Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, gerek yeni imar planı üzerinde yürütülen gerekse ulusal basında kendisini hedef alan haberlere karşı açık ve net konuştu. Güler, “Yapıcı eleştirilere açığız ama yıkıcı eleştirilere ayıracak zamanımız yok. Biz 25 milyon liralık işi 1.8 milyon liraya yaptık. Haliyle birilerinin çıkarlarına dokunduk. Net söylüyorum, yeni imar planında kimsenin hakkı yenmeyecek” dedi.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, yerel bir TV kanalında katıldığı programda yaptığı açıklamada; yakın zamanda Ordu 1. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen 2016 Nazım İmar Planı’nın yeniden hazırlanacağını ve kimsenin hakkının yenmeyeceğini söyledi.
"Yeni imar planında kimsenin hakkı zayi olmayacak"
Başkan Güler, 2016 yılı Nazım İmar Planı’nın şehircilik ilkelerine aykırı, kent dokusunu gözetmeyen, önemli bakanlıkların görüşleri ve nüfus hareketleriyle beraber ileriye dönük sosyal gelişmeler göz önüne alınmadan hazırlandığı gerekçesiyle mahkeme tarafından iptal edildiğini kaydetti. Başkan Güler, “Eskiye de takılıp kalmak istemiyorum, bunun için ileriye bakmamız gerekiyor. Bu anlamda güzel bir imar planı hazırlıyoruz. Adalet ne ise gerekeni yapıyoruz. Sadece işin yasal boyutu değil, hak ve hukuk üzerinde duruyoruz. Halkımız emin olsun ki adalet neyi gerektiriyorsa bizde onları yapacağız. Ayrıca işin birde vicdani boyutu var. Bununla ilgili de hassasiyetimiz var. Kimsenin hakkı zayi olmayacak. Sahillerimiz halkımızın hakkı. Bunun için buralardan herkesin eşit olarak yararlanması lazım. Burada herhangi bir grubu korumamız söz konusu olamaz. Her şey açık ve şeffaf bir şekilde yürütülüyor” dedi.
“25 milyon liralık işi 1.8 milyon liraya yaptık”
Başkan Güler, muhalif kesimlerin bazı projeleri eleştirmesini de değerlendirdi. Bu kesimlerin hazırlanan projelerin iptal edildiğini ve paraların boşa gittiği şeklindeki iddialarını değerlendiren Başkan Güler, şöyle konuştu:
“Eleştiri olmadan olmuyor. Biz iknaya çalışmıyoruz ispat ediyoruz. Biz rakamlarla konuşuyoruz. Türkiye’de Belediyeler projelerini hizmet alımı yoluyla gerçekleştirir. Dolayısıyla her hazırlanan proje için bütçesinden para harcar. Bu da bütçe açısından bakıldığında büyük rakamlara tekabül eder. Biz, göreve gelince projeleri dışarıdan yaptırmak yerine; Etüt ve Projeler Daire Başkanlığı’nı kurduk. Ve projelerimizi kendimiz yapmaya başladık. Rahatlıkla söyleyebilirim ki, Türkiye’de projelerini yüzde 95 oranında kendisi üreten ve hazırlayan Belediyeyiz. Büyükşehir olarak, sadece kendi projelerimizi değil, daire başkanlıklarımızın, ilçe belediyelerimizin, hatta milli Eğitim, Diyanet, Gençlik Spor gibi kamu kurumlarının da projelerini hazırladık. Asıl ve en önemli noktaya aktarayım: 20 ayda sadece 6’sı hizmet alımı yoluyla 196 proje hazırlamışız. Tam takım bir proje dışarıdan hizmet alımı yoluyla yaptırılırsa büyük rakamlara mal olur. Yaptığımız bu 196 projenin tamamını dışarıdan hizmet alımı yoluyla yaptırmış olsaydık, yaklaşık 25 milyon lira harcayacaktık. Ama biz bu 196 projeyi kendi içimizde yaptırarak toplam 1 milyon 800 bin lira harcadık. 25 milyon nerede, 1 milyon 800 bin lira nerede? Dışarıya yaptırmıyoruz, biz yapıyoruz. Yani projelerde ziyan olan bir para yok”
“Yapıcı eleştirilere açığız ancak yıkıcı eleştirilere ayıracak zamanımız yok"
Başkan Güler, ulusal basında özellikle bir medya grubunun hedef alan yayınlarını da değerlendirdi. Eleştiriye açık olduklarını ancak yıkıcı eleştirileri asla ciddiye almadıklarını da vurgulayarak şunları söyledi:
“Ben eleştirileri yapıcı olarak almaya çalışıyorum. Yani eğer biri eleştiriyorsa önce kendime bir empati yaparım. Onun açısından olayları değerlendirmeye çalışıyorum. Dolayısıyla hatamız varsa düzeltiyoruz. Ama son zamanlarda yapılan eleştiriler yıkıcı oluyor. Taraflı ve yandaşlık çerçevesinde yapılıyor. Son günlerde 13 kişinin özel kalem üzerinden memuriyete geçtiği iddiaları var. Bunlar artık eleştiri değil, yanlış bilgi oluyor. Tabi ki o zaman da bu konuyu düzeltmek gerekiyor. Düzeltiyoruz da. Sonra bu kaynaklar bizden özür diliyor. Türkiye’de 30 Büyükşehir var. Ancak olayların merkezine hep bizi çekiyorlar. Bunları sorgulamak lazım. Buna benzer yıkıcı eleştiriler haricinde yapılan eleştirilere ben pek cevap vermek istemiyorum. Maalesef bazı kaynakların çıkarlarına dokunulmuş kimseler olduğunu hissediyorum ki bizlere gelen bilgiler de bu yönde. Çünkü o haberleri yapanlarla görüşüldüğünde biz doğrusunu yazdık diyorlar, ancak küçük bir dokunuş ile hemen değişebiliyorlar. Biz onların kim olduklarını gayet iyi biliyoruz. Ama dediğimiz gibi onlara ayıracak zamanımız yok. Biz kartal gibi yüksekten uçmaya devam ediyoruz. Biz lafla değil yaptığımız işlerle cevap veriyoruz. Ancak son yapılan bu karalama kampanyasını halkımızın da desteği ile düzelttiler. İnşallah onlara da bunlar ders olur”