Haber Manşet Gazetesi

Çocuklar ve ergenlerde ultraviyole tehdidi

İZMİR

Çocukluk ve ergenlik dönemindeki güneş yanıklarının, ileriki yaşlarda gelişebilecek deri kanserleri açısından çok riskli olduğunu dile getiren Dermatoloji Uzmanı Burak Sezen, güneşten korunmanın yollarını anlattı.

Çocukluk ve ergenlik dönemindeki güneş yanıklarının, ileriki yaşlarda gelişebilecek deri kanserleri açısından çok riskli olduğunu dile getiren Dermatoloji Uzmanı Burak Sezen, güneşten korunmanın yollarını anlattı.

Yaz aylarında maruz kalınan güneş ışınlarının deri kanserine kadar yol açabileceğini anlatan İzmir Özel Ata Sağlık Hastanesinde görevli Dermatoloji Uzmanı Burak Sezen, açık tenli kişilerde güneş yanığı ihtimalinin daha fazla olduğunu ve özellikle çocukluk çağında güneş yanıklarına çok dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Yalnızca açık ve güneşli havalarda değil, bulutlu ve kapalı günlerde de ultraviyole (UV) ışınlarının yüzde 80’inin dünya yüzeyine ulaştığına değinen Sezen, "Plajda şemsiye altında oturulurken bile kumdan yüzde 25 oranında yansıyan ışınlar, kolayca güneş yanığına neden olabilir; aynı şekilde kar örtüsü de yüzde 50-95 oranında ultraviyole yansımalarına yol açabileceğinden dikkatli olmak gerekmektedir" dedi.

UV ışınlarından korunma yolları

Ultraviyole ışınlardan nasıl korunulacağı ile ilgili bilgi veren Sezen, şu ifadelere yer verdi: "Giyinmek halen en etkili ve en ucuz güneşten korunma yoludur. Sıkı dokumalılar, beyazlatılmamış pamuklular, ipekliler, likra gibi sentetik giysiler, koyu renkliler UV’yi daha az geçirirler. Solmuş veya ıslanmış giysilerin koruyucu özelliği daha düşüktür. Güneşten korunmada dikkat edeceğimiz en önemli basamak özellikle güneş ışıklarının en dik olduğu saatler olan 10.00-14.00 arasında güneşten kaçınmaktır. Dışarıda olduğumuz saatlerde de daima gölgede durmak tercih edilmelidir. UV’nin zararlı etkilerini azaltan Vitamin A, vitamin C, vitamin E, betakaroten, koenzim Q10, nikotinamid, yeşil çay, üzüm çekirdeği ekstresi, lipoik asit, melatonin, gingko biloba, limon ve lavanta yağı gibi antioksidanlar kullanılmalı."

"Geniş spektrumlu ürünler seçilmeli"

"Güneşten korunma hakkında bilgi sahibi olmak ve cildimize uygun güneşten koruyucuları kullanma alışkanlığı kazanmak önemlidir" diyen Sezen, güneş koruyucuların, güneşe karşı önemli bariyerler olduğunun da altını çizdi. Güneş koruyucu seçerken koruma faktörüne dikkat etmek gerektiğini ifade eden Sezen, "Güneş koruma faktörü SPF 2-12 olan ürünler minimal, SPF 12-30 olan ürünler orta derecede, SPF 30’un üstündeki ürünler yüksek koruma sağlar. Ortalama güneş alan bölgelerde kış aylarında SPF 15 kullanımı yeterli olsa da, yaz aylarında bu değer yetersiz kalır. SPF 15’in altında koruma kullanılmamalı, yaz ayları için en az 30 koruma faktörlü kremler kullanılmalıdır. Fakat bu değer sadece UVB korunması değerini göstermektedir. Bu nedenle güneşten koruyucu seçerken hem UVA hem de UVB’ye karşı koruma sağlayan geniş spektrumlu ürünler seçilmelidir" diye konuştu.

"Dışarı çıkmadan 30 dakika önce sürün"

Güneşten koruyucuların, dışarı çıkmadan 30 dakika önce vücutta ultraviyole ışınlara maruz kalacak tüm bölgeye yeterli kalınlıkta, katman oluşturacak şekilde ovalamadan uygulanması gerektiğini anlatan Sezen, "Denizde, suda uzun süre kalınacağı dönemlerde suya dayanıklı formüller tercih edilmelidir. Güneşten koruyucular sürekli güneşte kalınacaksa 2-4 saatte bir; buna ek yüzme, aşırı aktivite ve kurulanma sonrası tekrar uygulanmalıdır. İdeal olarak kremler 2 mg/cm2 sürülmelidir. Bu miktar sadece yüz dikkate alındığında kabaca 1/3 çay kaşığı kadardır" ifadelerine yer verdi.

"Bronzlaşma D vitamini üretimini azaltır"

Güneşten koruyucu kullanımının D vitamini sentezine engel olacağı düşüncesinin hastaların aklındaki en büyük yanlış olduğunu da hatırlatan Sezen, sadece yüz ve el sırtlarının güneşe günde 10-20 dakikalık maruziyetinin, düzenli güneş koruyucu kullanılsa dahi en yüksek D vitamin üretimini sağladığını belirtti. Sezen ayrıca, bronzlaşmanın da, D vitamini üretimini azalttığını dile getirdi ve Amerikan Dermatoloji Akademisi ve Deri Kanseri Vakfının "Hiç bir şekilde sağlıklı bronzluk yoktur" uyarısını hatırlattı. Artan yaşla birlikte de deriden D vitamini sentezinin ileri derecede azaldığını anlatan Sezen, "D vitamini eksik olduğu takdirde, sentezi için kansere yol açabildiğinin kesin olarak bilinen güneş ışınları yerine, dışarıdan D vitamini desteği alınması daha uygundur" dedi.

Çocuklara dikkat

Çocukluk çağında, bir ya da daha fazla su kabarcıklı güneş yanığının, deri kanseri geliştirme ihtimalini iki kattan fazla artırdığının bilindiğini söyleyen Sezen, "Kişiler tüm yaşamları boyunca alacakları toplam UV’nin yüzde 50’sine yaşamlarının ilk 20 yılında maruz kalmaktadır. Bu nedenle özellikle çocukların güneşten korunması, ileri yaşlarda gelişebilecek deri kanserlerinin önlenmesi açısından çok önemlidir" sözlerine yer verdi.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.