Haber Manşet Gazetesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Aşı olmayan öğretmenlerden PCR testi isteyeceğiz”

POLİTİKA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Okullarda 6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı ancak henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz. Aşı olmayan üniversite öğrencilerimiz ve üniversite çalışanlarımızdan da düzenli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Okullarda 6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı ancak henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz. Aşı olmayan üniversite öğrencilerimiz ve üniversite çalışanlarımızdan da düzenli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz” dedi.

Yaklaşık 5,5 saat süren Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte aşı olmamış öğretmen ve üniversite öğrencilerinden düzenli olarak PCR testi isteyeceklerini belirtti. Erdoğan, Afganistan’da yaşanan gelişmelere değinerek bu ülkeden Türkiye’ye yaşanan düzensiz göç olaylarına ilişkin rakamlar verdi.

“Huzurla hayatımızı sürdürebilmemiz hepimizin aşı olmasına ve aşılarını tamamlamasına bağlıdır”

Türkiye’nin COVİD-19 salgınına karşı verdiği mücadeleyi anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu sınavı başarı ile yürüttüğünü belirtti. Erdoğan, üretimde teşviki artırdıklarını, istihdamda ise ciddi bir sıçrama yaptıklarını belirterek, Türkiye’nin aşı tedariki noktasında da oldukça iyi noktada olduğunun altını çizdi. Yerli aşı geliştirilmesi çalışmalarında yılsonuna kadar yaygın kullanım ve üretim safhasına geçmeyi hedeflediklerini belirten Erdoğan, toplam aşı sayısında 87 milyonun geçildiğini, ilk dozda 46 milyon, ikinci dozda da 35 milyona yaklaşıldığını söyledi, 7 milyonu geride bırakan üçüncü doz aşılamalarının hızla sürdüğünün altını çizdi. Hala aşı karşıtları olduğunu belirten Erdoğan, aşı dışında bir korunma yöntemi bulunmadığını kaydetti. Erdoğan, “Huzurla hayatımızı sürdürebilmemiz hepimizin aşı olmasına ve aşılarını tamamlamasına bağlıdır” diye konuştu.

Ankara ve İzmir’in aralarında bulunduğu 33 ilin aşılamada yüzde 75 sınırını geçerek mavi listeye girdiğini belirten Erdoğan, aşılamada yüzde 55’in altında kalan Şanlıurfa, Mardin, Bitlis, Muş, Gümüşhane ve Diyarbakır’ın kırmızı listede yer aldığını söyleyerek herkesi aşı olmaya davet etti.

“Aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz”

Aşı olmayan öğretmen ve üniversite öğrencilerinden PCR testi isteneceğini belirten Erdoğan, “Okullarda 6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı ancak henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz. Aşı olmayan üniversite öğrencilerimiz ve üniversite çalışanlarımızdan da düzenli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz. Uçak ve şehirlerarası otobüs yolculuğu, konser, tiyatro ve sinema gibi insanların toplu olarak bulunduğu faaliyetler için zorunlu PCR testi uygulamalarını devreye alacağız” şeklinde konuştu.

“Türkiye, elbette isteyenin istediği gibi elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği bir ülke değildir”

“Bu topraklara gelip de zorla yüz geri edilen kimse yoktur” açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yakın coğrafyasında yaşanan gelişmelerin Anadolu’ya yeni bir göç dalgası başlattığını belirtti. Daha önceki yıllarda yaşanan göç dalgalarından bahseden Erdoğan, son olarak Afganistan’da yaşanan gelişmelerin ardından yaşanan göç dalgasına değinen Erdoğan, “Türkiye, elbette isteyenin istediği gibi elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği, dilediği gibi hareket edebileceği sahipsiz bir ülke değildir. Devletimiz öncelikle 84 milyon vatandaşının güvenliğinden ve refahından sorumludur. Bununla birlikte biz sadece kendimizi düşünerek kapımıza gelenlere sırtımızı dönecek cibilliyette, karakterde bir toplum değiliz” dedi.

Türkiye’nin halihazırda 3,6 milyonu Suriyeli sığınmacı, 1 milyon 100 bini ikamet sahibi yabancı ve 314 bini uluslararası koruma kapsamındaki misafir olmak üzere yaklaşık 5 milyon kişiye ev sahipliği yaptığını belirten Erdoğan, “Bunun yanında düzensiz göçmen diye isimlendirdiğimiz sınırlarımızdan kaçak giriş yapan kişiler de mevcuttur. Sınır güvenliğimizi artırmak için bir süredir devam ettirdiğimiz çalışmaları hızlandırdık. Özellikle İran sınırımızı göç, kaçakçılık ve terör faaliyetlerine karşı güvenlik duvarı, kanal ve elektronik sistemle kontrol altına alma çalışmalarında sona gelmek üzereyiz” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, “Aldığımız tedbirler sayesinde ülkemizde 2019 yılında 455 bin olan göçmen sayısını 2020 yılında 122 bine indirdik. Bu yılın ilk 7 ayında da 77 bin düzensiz göçmeni yakaladık. Son 3 yılda yakaladığımız düzensiz göçmenlerin yaklaşık yarısı Afganistan uyrukludur. Halen ülkemizde yaklaşık 180 bini kayıtlı ve 120 bini kayıtsız olmak üzere toplamda 300 bin civarında Afganistanlı olduğunu biliyoruz. Ana muhalefetin dediği gibi, ana muhalefetin yanındaki muhaliflerin dediği gibi 1,5 milyon Afganlı ülkemizde yok. Bunların hepsi yalan. Bu yalanlara milletçe inanmayalım” şeklinde konuştu.

Amerika’nın Afganistan’dan çekilmesi sonrasında Afganistan’da inisiyatif üstlenme konusunda çeşitli görüşmeler yaptıklarını, henüz bu görüşmeler neticelenmeden Taliban’ın ülkenin neredeyse tamamını kontrol altına aldığını kaydeden Erdoğan, “Bizim gayemiz öncelikle bu ülkenin istikrarı ve güvenliği olduğu için gerekirse Taliban’ın kuracağı hükümetle de görüşüp ortak gündemlerimizi konuşacağız” dedi.

“Türkiye elbette yolgeçen hanı değildir”

Afganistan’da çeşitli sebeplerden dolayı bulunan 5 bin vatandaştan geri dönmeyi talep eden 500’ü ile 83 yabancının Türkiye’ye getirildiğini söyleyen Erdoğan, “Halen dönüş için sıra bekleye ve sayıları 300’ün altında olan vatandaşlarımızı da en kısa sürede ülkemize nakledeceğiz” diye konuştu.

Düzensiz göçmenlerin ülkede yol açtığı huzursuzluğun farkında olduklarını söyleyen Erdoğan, “Esasen dünyada bu kadar sığınmacıyı barındırıp da bu kadar az asayiş sorunu ile karşılaşan başka bir ülke yoktur. Münferit bir takım hadiselerin medya ve sosyal medya vasıtasıyla farklı boyutlarda taktim edilmesini iyi niyetli bulmuyoruz. Muhalefetin bu konudaki söylemlerini de tehlikeli ve art niyetli olarak değerlendiriyoruz. Türkiye elbette yolgeçen hanı değildir. Bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, düzenine uymayanların kaos çıkartacak tavırlar sergilemesine asla izin vermeyiz. Zaten bu tür tavırlar içine girenler derhal yakalanarak sınır dışı edilmektedir. Ülkemizde hukuk herkes içindedir. Misafirlerimiz de bunun dışında değildir. Ancak sığınmacıları ve düzensiz göçmenleri kendi kirli gündemlerine meze etmek isteyenlere de göz yummayız. Hele hele kamu güvenliğini tehdit edecek şekilde bu insanların hayatlarına kastedenleri, yağmaya yeltenenleri asla affetmeyiz” şeklinde konuştu.

Erdoğan konuşmasının sonunda Avrupa’ya seslenerek şu ifadeleri kullandı:

“Milyonlarca insanın cazibe merkezi haline gelen Avrupa, sırf kendi vatandaşlarının güvenliğini ve refahını korumak için sınırlarını sert bir şekilde kapatarak bu sorunun dışında kalamaz. Üstelik Avrupa bu tutumu ile sadece uluslararası hukuku ihlal etmekle kalmıyor, insani değerlere de sırtını dönüyor. Türkiye’nin, Avrupa’nın mülteci ambarı olmak gibi bir görevi, sorumluluğu, mecburiyeti yoktur. Biz ülke olarak sınırlarımızı güçlü bir şekilde kapattıktan ve mevcut düzensiz göçmenleri evlerine gönderdikten sonra bu insanların diğer kanallardan nereye gidecekleri kendi bilecekleri iştir. Ülkemizdeki Suriyeliler konusu da farklı bir konudur. Bu insanlardan, dilimizi öğrenerek, mesleki yeteneklerini geliştirerek, sosyal uyumu sağlayarak ülkemizde kalacak elbette olacaktır. Bunu başaramayanların kendi ülkelerindeki durumun iyileşmesine paralel şekilde evlerine dönüşlerine yardımcı olmak da bizim kendi vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereğidir.”

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.