Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Benim her söylediğime sen iktidarı destekliyorsun diyenlere, ben devleti destekliyorum. 100 sene önce Mustafa Kemal’in önderliğinde isyan eden Türkler, Sevr antlaşmasıyla Kürtlere bahşedilen devlet hayalini yıkmışlardı. Tam 100 sene sonra Türkiye’nin teröre karşı başlattığı harekatla ve Trump’ın da kendilerini yalnız bırakması sonucunda Sevr Anlaşması bir kez daha hayata geçirilemedi” dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Anadolu Yayıncıları Derneği tarafından düzenlenen “Anadolu Sohbetleri” programına konuk oldu.
Burada basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin düşünceleriyle ilgili soruya, “ Hiçbir insan dünle aynı olamaz. Benim istikametimde de davamda da hiçbir değişiklik yok. Bu ülke refah içinde yaşasın, özgür hissetsin kendini, fikirler özgürce tartışılsın. Serbestçe tartışılsın ki Türkiye’nin yüzde 100 potansiyeli ortaya konulabilsin. Benim ağzımdan parlamenter sistem, başkanlık sistemi tartışmasını hiç duymadınız. Ben kuvvetler ayrılığının anayasada sağlamlaştırılması gerektiğini söyledim. Öte yandan kuvvetler ayrılığı demokrasinin vazgeçilmezidir. HSK yapısını böyle düzenlemeyin dedik hep. HSK yapısının Cumhurbaşkanının tek başına etkin olacağı şekilde düzenlerseniz, iktidar partisi o olur bu olur. İlçe başkanları ilçelerinde, il başkanları illerinde hakimlerin üzerinde söz sahibi olduğunu iddia etmeye başlar. Bir ilçe başkanı, bir il başkanı ‘bir telefonla cumhurbaşkanına ulaşıyorum sen kimsin’ diye hakime söz söyleme gücüne ulaştığında o telefonla ulaştığı cumhurbaşkanı kim olursa olsun beni bunlarla yormayın dese bile hakim bilmez bunu. Siyasi içerikli davalarda çekinir dedim. Zaman bu kaygılarımızın doğruluğunu ortaya çıkardı. ABD Başkanı çıktı papazı vermezsen papazı bulursun dedi. Biz bunu demeyeceği bir sistemi ortaya koymalıydık” şeklinde yanıt verdi.
Türkiye’nin darbe girişimine giden yolda bir hain teör örgütüyle mücadele ettiğini hatırlatan Feyzioğlu, “Yargıyı bir an önce temizleyerek artık HSK’yı mecliste tam biz uzlaşma ile referanduma taşımadan en demokratik ama en müdahale edilmez algıyı da HSK ‘ya kimse müdahale edemez şekilde kuracak bir yeni düzenlemeye kavuşturalım diyorum. Bundan zarar görüyoruz. Toplumu ilgilendiren her davada mahallelerin amigoları tribüne çıkıyor hakimler ağızlarıyla kuş tutsa ikna edemiyorlar. Türkiye bir darbe girişimi geçirdi. Klasik bir darbe girişimi değildi. Darbe başarılı olursa Türkiye’yi FETÖ üstünden ABD’ye teslim edecek, eğer başarılı olmazsa iç savaşa sürükleyecek bir girişimdi. Bugün Barış Pınarı Harekatıyla kırdığımız ya da ötelediğimiz amaçtan farklı değildi. Emperyalistler oradan deniyorlar olmuyor. Buradan deniyorlar olmuyor. Burada hedef, güneyimizde bir PKK devleti kurmaktır. Bu PKK devleti ile Türkiye’den, İran’dan parça koparmak. Suriye’den koparacaklarını düşünürken Türkiye müdahil oldu ve darmadağın etti. Petrol ve doğalgaz borularını kendi kontrolüne alıp Hatay’ı bizden koparmaktır. Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle anmak istiyorum. Hatay’ın Türkiye’ye kazandırılmasının ne kadar hayati önem taşıdığını bugün daha iyi anlıyoruz. Hatay bizde olmasaydı eğer Türkiye Akdeniz’de bugün yoktu” dedi.
İktidarı desteklediği iddialarıyla kendisine eleştiriler yapıldığını belirten Feyzioğlu, “Benim her söylediğime sen iktidarı destekliyorsun diyenlere, ben devleti destekliyorum. 100 sene önce Mustafa Kemal’in önderliğinde isyan eden Türkler, Sevr antlaşmasıyla Kürtlere bahşedilen devlet hayalini yıkmışlardı. Tam 100 sene sonra Türkiye’nin teröre karşı başlattığı harekatla ve Trump’ın da kendilerini yalnız bırakması sonucunda Sevr Anlaşması bir kez daha hayata geçirilemedi. Bunu ben dediğimde fantezi diyenler ve iktidarı destekliyorsun diyenler lütfen İngilizlerin en prestijli haftalık dergisi ekonomisti açıp okusunlar. Aynen böyle söylüyor. ‘Türkiye’den de bir parça almalıdır ve böylece Araplarla Türkiye arasında bir tampon bölge kurulmalıdır. Bu tampon bölge İngiltere’nin üstün menfaatleri içindir’ diyor. Bunların planı 100 yıllıktır, 200 yıllıktır. Biz birbirimizi yerken onlar 100 yıllık planlarını o kapıdan denerler olmaz, bu kapıdan denerler olmaz ama vazgeçmezler asla vazgeçmeyecekler” dedi.
Anayasa’nın kuruluş temellerinin içinde bir milliyetçilik olduğunu söyleyen Feyzioğlu, Milliyetçiliği reddeden hiçbir düşünceyle kendisinin yan yana gelmesinin mümkün olmadığını kaydetti.
Milletin adını telaffuz edemeyenle işi olmayacağını vurgulayan Feyzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir milletimiz var bizim ve bunun bir adı var. Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin milli değeridir. Bayrak bu ülkenin milli değeridir. Bunlar hiçbir siyasi partinin tekelinde değildir. Doğru anlayalım, doğru anladığımız zaman zaten birleşeceğiz. Milli değerlerimizin yanında manevi değerlerimiz vardır. Manevi değerlerimiz bizi ayrıştırmaz, birleştirir. Dini bayramlarımız bizi ayrıştırmaz birleştirir. Benim siyasi geleneğim Mustafa Kemal’in anladığı şekilde ve hayatına uyguladığı şekilde Atatürk ilkeleridir ki bunlar Türk devriminin ilkeleridir. Ben Atatürk’ün tanımladığı şekilde bir Türk milliyetçisiyim. Türk milliyetçisiyim dediğim için topa tutulacaksam bunu da memnuniyetle karşılarım. Türkiye’nin ihtiyacı olan çıkış noktaları tarihinde. Solu da sağı da reddediyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin üstün menfaatleri, Türk Milleti’nin üstün menfaatleri neredeyse oradayım. Siyasi Parti ayrımı yapmıyorum. Beni ilgilendirmiyor siyasi particilik. Siyasi Particilik çünkü at gözlüğüyle baktırıyor meselelere. Fetö’nün kumpas davaları sırasında yaptığımız mücadele eğer ön yargılarla karşılanmasaydı Fetö buralara gelemezdi ama şunu söylerseniz üslup değiştirdin mi? Üslup değiştirdim. Kendimi daha iyi ifade etmeyi öğrendiğimi düşünüyorum. Ne değişti diye sorulmuştu. Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye ittifakı dedi. Doğu Akdeniz’de sondaj faaliyetleri sonuç almaya başladıkça önümüzde daha büyük felaketler bekliyor bizi. Çok daha büyük sıkıntılar gelecek. Bir olmamız gerekiyor. Türkiye ittifakı dedi. Ayaklarımızı sımsıkı milletin köklerine bağlayalım dedi. Yargı paketi ortaya çıktı. Türkiye ittifakının hayata geçirilmesi anlamında Adalet Bakanı, ‘ gelin birlikte yapalım’ dedi. Boş laf değil. Türkiye ittifakı der geçersiniz. Birileri çok rahatsızlar. Türkiye ittifakından rahatsız olanlar, sonuç alınmasından rahatsız olanlar bizden de rahatsızlar.”