Bilindik kaymakamlardan farklı bir yaşam süren İzmir’in Bornova Kaymakamı Fatih Genel; at biniyor, at üstünde ok atıyor, el sanatları ile uğraşıyor ve demir döverek bıçaklar yapıyor. Ok atarken kullanılan zihgir (okçu yüzüğü) yapımında da usta olan Genel, yaşam tarzı ile çevresinde ‘sıra dışı kaymakam’ olarak tanınıyor.
Küçük yaşlardan bu yana at binen Bornova Kaymakamı Fatih Genel, 2006 yılından beri de ok atıyor. At üstünde ok atmayı da başarıyla icra eden Genel’in, ok atmak için kullanılan zihgir yapımında ise ustalık belgesi bulunuyor. Gittiği her görev yerine atölyesini de taşıyan Kaymakam Genel, bahçesinde demir döverek bıçak da yapıyor. El sanatları ile uğraşmanın yanı sıra doğa fotoğrafları çeken Genel, mesaisi bitince soluğu ya atölyesinde ya da at çiftliğinde alıyor. Bornova Kaymakamı Fatih Genel’in makam odası da, onun hayat tarzını yansıtıyor. Yaptığı el sanatı ürünler ve atlı okçulukla ilgili objelerin yanı sıra kendisinin resmedildiği hediye tabloları duvara asan Genel’in baş köşesinde ise ünlü sanatçı Cüneyt Arkın’ın Genel’i çizdiği kara kalem ve yağlı boya iki tablo yer alıyor.
“Stresli olmaya vakit olmuyor”
Stresli olmaya vakit bulamadığını belirten Genel, “At binmek, ok atmak, el sanatları ile uğraşmak, demir dövmek, bıçak ve zihgir yapmak benim için bir zevk. Bazen ‘nasıl vakit buluyorsun?’ diye soruyorlar. Ben hayatımda hiç kağıt oynamadım. Okey oynamayı bilmem. Maç izlemem, takım tutmam. Bunları yapmadığınız zaman zamanınız kalıyor. Bunlar benim için bir hayat tarzı, yaşam şekli. At üstünde doğdum diyebilirim. Rahmetli babam iyi bir atçıydı. Ağabeylerim profesyonel ciritçi. Türkiye’de at üzerinde ok atan ilk kişi ağabeyim Sami Genel’dir. At yaşamımızda zaten vardı. Ok atmak ise 2006’da hayatıma girdi. Bu hareket, iki elin parmağını geçmeyecek sayıda arkadaşımızın başlattığı bir şeydi. Ben de iki yıl gecikmeyle onlara katıldım. Çok şükür şu anda binlerce at binen, ok atan, at üzerine ok atan kişi var. Ecdadımızın yadigarı atlı okçuluğu, zihgir yapımını ve el sanatlarıyla uğraşmayı zevk olarak görüyorum. Bunları yapınca stresli olmaya vakit olmuyor” dedi.
“Zihgir yapımı ihtiyaçtan başladı”
Ok atarken parmağın zarar görmemesi için boynuzdan yapılan zihgirin çok önemli olduğunu, zihgir yapımına ise ihtiyaçtan başladığını kaydeden Genel, “Ok atmaya başladığımızda zihgir olmadığı için başparmağımız yara oluyordu. O zamanlar Türkiye’de zihgirle ilgili bir piyasa yoktu. Ok atmaya çok hevesliydik ama zihgir bulamıyorduk. Deri veya bant sarsak da olmuyordu. Zihgir yapımını bilen çok az kişi vardı. Murat Özveri öncülüğünde Cemal Hünal, Cem Dönmez, Metin Aksoy, Metin Ateş gibi isimler bu işi başlatan kişilerdir. Sonra ben de zihgir yapmak istedim. Üç gün uğraşıp bir tane boynuzdan zihgir yaptım. Murat Özveri’ye gönderdim, o da biraz daha düzeltip bana geri gönderdi. Bu benim için bir prototip oldu. Ondan sonra zihgir yapmaya başladım. İsteyen dostlara gönderdim. Bunu ecdada bir borç gibi düşündüm. Zihgir yapımı ihtiyaçtan başladı. Şimdi çok şükür bu işi yapan çok arkadaşımız var. Ayrıca Kültür Bakanlığı, Geleneksel El Sanatçısı Boynuz İşleme ve Zihgir Sanatı belgesini de bana verdiği için mutluyum. Ben ustayım, bu yüzden elbette her gittiğim görev yerine atölyemi de götürüyorum” diye konuştu.
Demiri bırakıp işe gitti
Mesaiden çıktığında ya atölyesinde çalıştığını ya da at bindiğini belirten Genel, “Örneğin dün demir döverken yıl sonu folklor etkinliğine de gitmem gerekti. O sırada bıçak yapıyordum ve yarım kaldı. Demirciye ‘baban öldü’ demişler, o da ‘demir sıcak’ demiş. Demir tavında dövülür, beklemez. Bunu bana bir ustam söylemişti. Tabii ki kan ter içinde demiri bırakmak zorunda kaldım. Hemen üstümü değiştirip hızla oraya yetiştim” ifadelerini kullandı.