Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Savunma sanayisindeki temel amacımız, kendi imkânlarımızla üretebileceğimiz hiçbir ürünü dışarıdan temin etmemek ve yerlilik-millilik oranlarımızı sürekli artırmaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Savunma Sanayii Yetenek Yönetimi Zirvesi programına katıldı. Yılmaz, Türkiye’nin savunma sanayisinin ekonomik büyüme, güvenlik ve küresel rekabet üzerindeki etkisini vurguladı. Savunma Sanayi Başkanlığı bünyesinde kurulan Savunma Sanayi Akademisi’nin yenilikçi projelerin hayata geçirilmesinde ve teknolojik üstünlük sağlanmasında önemli bir adım olduğunu belirten Yılmaz, savunma sanayiinde yerli ve milli üretim oranlarının artırılmasının Türkiye’nin bağımsızlığını güçlendireceğini ifade etti. "Savunma sanayisindeki temel amacımız, kendi imkânlarımızla üretebileceğimiz hiçbir ürünü dışarıdan temin etmemek ve yerlilik-millilik oranlarımızı sürekli artırmaktır" diyen Yılmaz, geçmişte elde edilen deneyimlerin savunma ürünlerinin tasarım ve üretiminde tam bağımsızlığın gerekliliğini ortaya koyduğunu belirtti. Yılmaz ayrıca, Türkiye’nin bölgesel jeopolitikte ve küresel güvenlik dinamiklerinde söz sahibi olmanın yanı sıra, savunma alanında daima hazırlıklı olması gerektiğini ifade etti. Savunma sanayii ekosisteminin 3 binden 500’den fazla firma ve 90 bin çalışanıyla ülke ekonomisine önemli katkılar sağladığını kaydeden Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığı sayesinde savunma sanayii yerli üretim oranının yüzde 20’lerden yüzde 80’lere ulaştığını açıklayarak, "Bu, Türkiye’nin sahada elde ettiği başarıların bir göstergesidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin insansız hava araçları ve diğer savunma sistemlerinin tasarımı, üretimi ve satışında dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasında yer aldığını belirtti. Kara ve deniz savunma araçları alanında da kendi savaş gemisini tasarlayıp inşa edebilen 10 ülkeden biri olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Milli savunma projesi sayımız ise bini aşmış durumda" diyerek Türkiye’nin küresel savunma pazarındaki yerini pekiştirdiğini kaydetti. 2024 yılı içerisinde 171 farklı ülkeye yapılan ihracatın Türk savunma sanayiinin uluslararası alandaki etkisini gösterdiğini ifade eden Yılmaz, "Defence News Top 100 for 2024" araştırmasına göre Türkiye’den ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, MKE ve ASFAT gibi beş firmanın dünyanın en büyük 100 savunma şirketi arasında yer aldığını belirtti. Savunma sanayi başarılarının arkasında mühendislerin, teknisyenlerin ve araştırmacıların emeği olduğunu vurgulayan Yılmaz, Türkiye’nin inovasyon ve Ar-Ge alanındaki yetkinliklerinin önemine dikkat çekti. Yılmaz, bunun arkasında teknokentlerden organize sanayi bölgelerine, üniversitelerden AR-GE merkezlerine kadar insan kaynağının akıl ve alın terinin bulunduğunu ifade etti. "Bu nedenle Milli Yetkinlik Hamlesi ile insan kaynağı kalitemizi daha da ileri seviyelere taşıyacağımıza inanıyorum" diyen Yılmaz, savunma sanayiinin geleceği için çok disiplinli ve esnek düşünme yeteneklerine sahip genç nesillere ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Yılmaz, "Teknolojik gelişmelerin hızlı bir şekilde ilerlediği bu dönemde çalışanların sürekli öğrenmeye ve gelişime açık olmaları gerekiyor" dedi. Özellikle yapay zeka uzmanları, veri bilimcileri ve siber güvenlik profesyonellerinin savunma sanayinin geleceğinde kritik roller üstleneceğine dikkat çeken Yılmaz, Savunma Sanayi Akademisi’nin üniversiteden yeni mezun olan gençlerin yanı sıra lise ve üniversite öğrencilerine, genç profesyonellere ve sektör uzmanlarına yönelik çeşitli eğitim programları sunacağını belirtti. Yılmaz, bu akademinin gençlerin büyük teknolojik problemleri çözme konusunda yetkinlik geliştirme fırsatları sunacağını ifade etti.
Yılmaz, tüm paydaşların görüşlerinin değerli olduğunu vurgulayarak, Türkiye Yüzyılı’nda öncü konuma ulaşmak için iş birliğinin önemini vurguladı. Yılmaz, "Türkiye’nin savunma sanayiindeki başarılarının diğer sektörlere de yansıyarak bir kalkınma modeli haline geldiğine hep birlikte şahitlik ediyoruz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.