Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 31/08/1956 tarihli 6831 sayılı Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan “Orman Kanunu’nun 16. Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmelik” değişikliğine madencilik sektöründen tepki geldi.
Madencilik sektörünün önde gelen isimlerinden, Altın Madencileri Derneği (AMD) Başkanı Hasan Yücel, yeni yönetmeliğin madenciliği olumsuz etkileyeceğini belirterek eleştirilerde bulundu.
Yücel, yaptığı açıklamada, Resmî Gazete’de geçtiğimiz günlerde yayınlanan yeni yönetmeliğin, madenciliğin doğal yapısına aykırı birçok düzenlemeye yer verildiğini belirterek, "Yeni yönetmelikle, Türkiye’de zaten bir sürü olumsuzluk yüzünden entübe konumunda bulunan madencilik sektörünün fişi çekilerek, ölüme terk ediliyor. Madencilik sektörü yeni getirilen uygulamalarla adeta infaz ediliyor. Bu şartlar altında Türkiye’de madencilik yapılmaz. Bırakın yabancı yatırımcıyı, yerli üretici bile bulunamayacak. Madencilikte üretim azalacak, madencilikte cari açık artacak. Yeni yönetmelik, hükümetimizin yıllardır uygulamaya çalıştığı, ‘yerli ve milli’ enerji ve maden politikasına da büyük darbe vuracaktır” uyarısında bulundu.
Yeni yönetmelikle, ormanlık alanlarda madencilik yapılmasının imkansız hale getirildiğine de dikkat çeken Yücel, "Oysa Türkiye’deki ormanların sadece binde üçünde madencilik yapılıyor. Bu bilinmesine rağmen şimdi ormanların hiçbirinde madencilik yapılmasına izin verilmiyor. Madenciliğin nerede yapılacağına kanunlar karar veremez; bu bir doğa olayıdır. Çünkü madenler milyonlarca yılda oluşur. Madenler nerede ise orada çıkarılır. Kaldı ki madencilik geçici bir faaliyettir. Cevher alındıktan sonra doğa tekrar eski haline getirilir. Bunlar bilinmesine rağmen ormanlık alanlar bahane edilerek, madenciliğin ölüm fermanı imzalanıyor” uyarısında bulundu.
Yeni yönetmelikle rezerv alanlarına 150 hektar sınırının getirilmesinin de bilimsellikten uzak olduğunu da vurgulayan Yücel, “Maden sahalarının optimize edilmesi ve ekonomik olarak işletilebilmesi için bu sınırlamaların kaldırılması gerekmektedir. Aksi takdirde madenlerin işletilmesi ekonomik olmaktan çıkacaktır. Bu durum, maden sahası bitiminden sonra alanın rehabilitasyonunu da olumsuz etkileyecektir. Madenler bir bir kapanacak. Sektördeki onbinlerce çalışan bu ekonomik şartlarda işsiz kalacaktır. Böyle bir sınırlama part-time madencilik yapılmasına yol açar. Bunun dünyada örneği yoktur” tepkisini gösterdi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, madencilik sektörünün, Türkiye’nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYİH) yaklaşık %1,2’sini oluşturduğuna ve doğrudan ve dolaylı olarak 150 binden fazla kişiye istihdam sağladığına dikkat çeken Yücel, madencilik sektörünün cari açığın azaltılmasında kritik bir rol oynadığını belirterek, "Ülkemizin zengin maden rezervlerini değerlendirerek, ithalatı azaltabilir ve cari açığı düşürebiliriz. Ancak son yayınlanan yönetmelik bu potansiyelin kullanılması engelleniyor. Kısaca zengin yer altı kaynaklarımızın fakir bekçisi olarak kalmaya devam edeceğiz. Üretmek yerine yurt dışından ithal ederek tüketeceğiz. Bu ülkemize yapılan en büyük haksızlıktır. Mevcut yatırımcıların eli kolu bağlanıyor. Çünkü oyun devam ederken, oyunun kuralı değiştiriliyor.” uyarısında bulundu.
Dünya genelinde yeşil enerjiye geçiş çabalarına dikkat çeken Yücel, "Yeni yönetmelikle, maden işletmelerinin kendi enerji ihtiyaçlarını karşılamaları için yenilenebilir rüzgar enerji santralleri kurmaları imkansız hale getiriliyor. Tüm dünya yeşil enerji diye çırpınırken, maden işletmelerinin kendi tesislerinin ihtiyacını karşılayacak yenilenebilir enerji yatırımlarına izin verilmemesi, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması hedefleriyle de çelişmektedir. Türkiye, Paris Anlaşması kapsamında ‘ 2053 yılına kadar karbon nötr’ olma hedefini tutturacağını belirledi. Bu hedefe ulaşmak için yenilenebilir enerji yatırımlarının artırılması kritik öneme sahiptir. Ancak yeni yönetmelik, bu alandaki yatırımları da kısıtlayıcı niteliktedir. Tüm dünya yeşil enerji için çırpınırken biz engellemek için çırpınıyoruz” dedi.
Yeni yayınlanan yönetmeliğin, Orta Vadeli Programda yerli ve milli madenciliğin desteklenmesi hedeflerini de sekteye uğrayacağına dikkat çeken Yücel, “Bu yönetmelik, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı yardımcımız Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın madencilik sektörünün gelişmesine ve yeraltı kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasına ilişkin uyguladıkları ekonomik kararlılığı ve emeklerine de zarar veriyor. Bu yönetmelik, binbir çile ve emekle ayakta durmaya çalışan madencilik sektörünün infazını hızlandırır. Sektör temsilcileri olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızdan, ekonomi yönetiminden ve Enerji Bakanımızdan, madenciliğin ölüm fermanının ilanı anlamına gelen yönetmeliğin, bilimsel veriler ışığında, sektörün de görüşü alınarak acilen düzeltilmesini talep ediyoruz. Aksi taktirde zaten ayakta durmakta zorlanan sektör kısa zaman içinde iflas bayrağını çeker” çağrısında bulundu.