Haber Manşet Gazetesi

AYM kararı, 61 yıllık davayı sonuca götürecek

GENEL

Antalya Dumlupınar Bulvarı’ndaki Yol Ve Üzerindeki Tramvay İnşaatina Başlanan Arazinin Mülkiyet Ve Tapu Davasıyla İlgili Karar Açıklandı. Anayasa Mahkemesi, 2 Milyon 380 Bin Metrekarelik Alanın Yüzde 25’ine Tekabül Eden 111 Bin 879 Metrekarelik Arazide Usule Aykırı Kamulaştırma Yapıldığına Ve Mülkiyet Sahiplerinin Hakkının İhlal Edildiği Kararına Vardı. Bu Karar Mirasçıların Arazi Bedelinin Tahsili Yönünde Yargılamanın Önünü Açtı.

Antalya Dumlupınar Bulvarı’ndaki yol ve üzerindeki tramvay inşaatına başlanan arazinin mülkiyet ve tapu davasıyla ilgili karar açıklandı. Anayasa Mahkemesi, 2 milyon 380 bin metrekarelik alanın yüzde 25’ine tekabül eden 111 bin 879 metrekarelik arazide usule aykırı kamulaştırma yapıldığına ve mülkiyet sahiplerinin hakkının ihlal edildiği kararına vardı. Bu karar mirasçıların arazi bedelinin tahsili yönünde yargılamanın önünü açtı.

Muratpaşa ilçesi Bahçelievler Mahallesi’ndeki 2 milyon 380 bin metrekarelik Arap Süleyman Ağa, Hacıbekirzade Mehmet Ağa ve Bakırcı Yorgi adına tespit edilen arazinin, 1958 yılında kadastro tespiti yapıldı. Tespitten haber alan bölge sakinleri dava açarak itirazda bulundu. Karayolları Genel Müdürlüğü, 1965 ve 1969 yıllarında, 111 bin 879 metrekarelik alanı kamulaştırarak, şu anda kentin en işlek noktalarından biri olan Dumlupınar Bulvarı’nı yaptı. Antalya Büyükşehir Belediyesi de geçen yıl yolun bir hattında tramvay yolu inşaatına başladı. 1965 ve 1969’daki kamulaştırma işlemleri mirasçılara bildirilmediği gibi, herhangi bir ödeme de yapılmadı.

Kadastro Mahkemesi’ndeki dava, 2006 yılında bitti. Mahkeme, araziyi Arap Süleyman Ağa ile Hacıbekirzade Mehmet Ağa’nın mirasçıları üzerine tescil etti. Bakırcı Yorgi’nin mirasçısı bulunamadığı için payı Hazine’ye devredildi.

Mahkemenin kararı üzerine mirasçılar adına avukat Necati Yılmaz, 2012 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü’ne karşı tazminat davası açtı. Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı reddetti. Karar 2015 yılında kesinleşince Anayasa Mahkemesi’ne gidildi. AYM’nin 10 Aralık 2019’da verdiği kararda, kamulaştırma bedelinin ödenmediği belirtilerek, “Değerin depo edildiği ileri sürülmüşse de taşınmaz uzun bir süre sonra tescil edildiğinden kamulaştırmadan söz etmek mümkün değildir. Bedelin önemli ölçüde değer kaybına uğradığı, dolayısıyla kamulaştırmanın Anayasa’nın 46. Maddesi’nde öngörülen düzenlemelere uygun olarak tamamlandığı söylenemez" ifadeleri kullanıldı.

“Vatandaşların haberi olmuyor”

Konuyla ilgili açıklama yapan mirasçıların avukatı Necati Yılmaz, 1958 yılında açılan davanın, 2006 yılında bittiğini söyledi. Bu süre zarfında kentin geliştiğine dikkat çeken Yılmaz, “Çeşitli kamu kurumlarının ihtiyaçları oluyor. Turizmi teşvik amacıyla otel yapılıyor, stadyum yapılıyor, konut yapılıyor, üniversite, müze yapılıyor. Her şey için kamulaştırma çalışmaları yapılıyor. Arazinin yüzde 75’i kamulaştırılarak, elden çıkartılıyor. Bütün bunlar yapılırken, vatandaşların haberi olmuyor. İnsanların tapu maliklerinin onların mirasçıların yaşayıp yaşamadığı kontrol edilmiyor. Geri kalan yüzde 25’lik kısımlara da el atılmış durumda. Elimizde tapusu olmasına rağmen tazminat davalarımız da ret olmaya başladı. Anayasa Mahkemesi de 1965 ve 1969 yıllarında karayolları tarafından yapılan kamulaştırmanın aslında usul ve yasaya uygun olmadığına, Anayasa’nın 46. Maddesi’nde belirtilen yasalara uygun olmadığına, dolayısıyla mülkiyet hakkının ihlal edilmiş olduğuna karar verdi. Biz de başka mirasçılar adına müdahalenin önlenmesi davası açtık. 2 mahkemede farklı müvekkiller adına bu dava başladı ve sürüyor” dedi.

“Amacımız kamuya hizmeti engellemek değil”

Amaçlarının kamuya hizmeti engellemek olmadığının altını çizen Necati Yılmaz, “Amacımız tramvay hattını da kaldırmak değil. Ama bugüne kadar 62 yıldır usule yasaya uygun davranmayan kamu kurumlarını yasal zemine çekmeye çalışıyoruz. Sonuçta müvekkillerimizin mülkiyet hakları var, bunlar ihlal edilmiş durumda. Burada kamu yararı varsa ebetteki benim müvekkillerimin şahsi haklarından daha üstün. Ancak koşulu belirli Anayasa’nın 46. Maddesi’nde, ‘taşınmazın gerçek bedelinin ödenmesi halinde’ diyor. Bize bir kuruş para ödenmiş değildi. Amacımız mülkiyet hakkının karşılığında gerçek değerini almak” diye konuştu.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.