Samsun Üniversitesi Düşünce ve Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (DÜSAM) Öteki Buluşmalar programına katılan Özgür Dikmen, “Gettonun kuruluş amacı Yahudilerin bir şekilde o topraklarda devamlılığını sağlamaktır” dedi.
DÜSAM, Öteki Buluşmalar 2020 Güz Dönemi kapsamında Vefa Can Kaya’nın moderatörlüğünde Özgür Dikmen’i ağırladı. Online bir platform üzerinden gerçekleştirilen programda “Modern Yahudi Kimliğinin Oluşumu: Din ve Tarih Problemi” başlığı altında Dikmen, gerçekleştirdiği sunumuyla değerlendirmelerini izleyenlerin dikkatine sundu.
Yahudilik meselesine bakışlara dair problemlerden söz ederek konuşmasına başlayan Dikmen, “Bizim Türkiye’dekiler olarak Yahudilik meselesine bakışımızda birtakım sorunlar mevcut. Tabii, sadece bize has sorunlar değil, dünyanın çeşitli yerlerinde Yahudilik, Yahudi, Yahudi tarihi, Siyonizm meselelerine bakışlarda problemler mevcut. Ben biraz daha birtakım kavramları sorgulayarak, birtakım kavramları teşrih ederek bu meseleye geleceğim. Başlıkta da geçtiği üzere Yahudi kimliği meselesi, Yahudi dini meselesi, Yahudi tarihi kavramlarına dair bir şeyler söyleyeceğim ve bunları yaparken de tabii Avrupa Yahudi modernleşmesi üzerinden konuşmuş olacağım” diye konuştu.
“Gettonun kuruluş amacı Yahudilerin bir şekilde o topraklarda devamlılığını sağlamaktır”
Yahudi tarihinin en ciddi meselesi olarak gösterilen “getto” kavramını açıklayarak sözlerine devam eden Dikmen, “Yahudi tarihinin en ciddi meselelerinden, olaylarından bir tanesi gettodan çıkış meselesidir. Özellikle Avrupa Yahudi tarihini göz önüne aldığımız zaman Yahudi modernleşmesinin başlangıcı diyebiliriz gettodan çıkış meselesine. Yani zaten pek çoğumuzun zihninde, özellikle de bu Hollywood yapımlarından kalan Yahudilerin getto ile özdeşleşmesi meselesi vardır. Yani getto nedir? Aslında 16’ncı yüzyılda Venedik’te ortaya çıkmıştır getto; ki oradaki bir mahallenin adıdır ve İtalya’da daha çok kullanılmış bir sistemdir ve temelinde de Yahudilerin toplumdan ayrı olarak kendi içlerinde kapalı bir mekânda yaşamlarını devam ettirmeleri vardır. Şimdi ilginçtir; gettonun bizde özellikle İkinci Dünya Savaşı’nda Holokost ile birlikte çok olumsuz çağrışımları vardır. Yani Yahudilerin dışlanması olarak görülür getto. Ama aslında sadece böyle değildir. Hatta öyle ki İtalya’da bu gettonun kuruluşunda temel mesele, yani gettoyu kuran Medici ailesinin kafasındaki temel mesele, Yahudilerin bir şekilde o topraklarda devamlılığını sağlamaktır. Yani Yahudileri bir nevi korumaya almaktır. Tabii bu koruma meselesi bir süre sonra problemli bir şeye dönüşmüştür. Yani siz bir yandan Yahudileri topraklarınızdan sürmek istemiyorsunuz, bir yandan da toplumla çok fazla karıştırmak istemiyorsunuz. Yani neden sürmek istemiyorsunuz? İşte birtakım ticari networklerinden falan faydalanıyorsunuz falan derken getto gibi bir sistem ortaya çıkmıştır” şeklinde konuştu.
“Talmud’da getto kapılarının içeriden kilitlendiği yazılıdır”
Gettonun Yahudiler tarafından kabullenildiği, hatta benimsendiği ve sürdürüldüğü bir şey olduğunu anlatan Dikmen, ayrıca şunları söyledi:
“Bunun da temelinde ne vardır? Yani getto sınırları içerisinde Yahudi geleneğinin daha kolaylıkla sürdürülebilmesi gibi bir gerçeklik vardır ki, getto duvarları arasında Yahudilerin, kamusal bir din olarak Yahudiliğin tam anlamıyla uygulanması söz konusudur. Yani Yahudi şeriatının tam anlamıyla sürdürülebilmesi söz konusudur. Bu yüzden mesela Yahudilerin en büyük fıkıh kaynağı diyebileceğimiz Talmud’da getto kapılarının içerden kilitlendiği yazılıdır. Yani getto yalnızca Hristiyanların empoze ettiği bir şey değildir. Ama şunu bizim temelde düşünmemiz gerekir. Özellikle modernite öncesinde, yani önce 18’inci yüzyıl öncesinde Yahudilerle Hıristiyanların ayrı mahallerde yaşamaları zaten sürekli devam edegelmiş bir pratiktir. Tabii Hıristiyanlar açısından Yahudilerin dışlanması gibi bir gerçeklik söz konusu iken, Yahudiler açısından da sürgünün devam ettirilmesine dair fonksiyonel bir yönü vardır. Yani sürgün nasıl devam ettirilir? Yahudi Şeriatı ancak Yahudiler arasında uygulanarak ve Yahudilerin egemen olmadığı bir ortamda devam ettirilebilir. Yahudi tarihi içerisinde en temel mantalitenin sürgün meselesi olduğunu söyleyebiliriz.”
"Modern Yahudi Kimliğinin Oluşumu: Din ve Tarih Problemi" başlıklı konuşma, dinleyenlerin aktif katılımı, soru ve katkılarıyla sona erdi.