Hak ve adalet, emek ve ekmek, özgür millet ve adil devlet için mücadele verdiklerini belirten Eğitim Bir Sen Bursa 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Acar, , devletten alacaklı olduklarını ama millete de hizmet borcu olduklarını söyledi.
Eğitim Bir Sen Bursa 1 No’lu Şube’de divan toplantısı yoğun bir katılımla gerçekleşti. İlçe teşkilatlarının ve işyeri temsilcilerinin teşkilatlanmadaki en önemli iletişim köprüleri olduğunun altını çizen Başkan Ramazan Acar, "Eğitim-Bir-Sen imzasıyla elde edilen haklar da tarihe gömdüğümüz yasaklar da tarihin kaydı altındadır. Eğitim sistemi ve felsefesi üzerindeki vesayet çemberinin parçalanmasının her evresinde fikrimiz, terimiz, gayretimiz var" diye konuştu.
Kamu görevlisi olarak eğitim çalışanı olduklarını anımsatan Acar, aynı zamanda milli gelirden paylarını hakkıyla almak için mücadele eden örgütlü bir yapı olduklarını, devletten alacaklı olduklarını ve bu konunun tartışma götürmez bir gerçek olduğunu ifade etti. Kamu görevi yapanlar olarak millete de borçlu oldukları bilinciyle hareket edilmesi gerektiğine vurgu yapan Başkan Acar, "İşimiz millete hizmet etmektir, bunu da unutmuyoruz. Bu anlamda üzerimize düşeni yapıyoruz. 14 Şubat 1992’den bugüne kadar yüzümüzü yere düşürecek, başımızı öne eğdirecek hiçbir olumsuz adım atmadık, bundan sonra da atmayacağız. 27 yıldır devam eden faaliyetlerimizde milletin hassasiyetlerini göz önünde bulunduran bir sendikacılık anlayışının hâkim kılmaya çalıştık" dedi.
Sorunları teşhis, çözümleri tespit odaklı çalışmalarla sendikal kulvarda farklarını ortaya koyduklarını kaydeden Başkan Ramazan Acar, "Yol gösteriyor, yol açıyor, yol alıyoruz. Kayıplara son veriyor, kazanımları artırıyoruz. Müfredattan ders kitaplarına, sınav sisteminden yerleştirme uygulamalarına her konuda ses veriyor, söz söylüyor, sesimizle birlikte sözümüzü de yükseltiyoruz" şeklinde konuştu.
Yayımladıkları raporlarla, odak analizlerle, yaptıkları çalıştaylarla, sempozyumlarla fikirlerini, öneri ve eleştirilerini muhataplarına ulaştırdıklarını dile getiren Acar, "Yakıp yıkan değil, üreten; kırıp döken değil, düzelten; cam indiren değil, fikir bildiren; barikat kuran değil; engel kaldıran tavrımızla yasaklara karşı çıkıyor, özlük ve özgürlük mücadelesi veriyoruz. Toplu sözleşme sürecinde kazanım için ter döktük. Toplu sözleşme tekliflerinde isabetimiz, müzakerelerde ehliyetimiz, hakem kurulu sürecinde konulara hâkimiyetimiz gündem oldu. Kamu İşveren Heyeti müzakerede uzlaştı, tutanakta şaştı. Uzlaşmadan ve paylaşımdan kaçınan bir işveren tavrıyla karşılaştık. Kamu işvereni kazandıracak teklif sunmadı, biz de kazandırmayan teklife imza atmadık. Çünkü biz omuzlarımızda 1 milyonu aşkın üyenin haysiyetini, 5 milyon 200 bin kişinin mesuliyetini taşıyoruz. Mesuliyeti yerine getirdik, haysiyeti çiğnetmedik. İmza atmak kadar atmamak da doğaldır. Sendikal aklın ve ahlakın adı ve vasfı Eğitim-Bir-Sen’dir, Memur-Sen’dir" dedi.
Yeni eğitim-öğretim yılının hem sevinci hem de sancıları olduğunu yaşayarak görmeye devam ettiklerini ifade eden Ramazan Acar, "Cüssesi büyük sorunlar, bütçesi olmayan okullar çelişkisinin giderilmesi gerekmektedir. Müşkülü ifade eden değil, müjde veren bir teşkilat olmak istiyoruz. Algılara teslim olmak, kusursuz cinayete kurban gitmektir. Mücadele sürerken okçular tepesini terk edemeyiz. Bizim domine etmediğimiz sahayı, başkaları manipüle edecektir, bunu unutmamalıyız" ifadelerini kullandı.
Sitem eden değil, sistem öneren çözüm odaklı sendikacılık yapmaya devam edeceklerinin altını çizen Ramazan Acar, "Ders kitaplarının ‘dert’ kitabı olmasına son verilmesini sağladık. İnsanı öteleyip bilgiyi önceleyen müfredata itiraz ettik. Raporlar, odak analizler hazırladık. ‘Sözleşmelilik son bulmalı, kamu sözleşmeli istihdam yanlışından kurtulmalı’ dedik, bunun için mücadele verdik, veriyoruz. Atamalarda, görevde yükselme ve unvan değişikliğinde personeli memnun etmenin esas olmasını istiyoruz" diye konuştu.
Darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliğinin kaldırılması için altı yıldır ‘serbest kıyafet’ eylemi gerçekleştirdiklerini hatırlatan Ramazan Acar, "Biz altı yıldır ısrarla diyoruz ki bu yönetmelik değişmeli, bu yönetmelik antidemokratik, bu yönetmelik Kenan Evren’in ruhunu taşıyor; bizi haki yeşili olarak görmek ve hizaya dizmek istiyor. Kamu görevlilerine öz yeterlilikleri gelişmemiş insan muamelesi yapılmasını kabul edemeyiz. Onun için bu yönetmeliğin bir an önce değişmesi gerekmektedir" şeklinde konuştu.