Dünya Liderleri ile birlikte “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma için Küresel Hedefler 2019” toplantısına Dünya Diplomatlar Birliği Genel Başkan Yardımcılığı sıfatı ile katılan Girne Amerikan Üniversitesi, (GAÜ) Kurucu Rektörü Serhat Akpınar, toplantıyla ilgili değerlendirmede bulundu.
Akpınar, değerlendirmesinde, dünya liderlerinin katılımı ile gerçekleşen toplantı bünyesinde, küresel sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında; “yoksulluğa son, açlığa son, sağlık ve kaliteli yaşam, nitelikli eğitim, cinsiyet eşitliği, temiz su, erişilebilir ve temiz enerji, insana yakışır iş ve ekonomik büyüme, sanayi, yeni alt yapı çözümleri, eşitsizliklerin azaltılması, sürdürülebilir şehirler ve topluluklar, sorumlu üretim ve tüketim, iklim eylemi, sudaki yaşam, karasal yaşam, barış ve adalet” konularına değinildiğini belirtti.
Akpınar açıklamasının devamında ise şunlara söyledi;
“Küresel amaçlar 17 madde kapsamında ele alınıyor. Uluslararası Diplomatlar Birliği Genel Başkan Yardımcılığı görevim nezdinde gözlemci olarak katılım göstermemin yanında, GAÜ’nün de üyesi olduğu BM tarafından 2015 yılında kurulan ‘Global Compact’ misyonuna bağlı olarak katılım gösteriyorum. Buraya asıl katılım amacım bu sürece seçilmiş olmam ve davet edilmiş olmamın ötesinde, belki bir sonraki BM zirvesinde benim de gerek ülkem, gerekse Uluslararası Diplomatlar Birliği kapsamında küresel hedefler programına katkıda bulunmak amacıyla, insanlığın geleceği üzerine yoğunlaşan Birleşmiş Milletlerin 2030 programına odaklı katılım sağlayarak katkıda bulunmak.
Birleşmiş Milletler’in 2030 programı kapsamında dünya liderlerinden istenilen katkı veya bu sürece imza koyan 193 ülkenin katılım gösterdiği süreçte arzu edilen seviyeye gelinmediği sonucunda varıldı. 2030 programı için bugünden başlayan, birçok sivil toplum örgütü, kadın örgütlerinin, çocuk örgütlerinin ve kurumlarının da yer aldığı çok geniş kapsamlı bir toplantı programlandı. Bugün özellikle, BM Güvenlik Konseyi’nde gözlemci olarak katılım göstermiş olmam, orada birçok liderin, kendi ülkelerinin 2030 hazırlık programlarını dile getirmiş olmaları ve sivil toplum örgütlerine yer verilmesi oldukça dikkat çekiciydi. Orada bulunduğum sırada bizim gibi sivil toplum örgütlerinin liderleriyle ve temsilcileriyle görüşme imkânım oldu.
‘Bu süreçte şahsım ve üniversitemize çok büyük görev düşüyor’
Özellikle KKTC’de halen daha bu farkındalığın oluşmamış olması nedeniyle; şahsım başta olmak üzere, üniversitemize çok büyük bir iş düşüyor düşüncesindeyim. Kendi insanımızı da hazırlayabilme adına, önümüzdeki günlerde üniversite olarak, Birleşmiş Milletler’in ortaya koyduğu ve 193 ülkenin altına imzasını koymuş olduğu programa bizler de elimizden gelen katkıyı koymaya çalışacağız.
Burada sadece Birleşmiş Milletler bünyesi altındaki toplantı programına katılmadım. Özellikle Harvard Cleven New York’un düzenlemiş olduğu ayrı bir programa da katıldım. Toplantı bünyesinde, Nijerya’lı akademisyenlerin kendi ülkeleri için önemi ve Amerika’daki akademisyenlerin desteğiyle yapılanması konusunda oldukça önemli bir toplantıya da katılma fırsatım oldu.
“Ortaya konulan tüm çalışmalar insanlığın geleceğinin kurtarılması”
Aslında bugün özetle ortaya çıkan sonuç şuydu; artık gündemin önemi o kadar çok ağırlaştı ki, halkların sorumluluğunun ötesinde, insanlığın geleceği konusu çok daha büyük bir önem arz ediyor. Ortaya konulan tüm çalışmalar insanlığın geleceğinin kurtarılması. İnsanlığın geleceğinin; bizden sonra ki yaşamların çok daha düzeyli ve insan haklarının olması gereken en üst şekilde düzenlendiği bir sürece, insanlığı hazır hale getirmek.
‘17 farklı konu başlığında çalışmalar yapmayı hedefliyoruz’
Bizler de üniversitemiz bünyemizde oluşturmayı planladığımız bir birim ile ‘Sürdürülebilir Kalkınma için Küresel Hedefler’ programında ki 17 farklı konu başlığında çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Birinci açılım; ‘yoksulluğa son.’ Hedef, yoksulluğun tüm biçimlerinin her yerde ortadan kaldırılması. Günde 1.25 dolardan daha az bir parayla geçinen insanların sayısı şeklinde ölçülerek tanımlanan aşırı yoksulluğun, 2030’a kadar her yerde ortadan kaldırılması. Cinsiyete, yaşa, işteki durumuna ve kent - kır ayrımına göre uluslararası yoksulluk sınırının altındaki nüfusun oranı, 2030’a kadar ulusal tanımlara göre bütün bir yoksulluk içinde yaşayan her yaşta erkek ve kadın, çocuk oranının en az yarıya indirilmesi gibi. Her konu başlığı; her açılım kendi içinde böylesi farklı tanımlarla 2030 yılına kadar tüm bu süreçlerin tamamlanması hedefleniyor.
Ayrıca Harvard Küresel Sağlık Enstitüsü’nün ayrı bir programı vardı. Bu programda da küresel ısınmanın, küresel sağlık süreçlerinin tehditleriyle ilgili bir toplantı oldu. Bu da oldukça ilgi çekici ve aslında bizim de üniversite olarak tüm bu bağlamlar da kendi insanlığımızı, kendi halkımızı aydınlatma konusunda önemli görevler üstleneceğimiz bir alan.
‘Bu farkındalığı ve duyarlılığı arttırmak için elimizden geleni yapacağız’
Artık bizlerinde bir şeyler yapması gerekiyor düşüncesindeyim. İnsanlığın geleceği ile ilgili bu denli önemli adımların atıldığı dönemde, bizler de kendi ülkemizde; kendi çalışma gruplarımızı oluşturup, bu sürece dahil olmamız gerektiğini düşünüyorum. Aslında düşünceden de öte zorunlu olduğumuzu görüyorum. Bu farkındalığı ve duyarlılığı arttırmak için de elimizden geleni önümüzde ki günler de yapmaya başlayacağımızı da, bu vesileyle aktarmak istiyorum.”