Eskişehir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 97. Yıl dönümünde Anadolu Üniversitesinde “İşgal, Direniş ve Kurtuluş: Eskişehir” konferansı düzenlendi.
Anadolu Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAM) tarafından düzenlenen konferansa, Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Yakut konuşmacı olarak katıldı. Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi Yeşil Salon’da gerçekleştirilen etkinlikte Prof. Dr. Yakut, Kurtuluş Savaşı’nda Eskişehir’in aldığı rol, düşman işgaline karşı gösterdiği direniş, Eskişehir’in o dönemdeki toplum yapısı ve işgal sonrasındaki süreç hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
İzmir’in işgalinden sonra Eskişehir’in Odunpazarı semtinde bulunan Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Müzesi’nin hemen yanındaki alanda 17 Mayıs 1919 tarihinde 20 bin kişinin katılımıyla görkemli bir miting düzenlendiğini belirten Prof. Dr. Kemal Yakut, Eskişehir’in Kurtuluş Savaşı’nda önemli bir yeri olduğuna dikkat çekti.
“Eskişehir’de toplumun değişik kesimleri bu mücadeleye destek verdi”
Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından Anadolu’nun çeşitli yerlerinin işgal edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yakut, “Eskişehir, ilk defa 22 Ocak 1919’da İngilizler tarafından işgal edildi ve bu işgal süreci ise yaklaşık 400 gün sürdü. Burada işgallere karşı bir direnişin gerçekleştirildiğini görüyoruz. Eskişehir’de toplumun değişik kesimlerinin bu mücadeleye destek verdiğinin altının çizilmesi gerekiyor.” dedi.
"Eskişehir, direnişin önemli merkezlerinden biri olmuştur"
“Eskişehir 1919’un sonundan başlayıp 2 Eylül 1922 tarihine kadar aralıksız olarak direnişin önemli merkezlerinden biri olmuştur.” diyen Yakut, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Uzun bir süre devam eden Yunan işgali nedeniyle Eskişehir’de, bir işgal yönetimi kuruldu. 2 Eylül’de de Türk ordusu, Eskişehir’e girerek bu esarete bir son verdi. Ancak 2 Eylül günü Eskişehir’in büyük bir bölümünün yakıldığını ve sahip olunan bütün ekonomik kaynakların yağmalandığını görüyoruz. Buna rağmen Eskişehir’in 2 Eylül’de küllerinden yeniden doğduğunu söyleyebiliriz.”