28 Şubat postmodern askeri darbenin mağdurlarından olan ve 11 sene kamu görevinden uzak kalan Prof. Dr. Ömer Karahan, darbeci generallere verilen cezanın kesinleşmesinin ardından duygusal anlar yaşadı. "Oğluma ders anlatacağım dönemde beni ihraç ettiler" diyen Karahan, yaşadığı zorlu günleri hatırlayınca gözyaşlarına hakim olamadı.
28 Şubat postmodern askeri darbesinde Konya Selçuk Üniversitesinde Dekan Yardımcısı olan Prof. Dr. Ömer Karahan, muhafazakar olduğu gerekçesiyle görevinden uzaklaştırıldı. 11 yıl kamu görevinden uzak kalan ve çok zor günler geçiren Prof. Dr. Ömer Karahan, darbeci generallere verilen cezanın kesinleşmesi ve paşaların yaşadıkları farklı yerlerde gözaltına alınmaya başlamalarının ardından duygusal anlar yaşadı
28 Şubat darbesi ve sonrasında yaşadığı zor süreç hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ömer Karahan, gelinen son noktayı “Müslümana kaybetmek yok” şeklinde özetledi. Karahan “Selçuk Üniversitesinde çalıştığımız dönemde 11 senelik bir kesinti oldu. 28 Şubat sürecinde geçirdiğimiz bir soruşturmayla kamu görevinden çıkarılma cezası aldık. Böyle olunca 11 sene üniversite dışında çalışmak zorunda kaldım. Biz inançlı insanlarız. Ben şahsen ‘Müslümana kaybetmek yok’ diye düşünüyorum” dedi.
Yaşanılan sıkıntıları hatırladığında gözyaşlarını tutamadı
Darbe döneminde zulmün karşısında durarak cezalandırılan Karahan, o dönemlerde yaşadığı sıkıntılara da değindi. Kamu görevinden ihraç edildikten sonra özel kurumlarda çalışmak zorunda kaldığını anımsatan Karahan, özel bir kuruma geçerek para kazanmak için mücadele verdiğini kaydetti. O dönemde tıp fakültesinde dördüncü sınıfa geçen oğlunun dersine giremediğini belirten Karahan, sözlerini devam ettirirken gözyaşlarını tutamadı. Karahan, “Büyükler ’Zahmetleri zahmet belleme, belki de rahmettir’ diyorlar. 28 Şubat sürecinde çok ciddi sıkıntılar yaşadım. Maddi olarak gündelik hayat bakımından. Fakat şu an bir muhasebesini yaptığımız zaman madden de manen de 11 senelik süreçte biz kazançlı çıktık. Doğruyu savunmak adına. Bir de tabi ben kamu görevinde çalışıyordum, para kazanmak gibi bir derdimiz yoktu. Beni ihraç ettiler, para kazanmaya mecbur ettiler. O süreçte ailevi olarak çok sıkıntılı süreç yaşamadık. Ailemden de daima destek gördüm ama içimde burukluk var. Mesela o dönemde hala hatırladığım zaman duygusallaşırım. Benim oğlum, tıp fakültesi öğrencisiydi, üçüncü sınıftaydı. Oğlumun dördüncü sınıfa geçip ona ders anlatacağım dönemde beni ihraç ettiler. Bu hala ağrıma gider. Oğluma öğrenim görevlisi olarak hizmet vermemek ağrıma gider” şeklinde konuştu.
"Darbecilere tetikçilik yapan rektörler de cezalandırılmalı"
Darbe komutanlarının tutuklanmasına rağmen adaletin tam olarak tescil etmediğini savunan Prof. Dr. Karahan, o dönemlerde komutanların tetikçiliğini yapan rektörlerin hala cezalandırılmadığını savundu. Karahan, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Tabi bu adaletin yerini bulması açısından olumlu bir hadise fakat şu an şunu düşünmek lazım; ’Adalet yerini buldu mu?’ Ben bulduğuna inanmıyorum. Bunlar işin başıydı ama işin tetikçileri nerede, bunların sahada tetikçiliklerini yapan, zulmü uygulayanlarla ilgili kaç tane üniversite rektörü bu zulme ortak oldu. Kaç tane üniversite rektörü cezalandırıldı. Onlara dair yapılan hiç bir şey yok.”