Haber Manşet Gazetesi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Canikli: “6’lı masanın ekonomi programı, dış kaynak kullanarak dışa bağımlı olacak”

EKONOMİ

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, “6’lı masanın ekonomi programı, yüksek faiz (pozitif reel faiz) ve parasal sıkılaştırma üzerine kurgulandığı için iç piyasadan kaynak oluşturmakta zorlanacak, dış kaynak kullanarak dışa bağımlı olacaktır” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, “6’lı masanın ekonomi programı, yüksek faiz (pozitif reel faiz) ve parasal sıkılaştırma üzerine kurgulandığı için iç piyasadan kaynak oluşturmakta zorlanacak, dış kaynak kullanarak dışa bağımlı olacaktır” dedi.

Nurettin Canikli, 6 masanın mutabakat metinden tanımlanan ekonomi programının ‘IMF ile stand-by‘ düzenlemesini içerdiğini ifade etti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘IMF ile stand-by düzenlemesi’ yapacaklarını, ‘dış borçlanma söylemi‘ ile itiraf ettiğini söyleyen Canikli şu ifadelere yer verdi:

"Kılıçdaroğlu’nun, ‘650 bin adet deprem konutunun inşası için gereken finansmanı, yurt dışındaki kuruluşlardan kredi kullanarak sağlayacaklarına ilişkin açıklamaları IMF’yi işaret etmektedir. Oysa ki mevcut Hükümet’in deprem konutlarının inşası için kaynak oluşturmada bir problemi bulunmamaktadır. Büyük maliyet ve riske girmeden, yurtdışına çok büyük kaynak aktarmadan 650 bin konutun inşası için ihtiyaç duyulan finansman iç piyasadan sağlanabilir. Son 5 yılda, enerji başta olmak üzere küresel mal piyasalarında yaşanan fiyat şokları ve ülkemizi hedef alan küresel finansal saldırılara rağmen; hükümet uyguladığı ekonomi politikası ile ekonominin ihtiyaç duyduğu kaynağı zorlanmadan üretmiştir. 6’lı masanın ekonomi programı, yüksek faiz (pozitif reel faiz) ve parasal sıkılaştırma üzerine kurgulandığı için iç piyasadan kaynak oluşturmakta zorlanacak, dış kaynak kullanarak dışa bağımlı olacaktır. 6’lı masanın IMF rüyası ile dış kaynak kullanılarak inşa edilmesi planlanan depremzede konutları; TOKİ’den alınıp belirli sermaye gruplarına verilecek olması nedeniyle maliyetlerinin yükselmesine, konutların inşa edilmesinde ithal girdi kullanımına bağlı olarak döviz giderlerinin artmasına ve konutların inşa süresinin uzamasına neden olacaktır. Vaat ettikleri sürecin sonunda, ülkemizin kaynakları yurtdışına transfer edilir, ekonominin dış borcu artar, yurt içindeki üretim ve istihdam imkânları daralır. Bütün bu uygulamalar ve döngü geçmişte bire bir aynen yaşanmıştır ve Türkiye IMF ilişkiler nedeniyle çok büyük ekonomik bedeller ödemek zorunda kalmıştır. 6’lı masanın ‘IMF’nin, 20. Stand-by düzenleme simülasyonu’ çerçevesinde Türkiye’ye 50 milyar dolar kredi kolaylığında bulunduğunu varsayalım. IMF’den kullanılan kredinin faiz oranı yaklaşık yüzde 6 civarında olacaktır. Yani her yıl Türkiye bu kredi için IMF’ye 3 milyar dolar faiz ödemesi yapacaktır."

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.