Bu CHP gerçekten enteresan bir parti. Bu tespiti, üyesi olduğum partimi olumsuzlamak için değil bir tespit olsun diye söylüyorum. 

Bakıyorsunuz karşımıza keskin devrimci bir parti çıkıyor, sonra birden bu parti muhafazakarlaşıyor. Belediye tesislerinden içkiyi kaldıracağım diyor, milliyetçi oluyor. Yeri geliyor imam çağırıp makam odasında Kur’an okutuyor. 

Hem Hrant Dink’in anmasına katılıyor hem Hrant Dink’in katiline övgüler düzen ırkçı bir sözde şairin şiirlerini Meclis kürsüsünden okuyor hem de Pir Sultan’la aynı cümle içinde kullanarak. 

Dahası var. Örneğin bir milletvekilinin paylaşımlarına bakıyorum hem 68 kuşağının devrimci önderlerinin cenazesine katılıyor hem Mehmet Şevki Eygi’nin cenazesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte saf saf, saf tutuyor. Tamam ölünün arkasından konuşulmaz ama Kanlı Pazar’ın hazırlayıcılarından ve Türkiye sol/sosyalist hareketi için pek de iyi şeyler çağrıştırmayan hatta simgeleşen birinin cenazesine katılmak neyin nesidir? 

Adama sormazlar mı bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye? Merak etmeyin sormuyorlar. Biz dikkat çekmesek kimsenin aklına geleceği de yok. 

BİZ 9 KİŞİYDİK
BAŞKAN, KONSOLOS...

Laf solculuktan açılmışken geçen bir paylaşım gördüm. Şişli’nin demokrat, devrimci, solcu, halkçı, şeffaf... (jargondan aklınıza başka ne geliyorsa ekleyebilirsiniz) belediye başkanı, Meksikalı devrimci Emiliano Zapata’nın 140. doğum günü için düzenlenen törene katılmış. Töreni muhtemelen Meksika devleti düzenliyor. 

Toplu çektirilmiş bir fotoğraf paylaşmış sayın Başkan. Ben üşenmedim saydım (zaten sayması zor olmadı) tam 9 kişi katılmış. (Tam bu noktada kraldan çok kralcı bir cengaverin çıkıp “hayır 9 kişi değildik 13 kişiydik” falan demesini bekliyorum) 

Genelde tarihe mal olmuş kişiler, sanatçılar ve diğer unutulmayanlar ölüm yıldönümlerinde anılırlar. Son dönemlerde doğum günleri de icat edildi. Muammer Başkan da özellikle devrimcilik, solculuk konusunda çok hassas olduğu için bu doğum günü anmasına katılmayı ihmal etmemiş. 

Saygı duruşunda ayaklarını komutanın karşısında esas duruş bekleyen bir asker gibi birleştirip, ellerini de yine aynı asker gibi bacaklarına yapıştırmak yerine şöyle sol yumruğunu kaldırsa daha iyi olurmuş ama olsun yine de burada mühim olan başkanın solculuk yapması. Önemli olan işlevi. 

Sahi aynı başkan kısa süre önce yine bir başka devrimci olan Che Guevera’yla dalga geçen Okan Bayülgen’i kabul etmişti de “televizyonların asi çocuğu Sevgili Okan” diye paylaşmıştı. Görüşmeden birkaç gün sonra Başkanın “Sevgili Okan’ı” bir saray güzellemesi patlatmasın mı sosyal medyada.  Vallahi Sayın Başkanım ben bile bozuldum bu duruma. Sayın Başkan, bunlar kimin atına binse onun türküsünü söylerler. Ne gereği var böylelerine kıymet veriyorsun. 

Neyse, biz yine konumuza dönelim. CHP vekillerine sormadıklanı gibi Muammer Başkan’a da kimse “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” diye sormuyor. Biz dikkat çekmesek kimsenin aklına bile gelmez. Zaten aklına gelen de “başıma birşey gelir” diye söylemez. 

DEVRİM OLMUŞ HABERİMİZ YOK
CHP’deki tablo şöyle:
İl başkanı çocukluğundan beri solcu, milletvekili damardan solcu, belediye başkanı enternasyonel solcu. 

Hiçbiriniz de beni uyarmıyorsunuz 31 Mart’ta demokratik devrim, 23 Haziran’da da sosyalist devrim olmuş da haberimiz yok. 

İşin esprisi bir tarafa popülizm işte böyle birşey. Daha fazla oy almak, daha fazla gündemde kalmak anlaşılabilir birşey belki ama sizce de CHP kantarın topuzunu fazlasıyla kaçırmadı mı?

ZAPATA’YA SAYGIYLA
Zapata yoksul ve eğitimsiz bir devrimciydi. Bir metin yazmasını bile bilmezdi. Buna karşın “toprak ve özgürlük” diyen milyonlarca Meksikalının umudu olmuştu. 
Sadece Meksika’nın değil tüm dünya yoksullarının başkaldırı simgesidir Zapata. Onun heykelinin İstanbul’un gelir seviyesi en üst bölgelerinden olan Maçka’da, sanat temalı bir parkta ne işi var diye insan sormadan edemiyor. Ya da ben çok kötü niyetliyim. Başkanlarımızdan biri yoksulların ve köylülerin direnişini, başkaldırısını 100 yıl sonra İstanbul’un zenginlerine tanıtmak, hatta onları korkutmak için bunu yapmış olabilir. Bilen biri varsa beni aydınlatsın.

Biz yine de “diz çökerek yaşamaktansa ayakta ölmek yeğdir” sözüyle belleklerimize kazınan Zapata’yı saygıyla analım. Eleştirimizden dolayı da Muammer Başkan’ın hoşgörüsüne başvuralım. 

Kalın Sağlıcakla 
Nurhan