Haber Manşet Gazetesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Yeni diye ortaya sürülen her sözde oluşum AK Parti’ye olan ihtiyacı teyit ediyor”

POLİTİKA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yeni diye ortaya sürülen her sözde oluşum sadece AK Parti’ye olan ihtiyacı teyit ediyor, onun ötesinde bir işe yaramıyor. Davası inancı olmayanın, davası milleti olmayanın, davası ülkesi olmayanın sonu her zaman hüsran olmaya mahkumdur. Bunların hiçbiri bizi zerre kadar ilgilendirmiyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yeni diye ortaya sürülen her sözde oluşum sadece AK Parti’ye olan ihtiyacı teyit ediyor, onun ötesinde bir işe yaramıyor. Davası inancı olmayanın, davası milleti olmayanın, davası ülkesi olmayanın sonu her zaman hüsran olmaya mahkumdur. Bunların hiçbiri bizi zerre kadar ilgilendirmiyor” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, parti genel merkezindeki AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katıldı. Toplantıda konuşan Erdoğan, 7’nci büyük kongre sürecinin uygun şekilde ilerlediğini belirterek, “Geçtiğimiz hafta sonu yaptığımız ilçe kongrelerini veya yapacağımız ilçe kongrelerini özellikle de şehitlerimiz sebebiyle erteledik. Bunun dışında her şey kendi mecrasında yürüyor. Belde kongrelerimizi zaten tamamlamıştık. Şu ana kadar 181 ilçe kongremizi de bitirdik. Bazı ilçelerimizde mevcut başkanlarımız devem ederken bazılarında da bayrak nöbetini yeni isimler devraldı. Milletin partisi olan AK Parti’yi yine milletimizin gösterdiği istikamette yenileyerek, büyüterek yolumuza devam edeceğiz. Türkiye’nin bugün geldiği seviyenin mimarı olan AK Parti karşılaştığımız her durumda geleceğin de partisi olduğunu ispatlıyor. Cumhur İttifakı olarak ülkemize kazandırdığımız yeni yönetim sistemi her geçen gün daha güçlü bir şekilde oturuyor. Karşımızdakilerin her davranışı, her tutumu Türkiye’nin AK Parti’nin hizmetlerine daha uzun yıllar boyunca ihtiyacı olduğunu tekrar tekrar teyit ediyor” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de sırf AK Parti’ye ve şahsımıza olan düşmanlığı sebebiyle ülkemizin her meselesinde karşı tarafın safında yer alan bir kesim var” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Öyle ki bu kesim sırf bizim zarar görme ihtimalimize binaen ülkemizin en hayati mücadelelerinde dahi sözleri ve tutumlarıyla düşmanlarımızı sevindirmekten çekinmiyor. Bunların en başında da CHP zihniyeti geliyor. Bölücü örgütün güdümündeki partiyle kurduğu ittifakı artık gizlemeyen CHP ekibi toplantılarda okunan İstiklal Marşı’na katılmayı keserek yeni dönemde takip edeceği yolu da göstermeye başladı. CHP’nin başındaki zat ve şürekasının kendilerine verilen görev gereği hakaret ve iftira çıtasını yükselterek ülkemizde yeni bir kamplaşma dalgası oluşturmanın peşinde koştuklarını biliyoruz. CHP kasıtlı bir şekilde kutuplaştırmayı derinleştirerek, insanlarımızın hassasiyetlerini kaşıyarak, kışkırtarak çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Maalesef milli iradenin tecelligahı olan Meclis kürsüsünü de bu sinsi ve kirli oyuna alet etmekten çekinmiyorlar. Milletimize olan saygımız gereği verdiğimiz cevaplar CHP ve başındaki zat aracılığıyla sahnelenen tezgahı görmediğimiz anlamına gelmiyor. Partimize ve şahsımıza olan kinleri sebebiyle sadece belirli televizyon kanallarını seyredip sadece belirli gazeteleri okuyanlar bu bühtanların gerçek olduğunu sanıyorlar. Tek bir kare, tek bir kelime, tek bir an üzerinden gerçekle ilgili olmayan sloganlar üretip birbirlerini gaza getirenleri biraz üzüntü, biraz da acımayla seyrediyoruz. Bunların çoğu 17 yıldır AK Parti’nin ve bizim yıkılmamızı bekleyerek gençlikten orta yaşa, orta yaştan ihtiyarlık çağlarına ulaştılar. Halbuki bu ham hayallerini beklemek için harcadıkları zamanı ve enerjiyi hayırlı bir işe vakfetseler belki halkın gönlüne girme şansları da olabilirdi. Ama onlar kalpleri kazanmaya çalışmak yerine kinlerini köpürtmeyi tercih ettikleri için kendi ürettikleri nefret bataklığında çırpınıp durdular” açıklamasında bulundu.

Türkiye’de istikbal için hayaller kurabilme, bunu projelendirme, planlama, hayata geçirme kabiliyetine ve iradesine sahip tek partinin AK Parti olduğunu aktaran Erdoğan, şunları söyledi:

“Bu vasfımızı sürdürdüğümüz müddetçe Allah’ın izniyle milletimiz ülkeyi yönetme sorumluluğunu asla bizden almayacaktır. Milletimizin siyaset mühendisliklerine de, içeride ve dışarıda yazılan senaryolara da, karalama ve korkutma üzerine kurulu eski dönem siyaset yöntemlerine de artık karnı toktur. Tıpkı ipteki cambaz, sirkteki palyaço, sahnedeki komedyen misali herkes bu kumpanyayı seyreder ama gösteri bittiğinde her şey orada kalır. Halbuki ülkeye ve millete hizmet etmek için yürünen yol uzundur, meşakkatlidir, dirayet ve sabır gerektirir. Yeni diye ortaya sürülen her sözde oluşum sadece AK Parti’ye olan ihtiyacı teyit ediyor, onun ötesinde bir işe yaramıyor. Davası inancı olmayanın, davası milleti olmayanın, davası ülkesi olmayanın sonu her zaman hüsran olmaya mahkumdur. Bunların hiçbiri bizi zerre kadar ilgilendirmiyor. Çünkü bizim önümüzde 2023 hedeflerimiz gibi 2053 ve 2071 vizyonlarımız gibi hala aşılamamış bir ufuk var. Kongre sürecimizi bu bakımdan önemli bir fırsat olarak görüyorum. Önümüzdeki dönemde yeni bir heyecanla yeni kadrolarla yeni hedeflerle milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz.”

İl başkanlarına “Lütfen kadrolarınızı oluştururken o ilin, o ilçenin kanaat önderlerini bulun” çağrısını bir kez daha yineleyen Erdoğan, “Aynı heyetlerle, aynı ekiplerle yürümeye mecbur değiliz, mahkum da değiliz. Dinamik bir yapı ile yolda yürümeye mecburuz. Bunun için de tabii arayışların ideal olması lazım. İlçelerimizde, illerimizde ne yapacağız, Ömerleri, Haticeleri, Ayşeleri bulacağız dedik. Kadrolarımızı bu şekilde oluşturup, delegelerimizin önüne böyle çıkacağız dedik. Bunu derken mevcut kadroları tamamen tasfiye edelim böyle bir şeyin de gayreti içerisinde değiliz. Enerjisi olan, çalışan, çalışabilen bu arkadaşlarımızla yolumuza devam edeceğiz” dedi.

Türkiye’nin güvenlikten ekonomiye kadar çok önemli gündem konularının olduğunu belirten Erdoğan, kentsel dönüşüme dikkat çekerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bunların arasında asla ihmal etmemiz gereken hususlardan biri de, tabi afetlere hazırlık meselesidir. 24 Ocak’ta yaşadığımız 41 vatandaşımızın hayatını kaybettiği Elazığ ve Malatya depremlerinin ardından 23 Şubat’ta Van’da yeni bir deprem felaketine maruz kaldık. Van’ın Başkale ilçesinde etkili olan İran merkezli bu depremde 10 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ayrıca hemen her gün büyüklü küçüklü pek çok deprem yaşıyoruz. Her deprem haberi bize ülkemizin yüzleştiği potansiyel tehdidi bir kez daha hatırlatıyor. Ülkemizin gerçekten sorunlu bir yapı stokuna sahip olduğunu biliyoruz. Özellikle 20 yıldan daha eski binaların büyük bir bölümü depreme karşı dayanıksızdır. Bunun için kentsel dönüşüm projelerine özel ehemmiyet veriyoruz. Nüfus yoğunluğunun hat safhada olduğu İstanbul başta olmak üzere ülkemizin her yerinde bina altyapımızda radikal değişikliklere gitmek mecburiyetindeyiz. Bugün bizim küçük çıkan hesaplarıyla yıkmaktan veya gerektiği şekilde güçlendirmekten imtina ettiğimiz her yapıyı depremin yerle bir edeceği açıktır. Tedbiri kendimiz aldığında sadece maddi bedel ödüyoruz. Buna karşılık aynı binayı deprem yıktığında yüreğimizi yakan can kayıpları ve çok büyük meblağları gerektiren maddi faturalarla karşı karşıya kalıyoruz. Son bir asırda 57 büyük deprem yaşamış ve 80 bin vatandaşını kaybetmiş bir ülke olarak bu konuda rehavete kapılma hakkına sahip değiliz. Kentsel dönüşüm de devlet taraflardan sadece biridir. Bakanlıklarımız ve ilgili kurumlarımız bu konudaki planlamalarını zaten tamamlamış durumdadırlar. Belediyelerden vatandaşlarımıza kadar sürecin tüm tarafları bu yükü paylaşmadan arzu ettiğimiz hızda bir dönüşümü gerçekleştiremeyiz. Yatay mimari esasına göre dönüşüm yapmak için tüm tarafların fedakarlıkta bulunması gerekiyor. Örneğin 3 katlı binayı yıkıp yerine sadece 4 katlı bir bina yapacaksak burada hem belediyenin hem mal sahiplerinin ellerini taşın altına koyması şarttır. Mesela 40 yıllık yüz metrekare dairemi vereyim ama karşılığında yepyeni 150 metrekare daire alayım dayatmasına girdiğinizde bu işin içinden çıkılamaz. Devlet her işini gücünü bir tarafa bırakıp tüm imkanlarını konut yapımına hasretse bile bu işin altından kalkılabilmesi çok uzun yılları alacaktır. Kentsel dönüşümün yükünü hep birlikte paylaştığımızda kısa sürede temel sıkıntıları çözebiliriz. Aksi takdirde yıllarca bu meseleyi konuşuruz ama bir arpa boyu yol ancak katederiz. İnşallah önümüzdeki dönemde bakanlıklarımızla, belediyelerimizle, vatandaşlarımızla el ele vererek ülkemizin bu önemli meselesinin üstesinden geleceğimize inanıyorum.”

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.