Haber Manşet Gazetesi

Asırlık vaftiz kovası yıllarca yalak olarak kullanıldı, şimdi ise müzede ziyaretçilerin gözde eseri

DİYARBAKIR

DİYARBAKIR’DA ZERZEVAN KALESİ’NDE ORTAYA ÇIKARILAN ESERLERİN SERGİLENDİĞİ BÖLÜMDE EN İLGİ GÖREN ESER, BİR DÖNEM KÖYDE YALAK OLARAK KULLANILAN DAHA SONRA İSTANBUL MÜZESİ’NDEN GETİRİLEN VAFTİZ KOVASI.

Diyarbakır’da Zerzevan Kalesi’nde ortaya çıkarılan eserlerin sergilendiği bölümde en ilgi gören eser, bir dönem köyde yalak olarak kullanılan daha sonra İstanbul Müzesi’nden getirilen vaftiz kovası.

Diyarbakır Müzesi’nde yer alan eserler arasında özel tek vitrinde sergilenen, 1895 yılında İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürülen, Zerzevan Kalesi’ndeki kiliseye ait kutsal vaftiz kovası yer alıyor.

Bronzdan yapılan bin 500 yıllık eser, MS 6. yüzyıla ait ve zengin bir bezemeye ayrıca ithaf yazıtına sahip. 127 yıl sonra tekrar Diyarbakır’a getirilen vaftiz kovası ünik bir eser olurken ziyaretçilerin de dikkatini çekiyor.

Müzenin Zerzevan bölümünde vitrinlerde vaftiz kovası, kandil ve kandil kalıpları, sikkeler, ticarette kullanılan aletler, farklı dönemlerden mühürler, tıp aletleri, ok uçları, ağırşaklar, müzik aletleri, seramik kaplar, çatı kiremitleri, pithos kapakları, kemer tokaları, amuletler, özel anahtar ve geniş bir takı koleksiyonu bilgi panoları ile birlikte sergileniyor.

Diyarbakır Müzesi Müdür Yardımcısı Mehmet Çelebi, Zerzevan Kalesi’nin Diyarbakır Mardin yolu üzerinde Roma döneminden kalan bir sınır garnizonu olduğunu hatırlatarak, 2014 yılında başlayan bir kazı olduğunu söyledi.

Etrafında 1.2 kilometrelik bir sur olduğuna değinen Çelebi, “ Gözetleme kulesi, silah depoları mevcut. Onun dışında kilise ve bir takım sivil mimari mevcut. Kazısı hala devam ediyor. Zerzevan Kalesi milattan önce 8. Yüzyılda başlamış 6. Yüzyılda Arapların Diyarbakır’ı fethetmesine kadar süre gelmiş bir yer. Şu an bulunduğumuz yer de Zerzevan Kalesi kazısında çıkan eserlerden mevcut. Şu an gördüğümüz Zerzevan Kalesi’nin en önemli buluntularından bir tanesi. Vaftiz kovası. Üzerine altın işlenme bronzdan yapılmış ve bitkisel benzetmeler mevcut” dedi.

Tesadüfen köyde yaşayan bir vatandaşın evine toprak götürürken karşılaşmış olduğu bir kova olduğunu belirten Çelebi, “O zamanlar Diyarbakır’da müze olmadığı için İstanbul Müzesine götürülüyor. Aslında kilisede ayinlerde kullanılan vaftiz kovası. Ancak vatandaş bilmediği için uzun yıllar bunu yalak olarak kullanmış. Ta ki bizim çerçi dediğimi köylere gelen biri tarafından bir çanak karşılığında alınmasıyla daha sonra da bu bahsettiğimiz çerçinin eseri definecilere satarken yakalanmasıyla ortaya çıkan bir kap. Yoğun ilgi görüyor, bu kap, Zerzevan Kalesi’nin en önemli eseri. Yeni kazı olmasına rağmen buluntular açısından zengin bir kazı. Şu an bizim teşhirimizde de vaftiz kovası olmak üzere toplamda 100’e yakın eserler mevcut " dedi.

Ziyaretçilerden Yusuf Birlik, İstanbul’dan geldiğini, Güneydoğu Anadolu turu yapmak istediğini, en dikkat çeken yer ise Diyarbakır olduğunu dile getirdi. Şanlıurfa’dan sonra Diyarbakır’a geldiğini aktaran Birlik, “Kıyaslama yapmam gerekirse daha tarihi, eski. Özelikle şu çok dikkatimi çekti. Gezilmesi gereken bir yer. Özelikle bu Zerzevan’daki kova çok dikkatimi çekti” diye konuştu.

Ziyaretçilerden Halime Işık ise, Batman’dan geldiğini, Diyarbakır’da üniversite okuduğunu kaydetti. Yıllar sonra tekrar geldiğini aktaran Işık, “Müzeye ilk defa geliyorum. En çok dikkatimi çeken eser, kandil ve şu karşımdaki Roma dönemindeki eser oldu. Üzerindeki işlemeler dikkatimi çekti” ifadelerini kullandı.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.