Haber Manşet Gazetesi

Prof. Dr. Şağdan Başkaya: “Yakalı Toy kuşunun ölümü, avcılığa mal edilmemeli”

ÇEVRE

Ülkemizde nadir görülen bir göçmen kuş türü olan Yakalı toy kuşunun Trabzon’da yorgun olarak bulunduktan sonra bakımı yapılıp doğaya salınması sonrası Yozgat’ta ölü olarak bulunmasının tüm avcılara veya avcılığa mal edilmemesi gerektiği belirtildi.

Ülkemizde nadir görülen bir göçmen kuş türü olan Yakalı toy kuşunun Trabzon’da yorgun olarak bulunduktan sonra bakımı yapılıp doğaya salınması sonrası Yozgat’ta ölü olarak bulunmasının tüm avcılara veya avcılığa mal edilmemesi gerektiği belirtildi.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şağdan Başkaya, Yakalı Toy kuşunun ülkemizde nadir ve uzun yıllardır da gözlenmeyen bir kuş türü olduğunu hatırlattı.

Başkaya, “Yakalı toy kuşları, Asya, Avrupa ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşayan türlerdirler. Arap ülkelerinde özel olarak üretilip, doğan, şahin gibi yırtıcı kuşlarla avcılığı da yapılan bir türdür. Kazakistan’da uydu vericisi takılmış olan bir Yakalı Toy kuşu, Trabzon’da yorgun bir halde bulunmuş, bakımı yapıldıktan sonra salınmış ve ardından önceki gün Yozgat ilimizde ölü olarak bulunmuştu. Kuşun, ne şekilde öldüğü veya vuruldu ise kim tarafından vurulduğu hakkında hiçbir resmi açıklama ortada yok iken, özellikle sosyal medyada avcılara ve Yozgatlılara hakaretler havada uçuşmuştur. Kuşun ölüsünün fotoğrafı üzerinden; avcılar vurdu, av cinayettir, av katliamdır, av yasaklansın şeklinde yoğun paylaşımlar yapılmış, avcılarla ve kuşun ölüsünün bulunduğu Yozgat ilimizle ilgili ağıza alınmayacak çirkin sözler söylenmiştir. Yakalı toy kuşu, Yozgat ilimizde eli silahlı bir maganda veya kaçak avcı tarafından vurulsa dahi, hiç kimsenin, ne avcılık camiasına ve avcılara, ne de Yozgat ilimize, bu şekilde kötü sözler söyleme hakkı yoktur. Bir askerimiz disiplinsizlik yapsa, silahlı kuvvetlerimize hakaret edip, kapatılmasını mı isteyeceğiz ? Bir öğretmen veya bir doktor yanlış yapsa bu meslekleri mi ortadan kaldıracağız?” dedi.

Ülkemizde avcılığın Kara Avcılığı Kanunu çerçevesinde, bilimsel bir şekilde, yasal olarak yapıldığının altını çizen Başkaya “Bütün avcılarımız bu kuşun ölümüne üzülmüşlerdir. Yakalı toy kuşunun durumuna sevinen hiçbir yasal avcı yoktur ve olmaz da. Bugün, doktora için, ABD, Almanya gibi ülkelere gönderdiğimiz öğrencilerimizin, oradaki Üniversitelerin Yaban Hayatı Bölümlerinde, yaban hayatı yönetiminde avcılığın yeri ve önemi hakkında öğrendikleri ve o ülkelerde gördükleri uygulamalar ile ülkemize döndüklerinde gördükleri ve yaşadıkları durumun maalesef hiçbir benzerliği dahi yoktur. Avcılık, dünyada, yırtıcı türlerin kontrol altına alınması, yaban domuzu, Karga gibi zararlı türlerle mücadelenin yanı sıra, av hayvanlarının yeterli popülasyonlara sahip olmaları durumunda kullanılan bir yaban hayatı yönetim aracıdır. Yani, ABD’de her yıl, bilimsel yaklaşımla, yasal olarak, 6,5 milyon Beyaz kuyruklu geyik, Almanya’da ise her yıl 1,2 milyon Karacanın avlanıyor olması, bu türlerin popülasyonları üzerinde bir tehdit oluşturmamaktadır. ABD ve Avrupa’da avcılık, yaban hayatında kullanılan önemli bir yönetim aracı olmasının yanı sıra, kültür mirası olarak da kabul edilmekte ve devam etmesi için de, devlet, millet işbirliği ile çaba sarf edilmektedir. ABD’de yasal avcı sayısı 11 milyon, Avrupa’da ise 7,5 milyondur” diye konuştu.

“Yasal avcılık, türleri yok etmez”

Prof. Dr. Şağdan Başkaya, yasal avcılığın türleri yok etmeyeceğini belirterek “Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde bunun tersine bilimsel bir tespit söz konusu değildir. Dünyada nesilleri tehlikeye düşen, tehdit altındaki türler av türleri değildirler. Özellikle, kuş türlerini tehdit eden etmenlerin başında, habitatların bozulması, parçalanması veya yok olması, kediler, tarım ilaçları ve kimyasallar, bina camlarına çarpmalar, enerji hatları, otomobillere çarpmalar, vericiler ve rüzgar türbinleri gelmektedir. Hiçbir gelişmiş ülkede avcılık bu sıralamada yer almaz. Zira, avcılık, sadece av türlerinin, bilimsel bir şekilde, artan veya artırılan popülasyonları dikkate alınarak, yılda ne kadar hasat edileceği hesaplanarak yapılır ve bu av türlerini yok etmez. Genelde nesilleri tehlikeye girenler; istilacı ve zararlılar haricindeki, av türü olmayan ve avlanması zaten yasak olan türlerdir. Ülkemizde günümüzde, av hayvanı tür sayıları; 480 civarındaki kuş türümüzden 23 tür ve 170 civarındaki memeli türümüzden de 10 türdür. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de, bu av türlerinin hiçbirisinin popülasyonu, yasal avcılık dolayısıyla tehdit altına girmiş değildir” şeklinde konuştu.

“Avcı doğayı ve hayvanları sever. Artmaları ve nesillerini devam ettirmeleri için gayret sarf eder” diyen Başkaya, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Dünyada av hayvanlarını ilk defa bilimsel olarak Kubilay Han döneminde yönetmiş olan Türk milleti, son 200 yıla kadar, usulüne uygun avcılığı en iyi örnekleriyle uygulamıştır. Dünyada, ilk avcılık kitabını Sultan Melikşah yazdırmıştır. Kubilay Han, Melikşah, Alparslan, Fatih, Yavuz, Kanuni gibi ecdadımızın pek çok önderi, aynı zamanda usta birer avcıydı. Komutanlar, padişahlar ordularını av sahasında eğitir, dener ve tartarlardı. Avcı ruhu diye bir ruh vardır. Avcı ruhu taşıyan milletler, mücadelecidirler, zorluklarla boğuşmasını bilirler, kimseye boyun eğmezler ve teslim olmazlar. Avcılar, silahı seven insanlardır. Bosna’da, çoğu silah kullanmayı bilmeyen ve az sayıdaki mevcut silahları da toplanan insanların nasıl katledildikleri ortadadır. Bu durumu, millet olarak kurtuluş savaşı yılları ve öncesinde özellikle Anadolu ve Balkanlarda da bizzat yaşadık. Başta, Avrupalılar ve Amerikalılar, avcı ruhunu devam ettirmeye çalışırken, bu ruhun ülkemizde yok edilmek istenmesi, tuhaf bir şekilde av karşıtlığı pompalanması manidardır. Ülkemizdeki av karşıtı bazı STK’ların, özellikle önde gelen kişileri vasıtasıyla, her fırsatta yasal avcılığı karalama kampanyası yapmaları bilimsel ve ahlaki değildir.”
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.