı 57 knot indicated airspeed’te (yer hızı 84 knot), F taxiyolu hizasında, speedbrake kolu ve thrust reverserlar kapatılmış, autobrake devre dışı bırakılmıştır. F taksi yolu civarında manuel frenleme yapılmadığından 6 saniye boyunca hava aracının hızında yavaşlama yönünde değişiklik meydana gelmemiş, hemen akabinde ivedilikle frenleme başlatılmış, brake pressure 3000 psi’a çıkmış, pist sonuna kadar bu şekilde devam edilmiştir” denildi.
"Üçe bölünen uçağın ana iniş takımları koptu"
Uçağın pist içerisinde duramadığının anlatıldığı raporda, uçağın pist başından geçerek önce ILS antenlerine daha sonra nöbetçi kulübesine çarptığı, daha sonra 30 metre derinlikteki alana düştüğü belirtildi. Uçağın, havalimanını çevreleyen beton duvara ve tel örgülere çarpmasının etkisiyle gövdesi üçe bölündüğü, motorlar, ana iniş takımları ile kanatlardan bazı parçalarının koptuğu anlatıldı. Hasar derecesinin ‘tam hasar’ seviyesinde olduğu, kopan sol motor tarafında bir duman ve sağ motor tarafında küçük çaplı bir yangın çıktığı, havanın yağışlı olması nedeniyle yangının kendiliğinden söndüğü kaydedildi.
“Yakıt planlaması uçuş için uygun”
Raporda, uçağın periyodik bakımlarının yapıldığı, uçağa ait bakım belgelerinin incelenmesinde ise açık veya bekleyen bakımının bulunmadığı, uçak için Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından ‘Uçuşa Elverişlilik Sertifikası’ verildiği kaydedildi. Raporda, uçağın iniş ağırlığının maksimum iniş ağırlık limitini aşmadığı, yakıt planlamasının da uçuş için uygun olduğu belirtildi.