Irak’ın Erbil kentinde 2014 yılında aynı şirkette çalıştıkları esnada bir işi kazası sonrası hayatlarını kaybeden iki kardeş hakkında mahkeme tarafından verilen kararlar şaşırttı. Açılan davalarda mahkeme tarafından verilen kararlar ile kardeşlerden birinin ölümü ’iş kazası’ olarak kabul edilirken, diğerinin ölümü iş kazası olarak kabul edilmedi. Aynı olay hakkında verilen birbirine tamamen zıt kararlar ailenin ve ailenin avukatının tepkilerine yol açtı.
Olay, 28 Aralık 2014 tarihinde Irak’ın Erbil kentinde meydana geldi. Erbil ile Selahaddin şehirlerarası karayolunda bulunan tünelin yapım ihalesi bir Türk firma tarafından alındı. Firmaya bağlı işçilerin tünel inşaatında demir bağladıkları sırada tünel inşaatının çökmesi sonucu Ordulu 3 işçi hayatını kaybetti. Hayatlarını kaybeden işçilerden Ahmet ve Mehmet Şahin kardeşler, Çamaş ilçesinde toprağa verildi.
Ancak kardeşlerin ailesi tarafından açılan mahkeme ilginç bir şekilde sonuçlandı. Mahkeme Kardeşlerden Mehmet Şahin’in ölümüne ’iş kazası’ olarak hükmederken, aynı kazada kendisi ile birlikte hayatını kaybeden kardeşi Ahmet Şahin’in ölümünü ise iş kazası olarak kabul etmedi. Verilen karar, aile ve avukatların tepkisine yol açtı.
"Şirket iş kazası olduğunu bildirmemiş"
Ailenin avukatı Ahmet Canbaz, ölüm olayı üzerine işveren şirket aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtıklarını, ancak işveren şirketin, vefatları Sosyal Güvenlik Kurumu’na iş kazası olarak bildirmemesi üzerine, kazanın iş kazası olduğunun tespiti için dava açmak zorunda kaldıklarını söyledi. Avukat Canbaz, “Açtığımız tespit davalarında Anakara 27. İş Mahkemesi, kazada ölen Mehmet Şahin’in iş kazası sonucu hayatını kaybettiğine hükmetti. Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin verdiği bu kararı onadı ve kazanın iş kazası olduğuna hükmetti. Daha sonra davalı işveren tarafından söz konusu karar temyiz edilerek Yargıtay’a gönderildi. Yargıtay 27. Hukuk Dairesi’nin yerel mahkeme ve bölge adliye mahkemesinin vermiş olduğu kararı onamak sureti ile söz konusu kazanın iş kazası olduğu yönündeki karar kesinleşmiş oldu” dedi.
“Aynı kazada hayatını kaybeden diğer kardeşe farklı karar”
Aynı kazada ve aynı tarihte hayatını kaybeden, aynı anda toprağa gömülen kardeşlerden Ahmet Şahin hakkında ise farklı bir karar verilmesinin kendilerini şoke ettiklerini ifade eden Avukat Ahmet Canbaz, “Ahmet Şahin ile ilgili açmış olduğumuz tespit davasında Ankara 25. İş Mahkemesi, 27. İş Mahkemesi tarafından verilen karara benzer bir karar vererek kazanın iş kazası olduğu yönünde karar verdi. Söz konusu karar davalı şirket tarafından itiraz edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından kazanın iş kazası olduğu onandı ve yerel mahkeme kararına uyuldu. Bu kez davalı şirket yetkilileri tarafından karar temyiz edildi. Ancak bu kez dosya temyiz incelemesi için Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’ne gönderildi. Yargıtay 10.Hukuk Dairesi yapmış olduğu inceleme sonucu, kazanın iş kazası olmadığını beyan ederek Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin ve Ankara 25. İş Mahkemesi’nin kazanın iş kazası olduğu yönündeki kararını bozdu” şeklinde konuştu.
“Yargıtay’ın iki farklı dairesi tarafından verilen bu kararlar hukukumuzun ne hale geldiğini gösteriyor”
Av. Canbaz şunları söyledi:
“Bu bozma kararı üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’ne, kazanın iş kazası olarak tespitine ilişkin Mehmet Şahin hakkında verilen ve kesinleşen hükmü emsal göstermek sureti ile maddi hatanın düzeltilmesini talep etmiş isek te bu talebimizde reddedilmiş ve Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin bozma kararı üzerine bu kez Ankara 25. İş Mahkemesi tarafından Ahmet Şahin‘in öldüğü kazanın iş kazası olmadığına hükmedilmiştir. Yargıtay’ın iki farklı dairesi tarafından verilen bu kararlar ile aynı şirketin aynı işinde çalışan, aynı iş kazasında ölen iki kardeşten birinin geçirdiği kaza iş kazası olarak kabul edilirken diğerinin geçirdiği kaza iş kazası olarak kabul edilmemiştir. Verilen bu kararlar ile ekonomik olarak zaten zor durumda bulunan müvekkillerin maddi ve manevi zararları daha da artırılırken yargı kararı ile alabileceğimiz tazminatların neredeyse 3’de birine bizlere anlaşma teklif eden holdingin ekmeğine maalesef yağ sürülmüştür. Bir hukukçu olarak bu durumu ölenlerin ailelerine açıklayamadığımız gibi Yargıtay’ın iki farklı dairesi tarafından verilen birbirine tamamen zıt bu kararlar, hukukta reform tartışmalarının yaşandığı son günlerde hukukumuzun ne hale geldiğini gösteren üzüntü verici bir durumdur.”