Haber Manşet Gazetesi

Kurtulmuş: “Türkiye, Akdeniz’deki varlığını bu anlaşma ile ortaya koymuştur”

GÜNDEM

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Libya Anlaşması'na İlişkin," Türkiye’yi Kendi Karasularının Çok Gerisine Hapseden Ege Ve Akdeniz’ E Çikmasina Müsaade Etmeyen O Haritayı Fiilen Anlamsız Hale Getirdik. Doğu Akdeniz’deki Bütün Egemenlik Haklarımızı Bir Şekilde Tescil Ettik. Türkiye Akdeniz’den Silinmek İstenen Bir Ülke Olmaya Rıza Göstermemiş, Ve Akdeniz’deki Varlığını Bu Anlaşma İle Birlikte Ortaya Koymuştur. Türkiye Akdeniz’den Silinmek İstenen Bir Ülke Olmaya Rıza Göstermemiş, Ve Akdeniz’deki Varlığını Bu Anlaşma İle Birlikte Ortaya Koymuştur” Dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Libya Anlaşması’na ilişkin, "Türkiye’yi kendi karasularının çok gerisine hapseden Ege ve Akdeniz’e çıkmasına müsaade etmeyen o haritayı fiilen anlamsız hale getirdik. Türkiye Akdeniz’den silinmek istenen bir ülke olmaya rıza göstermemiş ve Akdeniz’deki Varlığını bu anlaşma ile birlikte ortaya koymuştur” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Medeniyet Derneği Ankara Temsilciliği ve Kahramankazan Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Ortadoğu’da yeni dengeler ve Barış Pınarı Harekatı konulu programa katıldı. Türkiye Diyanet Vakfı Konferans Salonu ev sahipliğinde gerçekleşen programa Kurtulmuş’un yanısıra Kahramankazan Belediye Başkanı Serhat Oğuz, dernek yetkilileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki NATO müttefikleri arasında yaşanan görüş ayrılığının sadece toplantıya yansıyan bir görüş ayrılığı olmadığını vurgulayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Son NATO toplantısı uzun uzun üzerinde konuşulması gereken tartışılması gereken bir husustur. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki NATO müttefikleri arasındaki önemli görüş ayrılıklarının ortaya çıktığı bir platform olmuştur. Bu sadece bir toplantıya yansıyan görüş ayrılıkları değil Amerika ve Avrupa’nın arasındaki çıkar farklılıklarının tezahürüdür. Fazlasıyla da bu farklılıklar Orta Doğu siyaseti üzerinde kendisini göstermektedir. Bu önemli gelişme yani küresel siyasetin temel unsurlarında fevkalade ciddi gelişmeler ortaya çıkmış olması gerçekten bu anlamda bölge siyasetini yakından ilgilendiren önemli bir gelişme olarak duruyor. Ve önümüzdeki süreçte belki 10 yıl,20 yıl, 30 yıl sürecek olan bir alan olduğunu ifade etmek isterim” diye konuştu.

“Biz emperyalizmin vekalet savaşlarını çok önceden biliriz”

Ülkelerin kendi politik amaçlarını elde etmek için terör örgütlerini maşa olarak kullandığını ifade eden Kurtulmuş, “Bir başka savaş türü ise vekalet savaşlarıdır. Vekalet savaşları terör örgütleri üzerinden ülkelerin Ortadoğu coğrafyası başta olmak üzere dünyada Asya’da ve Afrika ’da kendi politik amaçları ve çıkarlarını elde etmek için terör örgütleri bir maşa olarak kullandığı yeni tür bir savaştır. Biraz sonra haritalar üzerinden konuşurken de ifade edeceğim. Her ne kadar vekalet savaşları adı yeni bir kavram olarak ortaya çıksa da biz emperyalizmin vekalet savaşlarını çok öncesinden de biliriz. Vekalet savaşları Osmanlı cihan devletinin çözülmeye başladığı süreçte belki adı öyle değildi ama terör örgütleri eli silahlı milisler emperyalistler tarafından kullanılmıştır” dedi.

İslam dünyasında ortaya çıkan bölünmelere ilişkin konuşan Kurtulmuş, ”Maalesef bütün bu gelişmeler olurken İslam dünyasında ortaya çıkan sadece fiili bölünmeden bahsetmiyorum. Siyasi ve fikri bölünmede de İslam coğrafyasının hallaç pamuğu gibi akmakta olduğudur. Siyasi olarak farklılıklar, toplumun kendi içerisindeki farklılıklar ayrıca ortaya konulan mezhep ve etnik çatışma kökenli siyasal ayrışmalar. İslam coğrafyasını tabiri caizse suların durulmadığı bir ortama sürüklemiştir” şeklinde konuştu.

"Amerika bölgeden çekilir mi çekilmez mi? O sorunun cevabı İsrail’in hedefi nedir sorusudur"

Türkiye oyun kurucu bir devlet olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Ortadoğu dengelerini son Son 10 yılı kıyasladığımızda ortaya çıkan somut gerçeklerden biri budur. Ortadoğu yeni bir güç merkezi olarak Türkiye’de Türkiye’nin sadece kendisi değil aynı zamanda Türkiye’nin etki alanı ile karşılaşmaktadır. Barış Pınarı dolayısıyla ortaya çıkan etki alanı bunlardan birisidir. Bölgedeki bu gelişmeler sonucu ortaya çıkan giderek güçlenen bir başka güç ise hiç kuşkusuz İsrail’dir. Amerika bölgeden çekilir mi çekilmez mi? O sorunun cevabı İsrail’in hedefi nedir sorusudur. İsrail İslam dünyasını bu kadar bölünmüş bulmuşken bu kadar bölgede Amerika ve silahlı varlığı varken buradaki son vuruşu yapmak istiyor. Nihai adımı gerçekleştirmek istiyor. Cumhurbaşkanımızın BM ‘de aslında İsrail’in genişleme haritasını Filistin’in genişleme haritasını göstererek İsrail’in sınırları neresidir diye sorması bu gerçeği dünya kamuoyuyla paylaşmaktır" dedi.

"Türkiye’nin bu kararıyla kaldırılıp kenara atıldı"

Türkiye’nin tarihi bir süreçte durduğunun altını çizen Kurtulmuş, “Türkiye daha güçlü bir şekilde varlığını sürdürebilmek için 2 önemli tarihi adım atmıştır. Bunlardan biri Barış Pınarı Harekatı, Fırat Kalkanı Operasyonu ve öncesinde Zeytindalı Operasyonları. Bunların üçü birbirinin devamıdır. Bizim dört hedefimiz var. Bu coğrafyaya Suriye’nin kuzeyinden gelen terör saldırılarını sonlandıracağız. Orada tabiri caizse bir terör örgütü cenneti kurmuş terör örgütlerini o coğrafyadan silip atacağız. Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayarak bölünme parçalanma haritalarının gerçekleşmemesi için çaba sarf edeceğiz. Bu haritalar çöpe atılmadı. O haritalar üzerinden oluşturulmaya çalışılan yeni bir terör koridoru ve onun sonucunda oluşturacak bir terör devletinin uygulaması Türkiye’nin bu kararıyla kaldırılıp kenara atıldı. Arşivlerinde ve zihinlerinde bu haritaların durduğundan hiç şüpheniz olmasın. Türkiye güçlü olacak" diye konuştu.

"Bu harekatla 4 temel hedefi gerçekleştirmiş durumdayız"

Barış Pınarı Harekatı’nda kullanılan mühimmatların yüzde 70 oranında yerli kaynaklardan karşılandığını hatırlatan Kurtulmuş, "Türkiye’nin kendisi üretmesi, kendisi güçlü olması lazım. Bu harekatla yüzde 70 yerli mühimmatla araç gereçle mücadele ettik. Türkiye ekonomik toplumsal ve demokratik olarak devlet millet kaynaşması bakımından çok daha güçlü bir ülke haline geldikçe bu projeler çöp atılacak uygulama imkanı bulmayacaktır. Bu harekatla 4 temel hedefi gerçekleştirmiş durumdayız. Beşinci alanda siyasi alanı doldurmaktır. Türkiye’nin siyasi olarak üzerine düşen bu bölge halklarının hepsinin çekim merkezi olan bir ülke olmaktır. Biz bu coğrafyadaki herkesin dostuyuz" ifadelerini kullandı.

"Türkiye ikinci Sykes-Picot’u parçalayıp bir kenara atmıştır"

Savaş meydanında operasyon meydanında verilen mücadeleden daha zor bir sürece girildiğini girildiğini belirten Kurtulmuş, “Biz bu coğrafyada herkesin gözünün içine baktığı esenlik adası olan bir ülke olarak bölge halklarının kardeşliğini çoğaltacağız. Türkiye Barış Pınarı, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarıyla Suriye’nin kuzeyinde oynanan oyun vasıtasıyla ikinci Sykes-Picot’u parçalayıp bir kenara atmıştır" dedi.

"Türkiye Akdeniz’den silinmek istenen bir ülke olmaya rıza göstermemiş ve Akdeniz’deki varlığını ortaya koymuştur"

Türkiye ve Libya arasında imzalanan Akdeniz’deki ’deniz yetki alanlarını’ belirleyen tarihi anlaşmayı değerlendiren Kurtulmuş şunları söyledi:

"Bu anlaşma bizim için tarihi önemde bir anlaşmadır. Napolyon’un Mısır’ı işgali ile başlayan süreçte özellikle Akdeniz’de dağılan siyasal tavrımızı yeniden gündeme getiren önemli bir anlaşmadır. Bu anlaşma ile ilk sefer münhasır ekonomik bölge oluşturdu Türkiye. Bunun kayıtları parlamentodan da geçti Cumhurbaşkanımız dün imzaladı. Bundan sonrada bu BM ‘de kayıtlı, Türkiye’nin ortak olduğu münhasır ekonomik bölgesi olacaktır. Sykes-Picot gibi bir harita daha var. Sevilla Haritası; Türkiye’yi Kendi karasularının çok gerisine hapseden Ege ve Akdeniz’e çıkmasına müsaade etmeyen O haritayı fiilen anlamsız hale getirdik. Doğu Akdeniz’deki bütün egemenlik haklarımızı bir şekilde tescil ettik. Koro haline ne diyorlar, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de ne işi var. Türkiye burada petrol arayamaz diyorlar. Türkiye bu anlaşma ile birlikte bizim için doğal hakkımız olan Türkiye’nin karasularında ve KKTC karasularında petrol arama meselesini meşru uluslararası hukuk bakımından tescillenmiş hale getirmiştir. Türkiye Akdeniz’den silinmek istenen bir ülke olmaya rıza göstermemiş, ve Akdeniz’deki Varlığını bu anlaşma ile birlikte ortaya koymuştur. İnşallah Münhasır ekonomik bölgenin çevresinde doğalgaz arayarak Türkiye bu konudaki kararlığını kamuoyuyla paylaşacaktır. Türkiye Ortadoğu’nun oyun kurucu bir ülkesi olmayı başarmış Dünyadaki bütün denklemlerde de varlığını sürdürebilen bir ülke konumundadır. Bunu yaparken çok güçlü bir, diplomasi ve varlığımızı ortaya koyuyoruz".

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.