Sivas’ta bulunan ilginç dolinlerin jeoturizme kazandırılması beklenirken, içlerinde tarım yapılması da dikkat çekiyor.
Sivas’a bağlı Beypınar köyü çevresinde yüzyıllar içerisinde oluşan dolinler dikkat çekiyor. Jipsli kayaçların yağmurun etkisiyle çözülmesi sonucu oluşan dolinler oluşturdukları görüntü ile dikkat çekiyor. Jeoturizme kazandırılması beklenen dolinler günümüzde çiftçiler tarafından tarım arazisi olarak kullanılıyor. Görüntüleriyle dikkat çeken dolinlerin Türkiye’nin en uzun nehri olan Kızılırmak’a da kızıl rengini verdiği düşünülüyor.
Yağışlarla birlikte çözünen kayaçların kızıl bir renge boyandığını ifade eden Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Fatih Kartal, Türkiye’nin en uzun nehri olan Kızılırmak’ın da rengini bu kayaçlardan aldığını söyledi.
"Türkiye’nin en önemli sahalarından birisi"
Bahse konu alanın kalsiyum sülfattan oluşan jipsli sahalar olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Fatih Kartal, "Burası Türkiye’de çok önemli sahalardan bir tanesi. Niye diyeceksiniz? Çünkü burası jips kayacı adını verdiğimiz alçı taşı taşıdır. Bu Türkiye’de en yoğun halini görüldüğü yer olarak tabir edebiliyoruz. Bu kayaç çok önemli, bileşimi kalsiyum sülfattır. Bakıldığı zaman buraları eski Miyosen dönemine ait olan daha çok denizel kökenli ve denizel çökenlerin olduğu bir saha. Zaten jipsin oluşma özelliğine de baktığımızda işte bu miyosen dönemindeki denizel alçak sahalardaki çökelme ve neticesinde olan bir kayaçtır. Mors ölçeğine göre iki derece sertlik direncine sahip olan bir kayaçtır. Bunlar da zaman içerisinde çözülmesi ve erimesi ile birlikte irili ufaklı çok fazla dolinlere ev sahipliği yapan bir kayaç olması nedeniyle çok büyük önem taşımakta" dedi.
"Turizme kazandırılabilir"
Bu sahaların çok amaçlı kullanılabileceğini aktaran Dr. Öğretim Üyesi Kartal, "Biz buraların geneline karstik saha diyoruz. Buralar çok amaçlı kullanılabilir. Yani buralar tarım amaçlı olarak açılmış olan sahalar değildir esasen. Bunlar işte kimi zaman bakarsanız ki turizm sektörü kimi zaman baktığınızda tarımsal, kimi zaman da hayvancılık maksatlı olarak kullanılan sahalar olarak görüyoruz biz. Ama tamamıyla buraların tarıma elverişli ve tarım amaçlı kullanılabilecek sahalar olduğunu söyleyemeyiz. Etrafımızda görüyoruz ki çiftçilerimiz burada jipsin çözülmesiyle birlikte oluşan bu kırmızı topraklarda tahıl tarımı yapmak maksadıyla da burada tarım sahaları olarak da kullanılıyor. Burada doğal bir sit alanı olarak değerlendirilebilir. İrili ufaklı çok güzel jeolojik ve jeomorfolojik özelliklere sahip olan sahalar. Buraları da bu anlamda zaman planlamaları yapılarak koruma altına alınabilir" dedi.
Çözünen jips Kızılırmak’a rengini veriyor
Kızılırmak’ın sulamada kullanılamadığını belirten Kartal, "Şimdi içerisinde kalsiyum sülfat olduğu için yağışlarla birlikte ya da çevredeki sularla birlikte bunlar rahat çözülebilir ve derelere akarsulara karıştığı zaman bu kalsiyum sülfat, sularda sülfürik özelliği oluşturabilir. Bundan dolayı da ‘Kızılırmak akıyor, Sivas halkı bakıyor’ tabiri vardır. Bu tabirin çok fazla vuku bulmasındaki temel özellik de sülfürik asit özelliği olduğu için içme, kullanma ya da tarımsal maksatlı çok fazlasıyla istifade edemiyoruz. Bu yüzden bunlarla ilgili uzun dönemde ya da kısa dönemde planlamalar yapılması ve bunların da özellikle sular içerisinde kullanılabilir özelliğe getirilmesi lazım. Özellikle Kızılırmak’ın belli yerlerinde membranlar kullanılarak bu sudan istifade edilebilir. Mesela yapmış olduğumuz araştırmalar şunu çok net olarak gösteriyor ki Kızılırmak’ın doğduğu Kızıldağ’daki İmranlı civarındaki içilebilir kalite ve güzellik de olurken İmranlı çıkışından Sivas merkeze gelindiği zaman bu suyun kullanılamadığını görüyoruz. Bundaki en büyük temel sebeplerden bir tanesi işte çok da özünden bahsettiğimiz jips adını verdiğimiz bu kayacının çözünerek dönüşmesi. Bu toprakların yağış sularıyla işte kol ve derelerle birlikte Kızılırmak’a taşınıyor. Rengine buradan aldığını söyleyebiliriz" şeklinde konuştu.