Bunlar '' Özlemlerimiz '' i de çalar mı anne?

Bomboş kaldı kutsallık kokan baba ocağımız,

Bomboş kaldı sevgi - şefkat kokan ana kucağımız.

Her şey yabancı, herkes yalancı anne.

Bize ne oldu anne? Sakın büyüdün oğlum deme sakın.

Biz ve bizler büyümedik anne.

Bizler küçük kaldığımız için sahip çıkamadık bayramlarımıza, kutsallarımıza, geleneklerimize, göreneklerimize anne.

Sen demiyor muydun '' küçükler çaldırır'' diye anne. Bak işte biz de küçük kaldığımız için ellerimizdekileri, kalbimizdekileri çaldırdık anne.

Seni çok özledim anne,

Bana şefkatle - sevgiyle bakan o üzüm karası gözlerini,

Kızdığında bile merhamet kokan o ses tonunu özledim anne. 

Senin sevgi kokan ellerinle saçlarımı okşadığın,

Zeytin yağlı sabunla kirlenen bedenimi ellerinle  bakır leğende yıkadığın günleri özledim.

Gözlerime sabun kaçtığı için hıçkıra hıçkıra ağladığım günlerde '' sus be çağam ..'' deyişini özledim.

Gözlerimi , gözlerimdeki samimi göz yaşlarımı çaldılar anne.

Her banyo sonrasında , saçlarımı okşayıp '' bak babası benim oğlum mis olmuş '' diyerek yüreğime inen anne sevgisini çok özledim.

Sevgimi çaldılar anne,

'' Yitik sevgi '' mi arıyorum.

Bayramlarımız çok değişti anne , bayramlıklarımız da ,

Büyüklerin elleri , küçüklerin yanakları öpülmüyor artık anne.

Bayram namazları sonrası ziyaret edilen kabristanlar yok artık.

Dedelerimiz , ebelerimiz kaldı çok gerilerde anne.

Küçük çocuklar dolaşmıyor kapı kapı bayram şekerleri için,

Büyükler kapıları açmıyor çocuklarla bayramlaşmak için anne.

Sanki bu yazdıklarımın hiç birini yaşamamışlar,

Bayramlarda '' yetim sevgisi '' ni arıyorum bom boş kalan yürekler de anne.

Kimse bayramlaşmıyor,

Kimse komşularının halini - hatırını sormuyor.

Kimsede bayram telaşı,

 Kimsede bayramlık alış -  veriş heyecanı kalmamış,

Yürekler de '' sevgi'' yi bitirmişiz anne.

Sokaklarda cıvıl -cıvıl çocuk sesleri yerine,

Ölüm uykusuna yatmış kap kara kalpler  var anne.

Sokaklar karanlık ,

Karanlıklar içerisinde  yaşama tutunmaya çalışan '' ak yürekler '',

Çırpınıp duruyor anne.

Bayramlarda '' büyüklerin elleri mutlaka öpülür '' diyordun,

Ellerini öpeceğim büyüklerimi de bulamıyorum anne.

Kimsesizler, çaresizler yurduna terk edilmişler ,

Gözlerinden  sakındıkları can parçlarınca anne.

Ne zaman ellerini öpmek istediğim bir  büyüğümü görsem, bana yanaklarını uzatıyor,

'' El öpmekle dudak kirlenmez '' diyordun ya anne,

Dudaklarımızı temiz tutacak, öptükçe temizleneceğim eller kalmamış anne.

Büyüklerimizi de çaldılar...

Ne büyükler büyük gibi,

Ne de çocuklar çocuk gibi yaşayabiliyor anne.

Yine bir bayram geldi,

Hoş geldi. Bereketiyle geldi.

Söyle anne bizler neler yapalım?

Ne renkli kıyafetlerimiz,

Ne misafir bekleyen ev yemeklerimiz,

Ne de ellerini öpebileceğimiz büyüklerimiz var anne.

Seni çok özledim anne, ama babamda gözlerimden tütüyor.

Bu bayramda ellerinizi öpemeyeceğim sizlerin.

Bu bayram da ben öksüz, bu bayramda ben yetim kalacağım.

Nerede çocuklarının yanında bir anne - baba görsem iç geçirip kıskanacağım.

Sizden sonra çok şey değişti anne.

Bayramlarımızda öyle....

İnsanlar değişti,

İnançlar değişti...

Yitik sevdamızı arıyorum anne.

Hemde milli tarafından.

Bana kızma ne olur anne.

Özlüyorum işte......

Sizler kadar güzel bayramlarımızı,

Sizleri....

Ben geride bıraktığım çocukluğumu,

Çocuklarımızda hiç yaşayamadıkları o güzel bayramları özlüyor anne.

Özlüyoruz işte...

Sahiden bunlar;

'' Özlemlerimiz''i de çalarlar mı anne !!?

YORUM EKLE