Kişisel Gelişim Uzmanı Kamil Vüsal Paşayev, okulların açılmasına birkaç gün kala 1,5 yıl sonra yeniden yüz yüze eğitime başlayacak öğrencilerin okula uyumu onuşunda ebeveyn ve öğretmenleri uyardı.
Kişisel Gelişim Uzmanı Kamil Vüsal Paşayev, yaklaşık 1,5 yıl aradan sonra yüz yüze eğitimin başlamasına ve okulların açılmasına birkaç gün kala ebeveynleri yapması gerekenler konusunda uyardı. Çocukların bu sürece alışmasının psikolojik açıdan hiç kolay olmayacağına dikkat çeken Paşayev, veli ve öğretmenlerin yapıcı, teşvik edici ve sabırlı bir tutum takınmalarının gerektiğinin altını çizdi.
“Çocukların kaygı düzeyi artabilir”
Uzun bir aradan sonra yüz yüze eğitimin yeniden başlayacağı süreci psikolojik açıdan ele alan Kişisel Gelişim Uzmanı Paşayev, “Pandemi, toplumumuzda sağlık sorunlarının yanı sıra birçok psikolojik travmalara, kaygı ve obsesif kompulsif bozukluklara neden oldu. Günlük yaşantımızda toplu halde etkinlik yapma, eğlenme, dinlenme aktiviteleri gibi bazı rutinlerimizden vazgeçmek ve yeni birçok alışkanlıklar edinmek zorunda kaldık. Yaş grubu fark etmeksizin hepimiz küçük oranda bile olsa bu süreçten etkilendik. Kimilerimiz pandeminin psikolojik etkisini hafif ve kısa sürede atlattı, kimileri bu süreci daha zor geçirerek etkisinden kurtulamadı. Konu çocuklara gelince durum daha önemli ve endişe verici bir hal alıyor. 1,5 yıl her şeyden izole edilmiş, eve kapatılmış çocuklarda özellikle internet, telefon, tablet, televizyon bağımlığı, antisosyalleşme, iletişimden kaçma, yalnız kalmak isteme, sağlık açısından kendini güvende hissetmeme, yemek ve uyku düzenin bozulması gibi olumsuzlukların kaygı düzeyini arttırdığı görülmektedir” dedi.
Ebeveynleri bu süreçte yapıcı, teşvik edici ve sabırlı olmaya çağıran Paşayev, “Bu süreçte ebeveynleri zorlu bir görev bekliyor. Çocukların erken kalkıp okula zamanında gitmelerini, derslerini ve ödevlerini düzenli olarak takip etmelerini, yüz yüze eğitime adapte olmalarını sağlamak gibi. Sakın çocuklarınızı okula göndermemezlik yapmayın. Bu sorunla baş etmek için bir çözüm olamaz. Doğa literatüründe çözümü olmayan sorun yoktur. Sorundan kaçarsanız o daima varlığını sürdürür ve asla peşinizi bırakmaz. Her seferinde onunla yüzleşmek zorunda kalırsınız. Ama doğru tedbir alarak bu süreci çocuklarınızla beraber en az riskle atlatmış olursunuz. Şunu unutmamak lazım; bir soruna karşı yaklaşımımız çocuklarımıza örnek ve referans niteliğindedir. Bu yüzden çocuklarımıza doğru örnek olalım” diyerek bu konuda yetersiz kalacağını düşünen ailelere, eğitim uzmanlarından ve uzman psikologlardan destek almalarını tavsiye etti.
Paşayev, ebeveynlerle beraber öğretmenlerin de bu süreçte çok önemli rolünün olduğunun altını çizdi. Paşetevi, konuyla ilgili şu tavsiyelerde bulundu:
“Çocukların bir buçuk yıllık akademik kaybı ve gerilemesi var. Akademik anlamda çoğu çocuk kendini sınıfta yetersiz hissedebilir. Kendilerini arka planda tutmaya, etkileşimden kaçmaya çalışabilir. İlk günlerde derslere geç kalma, odaklanma gibi sorunlar sıklıkla görülebilir. Böyle durumda çocuklara yapıcı bir tutumla, teşvik ve motive edici bir üslupla yaklaşılmalıdır. Korkmayıp vazgeçmeyerek zamanla adapte süreci kendiliğinden rayına girecektir. İlk iki üç hafta çok önemli, ders ve ödev ağırlıklı değil, rehberlik ağırlıklı derslerin yapılması adaptasyonu daha da hızlandıracaktır”
Paşayev, “Risk almayın, tedbir alın. Hep beraber çok kıza zamanda bu sorunun üstesinden geleceğiz” sözleriyle ebeveynlere, öğrencilere ve öğretmenlere “Aşı olun” uyarısında bulundu.